Kimi hafta boyunca cumayı bekler... Kimi koskoca bir yıl boyunca yazı... Günleri sayarlar; bazıları saat, dakika kovalar.
İşin içinde özlem vardır, renkli düşlerle süslenir o “final” anı. İşte futbol dünyası da bir yıl boyunca Galatasaray-Fenerbahçe buluşmasını gözledi, totemler yapıldı, iddialaşıldı, yarı amatör yarı profesyonel tahminler havalarda uçuştu!
Peki ne oldu?
Eskiler, “Dağ fare doğurdu” der. İşte öyle bir maç izledik, adı derbiydi sadece! Büyük beklentiler karşılıksız çek gibiydi! Son yıllarda olduğu gibi kazananı olmayan bir devler randevusuydu. Başladığı gibi bitti, keçiboynuzu gibi tat vermedi; özellikle de 52 bine yakın seyircisiyle Türk Telekom’u dolduran G.Saraylılar, hiç hoşlanmadı bu sonuçtan... Belki Fenerbahçe “Seyrantepe’de yenilmedim” diye bir teselli ikramiyesini cebine koyuyordu lig lotaryasında; ancak onlar için de bu kadar rahat oynadıkları bir G.Saray maçından 3 puanı alamamak sanırım sevindirici olmasa gerek. Düşünsenize, maçın uzatmalarının sonunda bile galibiyetle burun burunasınız hatta Kruse, biraz darbeli vursa belki lig farklı bir biçimde seyredecek. Ama onlar da vasıfsız derbide figüran olmayı seçti. 10 dakika, devrenin son 5 dakikası ve 2. yarının belli bölümlerinde F.Bahçe daha öndeydi. 39’luk Emre, Gustavo’yla oyunu tuttu. Galiba bu yüzden Sarı-Kırmızılılar, belki de iç saha maç istatistiklerinde geri pas rekoru kırdı!
G.Saray’ın sorunu topu Falcao’yla buluşturamamaktı. Bir, bilemediniz iki kez görebildiler Kolombiyalıyı; onlarda da bir kez ofsayta takıldı Falcao, bir kez de asist olabilecek incelikteki pasını Lemina değerlendiremedi. O da top gelmeyince 9.5 numaraya geçti, “maskeli” 10 numaranın ürkekliğini silme adına. Babel de paylaşmalı kontrol edilince gol işi rafa kalktı!
İşin garibi maçı hızlandırması için alınan Emre Mor’a oyunda kaldığı 25-26 dakikalık bölümde pas aktarılamamasıydı. Feghouli’nin çıkarken yaptığı tavırda akılları kaldı bazılarının (!) Nzonzi, Muslera, Lemina ve biraz da Luyindama’yı arkadaşlarından ayrı tutarsak G.Saray; gireniyle çıkanıyla bu derbiye hazırlanamamış. Çünkü F.Bahçe’nin orta alan üçgenlerine çözüm üretemediler; belki de Fatih Terim’in tribünde oluşu, “ateşleme” sorununa yol açtı ve hızlanamadılar bilinmez ama Sarı-Kırmızılı camianın stadı homurdanarak terk ettiği de bir gerçek.