Arif Kızılyalın

Bakan’ın işi zor

24 Temmuz 2017 Pazartesi

Osman Aşkın Bak, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na atandı. Aslında geciken bir görevlendirmeydi. Çünkü AKP saflarında yer alıp spor yönetimini bilen isim sayısı bir elin parmakları kadar. Faruk Özak, Mehmet Atalay, B. Yunus Uçar, Ali Düşmez, Serhat Karadağ ve Fuat Guguloğlu.
Ve bu isimler içinde Osman Aşkın Bak öne çıktı. Karadeniz kökenli olması dolayısıyla futbola yatkın, lisanslı futbol oynamış. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile “abikardeş” liğinin başladığı yıllarda İBB, Kasımpaşaspor yöneticiliklerinde bulunmuş; tutkusu ise güreş. Esat Güçhan Federasyonu’ndan bu yana hep ilgi duymuş ata sporuna. Siyasetin de verdiği güçle 2 dönem Güreş Federasyonu Başkanlığı var. Onun döneminde uluslararası arenada madalyalar gelmiş, doping gerilemiş.
Mühendis kökenli Bak’ın siyasetçiliği ise son yıllara dayanıyor. Önce AKP İstanbul Milletvekilliği, sonra 2015’te Rize 3. sıra adaylığı ve yeniden Meclis, biraz da sesi gür!
İstanbul’da rahat rahat kazanabileceği 2. bölge yerine Rize’ye hem de 3. sıraya gönderildiğinde AKP çevreleri, “Sürgün” yorumlarında bulunmuştu. Bu soruyu kendisine seçimler öncesi Güneysu Ahmet Erdoğan İmam Hatip Lisesi Toplantı Salonu’nda sordum. Gülümsedi, “Tayyip Bey, Rize’de 3’te 3 istiyor, güvenmese göndermezdi” dedi. “O zaman ufukta spor bakanlığı var galiba Osman Bey” dedim. “Makam önemli değil. Parti güçlü çıksın şu seçimden önce” diye ekledi. Bu konuşmamıza Cumhuriyet Rize muhabiri Faik Bakoğlu da şahittir; hatta Bakoğlu, “Rize’de CHP ve MHP 3. sırayı zorluyor. Tayyip Bey en güvendiği ismi yolladı ki, kırılma olmasın” yorumunu yapmıştı.

Ateşten gömlek
AKP o seçimi ve sonrasındaki tekrar seçimi önde bitirdi, Bak, iki sandıktan da milletvekili çıktı. Ancak Spor Bakanlığı’na ataması biraz gecikmeli gerçekleşti. Sonuçta spordan, spor yöneticiliği yapmış birinin Spor Bakanlığı’na getirilmesi önemli. Ancak Osman Aşkın Bak’ın ateşten gömleği giydiği de bir gerçek.
Şimdi Bakan Bey’in elinde patlamaya hazır 2 bomba var. Biri futbol. Gerçi futbol her ne kadar özerkse de TFF’deki ihlâller çizmeyi aştığı için otorite, daha doğrusu Saray, “Osman Bey, şu futbola bir bak” diyebilir. Diyecek de kulağımıza geldiği kadarıyla Cumhurbaşkanı, futbol sohbet arkadaşı Rıdvan Dilmen’e sürekli, “Ne olacak bu futbolun hali?” diye dert yanıyormuş. TFF kurullarına ait bazı bilgileri istemiş. PFDK, Tahkim, Temsilci, Gözlemci ve MHK’deki isimleri merak etmiş. Anımsarsınız; 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası federasyondan çok sayıda kişi suçlu-suçsuz demeden yollanmıştı ama Cumhurbaşkanı’na, “Futbolda Bylockcular cirit atıyor. Futboldan kovulan başka federasyonlara kapağı atıyor” denmiş olmalı ki bu işe vakit ayırmış. Sözün özü Osman Bak, bu krizi çözmek zorunda.

Sistem değişikliği şart
Bakan Bey’in ikinci önceliği ise her ne kadar olimpiyat, başarı, doping gibi gözükse de sistem değişikliğinden başka bir şey değil. Bilmem dikkatinizi çekti mi? 6 ay önce Cumhurbaşkanı, “Atletizmde, teniste, futbolda atılım şart. Olimpiyattaki halimizi gördük. Yerel ve merkezi yönetimler sporda orta noktayı bulmazsa sporcu yetiştiremeyiz” demişti. Ne var ki bu konu kapandı gitti. Ülkede Erdoğan’ın ağzından çıkan her söz yasa kabul edildiği halde spordaki bu uyarı dikkate alınmadı. Hatta eski Bakan Akif Bey’in ünlü spor gazetecileriyle TV’de yaptığı sohbet toplantısında konu gündeme bile gelmedi. Belki bir gazeteci çıkıp, “Sayın Cumhurbaşkanı böyle diyor ama belediyeler profesyonel futbol peşinde koşmaktan başka hiçbir şey yapmıyor” dese belki Akif Bey, durumdan vaziyet çıkarır ve köhnemiş sisteme neşteri vururdu! Demek ki biz gazeteciler değil, eski Bakan da Türk sporunun kötüye gittiğini fark edememiş!
Görüldüğü üzere Sayın Bak’ın işi çok ama çok zor! Çözer mi? Zor ama çözmek zorunda!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları