Anımsıyorum, yıl 2002’ydi. Türkiye, ‘ehil’ ellerde Güney Kore ve Japoya’daki Dünya Kupası’nda final kovalıyordu. Tüm ülke sağı solu, önü arkasıyla Ulusal Takım’ın peşindeydi. Galatasaraylılık, Fenerbahçelilik, Beşiktaşlılık, Trabzonluluk bir yana bırakılmış, ‘ulusal birliktelik’ sağlanmıştı. Van merkezden Diyarbakır Ofis Caddesi’ne, İzmir Gündoğdu’dan Antalya Kaleiçi’ne kadar herkes kırmızı-beyaza boyanıp maç izliyordu. Kürt, Laz,Çerkes, Roman ayrımı da hiç yoktu, herkes Türktü. Sabah erken saatlere alınan maçlar için çocuklar okula 37 ekran TV götürüp öğretmenlerini ‘kafaya alıyor’, dersi maçla bölüyorlardı... Şimdi? Dün gece Trabzon’da oynananan Türkiye-Rusya maçını yayımlayacak TV bile bulamıyorduk az kalsın. Medya devi ve gazete patronu TFF Başkanı Yıldırım Demirören’le vergilerimizle hayatta kalan TRT çözüm üretemedi geç saatlere kadar... Kabul, yayın tüccarlarının istediği tutar çok yüksek ama öte tarafta da şekli, silüeti kanla, kefenle yazılan bir Ulusun gözbebeği Ay-Yıldızlı 11 var... Milletin karnına kramplar girdi. Allahtan, ‘büyük yerden’ gelen emir TRT’ye kesenin ağzını açtırdı da insanlar, zaten uzak kaldıkları ulusal heyecandan iyice kopmadı. Yayın gerçekleşti, kim elini taşın altına soktuysa sağ olsun. Toplumun büyük kesiminin maçtan haberi bile yoktu. Türkiye; UEFA Uluslar Ligi’nde kimle oynuyor, hedef ne, en fanatik futbolsever bile bilmiyordu... En acısı, ‘Yaşa Ulusal Takım’ demeyi unutmuştuk. Bedava dağıtılan biletler, evden telefonla maç davetleri olmasa Trabzon’da tribünleri bile dolduramayacaktık. Sözün özü Ulus olarak havamızı kaybetmişiz! Maça gelince; Lucescu takımı yenilemek istiyor. Doğal olarak da sancı çekiyoruz. Hücum hattını Avrupalılara vermiş Rumen hoca. Cenk, Cengiz ve Hakan Çalhanoğlu’yla şekillendirdik gol arayışlarını... Ama uyum yok. Savunma ise Çağlar dışındaki ‘elden düşme’ yerliler nedeniyle sorunlu. Premier Lig’den gelen Çağlar, savunmaya ‘İngiliz’ esintisi getirmişse de yetmiyor. Serdar kaydı, Hasan Ali araya giremedi, Şener kademeden koptu, golü yedik. Sonra bir canhavliyle yüklendiğimizde belki de geleceğe dair izlenimler edindik. Birkaç dakika önce hata yapan Serdar, topyekûn kalkılan hücumda müthiş vurdu: 1-1. Ne var ki devamı gelmedi bu hareketliliğin... Serdar - Kaan değişikliği, olmayan uyumu da iyice bozdu. Rusların 2. golünde birbirinin futbol dilinden anlamayanların ortak hatası vardı. Orta sahayı ise en iyisi hiç sormayın. Oğuzhan girene kadar o bölgeyi kullanamadık. Yakaladığımız fırsatlar kaleci Lunev’e takılınca yenilgiyle başladık Uluslar Ligi’ne...