BluTV'de kesinlikle izlenmesi gereken 10 film

Türkiye'nin en popüler dijital dizi ve film izleme platformlarında biri olan BluTV, neredeyse her gün yepyeni bir içeriği abonelerine sunuyor. BluTV'de eleştirmenler tarafından beğeni toplayan yerli ve yabancı filmleri bir listede birleştirdik. 

İşte BluTV'de kesinlikle izlenmesi gereken yapımlar...

SOFRA SIRLARI

Demet Evgar’ı Neslihan rolünde izlediğimiz Sofra Sırları, iyi bir atmosferin içinde kendini sıkışmış hisseden bir kadının yolunu kaybedişini görüyoruz.

Neslihan hayatını kocası ve evine adamıştır. Dışarıdan bakıldığında sevimli ve utangaç bir ev hanımı olarak gözükür. Eşinin işi sebebiyle uzun yıllardır Anadolu kasabalarında yaşayan Neslihan, iyi de bir aşçıdır. Tüm çevresi onun yemeklerine bayılır onu yemekleri ile tanır. Gayet sıradan görünen bu aile hayatında, Neslihan'ın yakın çevresindekiler bir bir ölmeye başlayınca tüm gözler ona çevrilir. Mükemmel bir aşçı, evine ve eşine düşkün kısacası mükemmel bir ev hanımı olarak bilinen Neslihan, aslında bir seri katildir. Şehre yeni atanmış, çok zeki, Amerika’da eğitim görmüş, hırslı ve genç bir komiser bu işin peşini bırakmamaya kararlıdır.

İÇİMDEKİ GÜNEŞ - LET THE SUNSHINE IN

Başrolunde Juliette Binoche’yi Isabelle olarak izlediğimiz İçimdeki Güneş filminde, aradığı mutluluğu bulabilmek için önce yanlış yerlere baktığını fark eden ve yeniden aşkı aramaya koyulan bir kadının hikayesini izliyoruz.

Paris'te yaşayan ressam Isabelle, sanatçı olmanın yanı sıra aynı zamanda boşanmış bir annedir. Isabbele duygularının hayatını yönlendirmesine izin veren, mutsuz ve kararsız bir kadındır. Dünyanın en romantik şehrinde bile aşkı bulamayan Isabelle’ın aşk hikâyesindeki aktörler değişse de sonuçlar Isabelle için hep aynı hayal kırıklığıdır. 

GİZEM TRENİ - MYSTERY TRAIN

1989 yılında çekilen, ABD ve Japonya ortak yapımı olan Gizem Treni, bağımsız kült film.

Japonya, İtalya ve Birleşik Krallık’tan gelen bir grup turist, kendilerini Amerika’nın rock’n’roll başkenti Memphis’te, tuhaf, salaş bir otelde bulurlar. Şehrin müzikal geçmişi onların yollarını kesiştirir. Memphis’te aynı zaman diliminde geçen 3 ayrı hikayeyi izleyeceğimiz filmde dönemin ruhunu da yakında görüyoruz.

DAVID LYNCH: YAŞAM SANATI (THE ART LIFE)

David Lynch, hayatının yaratıcı yıllarına samimi bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculukta Lynch, kendi sanatının, müziğinin ve erken dönem filmlerinin içine giriyor, benzersiz dünyasının karanlık köşelerine ışık tutuyor ve izleyicilerin onu daha iyi anlamasını sağlıyor.

Filmde, Amerika'daki küçük kasabada pastoral yetiştirmeden Philadelphia'nın karanlık caddelerine kadar, Lynch'i takip ederek sinemanın en gizemli yönetmenlerinden birinin şekillendirilmesine yardımcı olan olayları izliyoruz. 

SAF

Filmde gecekonduda yaşayan bir çiftin, mahallede çıkan kentsel dönüşüm söylentileri sonrasında değişen hayatlarını izliyoruz.

Kâmil ile Remziye, Fikirtepe’de bir gecekondu mahallesinde yaşayan evli bir çifttir. Naif bir adam olan Kâmil, yan mahallede yürütülen kentsel dönüşüm projesinin şantiyesinde çalışmaya başlar. Uygulanan kentsel dönüşüm projesine mahalleli oldukça tepkilidir. Mahallesinde gördüğü tepkiler ve iş yerinde artan baskılar, Kamil’i farklı bir adama dönüşmesine sebep olur. Kamil’in yaşadıkları onunla birlikte en çok eşi Remziye’yi etkiler. 

“El Yazısı” filmi ile tanınan Ali Vatansever’in yönetmen koltuğunda oturduğu filmin başrollerini Saadet Işıl Aksoy ve Erol Afşin paylaşıyor. Filmin senaryosu ise Ali Vatansever’e ait.

ÖYKÜ (THE TALE)

Bir belgesel yönetmeni olan Jennifer, annesinin bekaretini kaybetmesi ile ilgili kısa bir hikâye yazmıştır. Hikâyeye göre annesinin binicilik eğitmeni ve koşu hocası, annesinin bekaretini kaybetmesi için ona komplo kurmuştur. 13 yaşında yazmış olduğu hikâyenin ortaya çıkışıyla Jennifer'ın annesi bu hikâyeden oldukça etkilenir ve sinirlenir. Annesinin tepkisinin ardından Jennifer geçmişine yolculuğa çıkar. Geçmişini ve yaşadığı ilk cinsel ilişkisini sorgulamaya başlayan Jennifer’ı izlediğimiz filmde, “Hayatta kalabilmek için kendimize anlattığımız hikayelerin üzerine kurulu bir hayat gerçekte ne kadar sağlam olabilir?” sorusuna cevap arar.

İŞE YARAR BİR ŞEY

Bir etkileşim hikayesinin anlatıldığı filmde Şair Leyla’nın, gece treniyle çıktığı uzun bir yolculukta manzarayı ve insanları iştahla izlerken hemşirelik öğrencisi Canan’ı fark edişinden sonra gelişen olayları izliyoruz.

Bu genç kızı son istasyonda ağır bir sorumluluk bekliyordur. Leyla, Canan’ın anlattıklarından ve anlatmadıklarından bir hikâye kurar. Hikâyeye kendini kaptırır ve ona eşlik etmeye karar verir. Hikâyenin sonunda bir iyilik meleği mi yoksa bir katil mi olacaklarını henüz o da bilmiyordur.  Filmin ilk kısmının trende geçiyor oluşu ile oluşan atmosfer filmin devamına ışık tutuyor. Filmde iki karakterin aralarında yaş farkı sosyo-kültürel yapı farklılığının ve bu farklılıklar ile aralarında doğan etkileşimi izliyoruz.

TOZ BEZİ

Evlere temizliğe giden iki gündelikçi kadının yaşam mücadelesini anlatan Toz bezi, evlere gündeliğe giden Nesrin’in kocası Cefo iş bulamadığı için kendisine kızan karısına rest çekip evi terk ediyor. Nesrin’ün üst kat komşusu ve yakın arkadaşı olan Hatun ise Nesrin’e oranla uzun yıllardır evlere gündeliğe giden bir kadın. Hatun’un en büyük hayali Moda’da gündeliğe gittiği evler gibi bir ev sahibi olmak ve oğlunu da şimdiki oturduğu bu semtten kurtarmak. Hatun’un kocası Şero ise sadece iktidar kurulması gerektiği takdirde ortaya çıkan bir adam. Neticede Hatun da Nesrin de kendi kendilerine işlerini halledebilen iki güçlü karakter. Filmde Türkiye’ ye dair coğrafya, etnik, ekonomik, kültürel ve cinsiyet üzerine birçok temel problemi görüyoruz.

SONSUZLUK ÜZERİNE - ABOUT ENDLESSNESS

Yönetmen Sonsuzluk Üzerine filmi ile insanların güzel olduğu kadar acımasız da olan hayatlarına bir yolculuk gerçekleştiriyor.

Hayatın acı ve tatlı taraflarını gözler önüne seren Sonsuzluk Üzerine, Roy Andersson tarafından Binbir Gece Masalları’nın anlatıcısı Şehrazad’ın öykü anlatımından ilham alınarak çekildi. Kendilerini sırılsıklam yapan yağmurun altında kızını doğum günü partisine götüren bir babanın, inancını yitirmeye başlayan bir rahibin, aşkı hiç tatmamış bir adamın, bir kafenin dışında özgürce dans eden kızların hikayesini konu ediyor. 

SİBEL

25 yaşındaki Sibel, Karadeniz’in ıslık diliyle konuşulan, küçük bir köyünde babası ve kız kardeşiyle yaşamaktadır. 

Çocukluğunda geçirdiği hastalık sebebiyle konuşamayan, çevresiyle ıslık diliyle anlaşan Sibel hayatını tarla, orman ve ev arasında geçirir.  Film, köyde kendini yalnız ve dışlanmış hisseden Sibel’in, gizemli bir kurdun peşindeyken ormanda saklanan Ali adında bir yabancıyla karşılaşmasını anlatılıyor. Sibel, Ali’yle iletişim kurmaya başlayınca, içinde gizlenen gücü fark ediyor.