Galatasaray geçen hafta uzatma dakikalarında uyanmıştı kâbustan; bu kez de işi son dakikaya bıraktı. İlk yarıdaki temposuyla farklı kazanabileceği maçı, kaptan Selçuk’un 90. dakikadaki frikikiyle kurtardı.
Ayrıntılara gelirsek; ön plana çıkan 2 unsur var dün akşama dair.
İlki G.Saray’ın eline, diline, beline sahip olamaması. Hacı Bektaş Veli’nin bu ünlü sözünün ‘futbolca’sı sergilendi TT Arena’da. Eline sahip olamayanlar Chedjou ve Tolga’ydı... İkisi de kafalarıyla uzaklaştırabilecekleri topları elleriyle çıkartmayı tercih ettiler. Sanırsınız ki plajda voleybol oynuyorlar. 1 dakika arayla yaptılar bu can alıcı ihlalleri; 60 saniyede 2 penaltı! Tolga da Chedjou da ülkelerinin milli takımında oynuyorlar ama akıl tutulması yaşadılar galiba! İlkini Muslera kurtardı, ikincisinde onun da yapabileceği bir şey yoktu. Az kalsın maç gidiyordu ki Sneijder ve Podolski gibi toplara müthiş vuran iki yıldızı kenara itip sorumluluk alan Selçuk’un frikiki can suyu oldu.
Maçın dikkate alınması gereken ikinci unsuru; G.Saray’ın - ilk yarıdaki - baş döndüren futbolu...
Coşkuluydular, istekliydiler, Tudor’un itelemesiyle inanılmaz koştular ve 33. saniyede yenik duruma düşmelerine karşın devre biterken soyunma odasına önde gittiler. Hem de başlangıç şablonlarının stoper Hakan’ın sakatlığıyla sekteye uğramasına rağmen. Tam 338 başarılı pas yapmışlar. G. Birliği 112’de kalmış. Topla buluşma sayısında rakibi ikiye katlamışlar (439). Meşin yuvarlağa hâkimiyetleri yüzde 70’lerde, koşu mesafeleri de başkent temsilcisinin çok önünde.
Ne var ki G.Saray’ın ilk 45 dakikalık görüntüsünden 2. yarıda eser yoktu. Belki yoruldular belki ilk yarıda başarılı olan 3’lü defansın Sabri’nin sağa yaslanmasıyla 4’lüye dönüşmesi dengelerini bozdu bilinmez; düştüler oyundan. Zaten el, bel ve dile sahip çıkamama dakikaları da ikinci bölümde yaşandı.
Sonuçta kazandılar, haftayı kârla kapayıp lig ikincisi Başakşehir’in başını alıp gitmesine ‘hayır’ dediler!