Bedri Baykam
Bedri Baykam bedri.baykam@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bayram Şekeri

05 Ekim 2014 Pazar

Fenerbahçe, evinde Passolig’e ve malum krizlere rağmen ite kaka kazandı. “Fenerbahçe’nin vidaları sökük” demiştik geçen hafta son cümle olarak hatırlarsanız... İşte o noktadan devam ediyoruz, kaldığımız yerden. Bekir’in gördüğü direkt kırmızı kart, bence biraz ağır bir karardı. Herhalde sarı kart çıkmalıydı orada. Ama benim eleştirim hakemden çok Bekir’e; orta sahadaki o alakasız topta niye ayağını rakibin ağzına, göğsüne kadar kaldırıp sokuyorsun? Gol mü kurtaracaksın o anda? Bir meslektaşını sakatlamaya değer mi? Ya da 1-1 giden bir maçta kırmızı alma riskine girmek değer miydi? Futbolda bir inancım var; sakatlama / sakatlanma. Mesela kim mi böyle oynardı? Alex. Ne gereksiz risk alırdı, ne arada tatlı - sert oyununa rağmen rakibi sakatlardı. Peki Bekir atıldı. Hemen ardından “olağan şüpheliler” Volkan ve Caner’in hışımla olay yerine gidip, kırmızı kartı kıskanırcasına kendi sarılarını alma merakına ne demeli?
Penaltı pozisyonuna bakıyorum. Hafif bonkörce olsa da verilebilecek bir penaltı. “Ama”sını şöyle anlatalım; bu penaltı Fenerbahçe lehine verilse, malum korolar haftalarca dediklerini bırakmazlardı, kimse aksini iddia etmesin. Fenerbahçe’de Webo ve Sow’un golleri, birbirinin karbon kopyası. Duran toplarda, Caner kesmelerine kalecinin soluna bırakılmış şekerli kafalar. İyi anlamda şanslı anlar. Çünkü özellikle ilk yarıda, Fenerbahçe oyun akışında hiçbir pozisyon elde edemedi. Sarı - Lacivertliler kendi evinde futbol oynayan bir şampiyon takımdan çok, bilinçsizce top koşturan vasat takım görünümündeydi. İsmail Kartal, ikinci yarıda yine kendine has değişiklikler yaptı. Diego’nun yerine Selçuk, Webo yerine Alves, Bunlar tabii “gol yememek” üzerine tasarlanmış hamlelerdi. Özellikle 2. golden sonra anlaşılır kaygılar olsa da Fenerbahçe seyircisi bu tavırları biraz yadırgıyor. Ama Kartal, kendi gerçekleri içinde tutarlı şekilde, “puan(lar)a tutunma” olarak görüyor bunları. Diego; bir Alex değil. Orası kesin. Ama Diego da böyle kazanılmaz. Adamın en büyük eksikliği özgüven. O da böyle kazanılmaz. Seyirci gol veya asist yapmasını beklerken, çıkarılıyor. Bakalım, izliyoruz. Psikolojisi korunmazsa, sonu Krasic gibi olabilir, bizden uyarması.
Fenerbahçe 2. devrede 10 kişi kalmış olmasına rağmen kesinlikle ilkyarıdan daha iyidi. Hiçolmazsa Süper Lig takımına benziyordu. Özellikle maçın son 15 dakikasında, Konya çoğu karambol veya uzak şutlardan çok gol pozisyonuna girdi. Kadlec ve Gökhan’ın çizgiden çıkardıkları, boş sayılabilecek tribünlerde korku rüzgârları estirdi. Fenerbahçe, kapandıkça kapandı ve 3 puanına ulaştı, bayramı taraftarına zehir etmedi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kâbus gibi bir kasım... 28 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları