İSRAİL, AMERİKAN GENÇLİĞİNİ DE AYAĞA KALDIRDI!

İSRAİL, AMERİKAN GENÇLİĞİNİ DE AYAĞA KALDIRDI!

02.05.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

İsrail insanları kitlesel olarak öldürmeyi kendinde hak görüyor. Sonbaharda Hamas’ın gerçekleştirdiği saldırıdan sonra “mağdur” olan İsrail, artık tersine kendini soykırımcı ülke olarak bütün dünyada tescil ettirdi. Yani bundan 85 yıl önce kendilerine soykırım uygulayan Nazilerden hiçbir farkları kalmadı. Acı gerçek maalesef böyle. 40.000 kişi öldürmekle, 4 milyon kişi öldürmek, ne kadar farklı sizce?Daha mı hoş görülebilir bir suç oluyor sanki? Güç acımasız devlet yapılarının veya en azından onları temsil eden hükümetlerin eline geçtiği zaman, cehennem bu dünyada yaşanıyor. Güç kavramını sarsılmaz bir güvenle arkalarında hisseden devlet yapıları/iktidarlar, bunun getirdiği zehirlenmeyi ve dolayısıyla yarattıkları cehennemin faturasının her iki taraf için de boyutlarını kavrayamıyorlar. Netanyahu ve diğer İsrailli sorumlu (daha doğrusu “sorumsuz”) zevat, şu anda neredeyse son yedi ayda yaşanan Gazze katliamı ile İsrail’in uluslararası anlamda bütün kredilerinin tükendiğini anlaşılan göremiyor. Yarım seneyi aşkındır süren bu katliam politikası, İsrail doğduğundan beri var olan ve zaten zor yürüyen bütün uluslararası ilişkilerini dinamitledi. Konu yalnız ülkelerin, dünya kamuoyunun ve aydınların ayağa kalkması değil. Netanyahu’nun yıkıcı politikalarına karşı direnen İsrailliler de hem kendi ülkelerinde hem de dünyanın dört bir yanında, artık kendi ülkelerinin gözü dönmüş vahşetine dur diyorlar. Ki bu, söz konusu İsrail olduğu zaman çok ender gözlemlenen bir durumdur. Uzun lafın kısası Netanyahu Gazze’de etnik ve coğrafik alan temizliğini yaparken, aynı zamanda ülkesinin intiharını somutlaştırıyor.

İsrail’in bütün bu kabadayı, hukuk tanımaz ve yok etmeye programlanmış terminatör tavırlarının arkasında Amerika ve onun içinde her kilit noktaya yerleşmiş Yahudi lobisi var. Hem politikanın hem medyanın hem bankaların hem de dev kapitalist tröstlerin İsrail’le olan bağları, Netanyahu gibi aleni bir savaş suçlusunun bile kendisini dokunulmaz/yenilmez zannetmesine neden olabiliyor. Halbuki rüzgârın yönü artık tersine döndü. Evet çok geç döndü belki, ama döndü! Eskilerin tabiriyle, mızrak çuvala sığmıyor! Geçmişin haklı mağduriyeti üzerinden, bugün kendi savaş suçlarını meşrulaştırma propagandasını kimse yutmuyor.

Herhalde İsrail’in hesaplayamadığı şu oldu: 80 yıl kadar önce yaşanan İkinci Dünya Savaşı’nın ardından bu konuda yapılan yüzlerce film, yazılan binlerce kitap, hayata geçirilen sayısız farkındalık hareketinden sonra, dünyada “tekrarlanamaz” denen soykırımcılık, gözü dönmüş canilik ve binbir dozda gerçekleşen temel insani hak ihlalleri, maalesef görüyoruz ki alçak siyasi liderlerin eliyle yeniden yaşanabiliyor; ama bunu dünya halklarına ve diplomasisine hazmettirmek -çok şükür ki- pek kolay olmuyor! 

Yeri gelmişken, burada kastımız Müslüman ülkelerde, fırsattan istifade “Tekbiiiir!” naralarıyla şeriat çağrısına bahane arayan tepkiler değil. İsrail’in sözde müttefiki olan ülkelerde bile kimsenin önüne geçemediği, polis şiddetine bile kulak asmayan gençlerin, aydınların, akademisyenlerin oluşturduğu cansiperane karşı koyuş…

AMERİKAN ÜNİVERSİTELERİNİN DURUMU

Normalde, Orta Doğu karışıklıkları, hele Pentagon müdahaleleri resmi ve doğrudan değilse Amerikan kamuoyunu genellikle çok etkileyemez. Ama İsrail aylardır artık “bu da bardağı taşıran son damla” diyeceğimiz savaş suçlarını o kadar insafsızca, canavarlaşmış, duygusuz robot modunda, üst üste yaşama geçirdi ki, artık ABD onların garantili koruma altında fink attıkları arka bahçe olmaktan çıktı! Artık medyanın da gizlemeye çalışamayacağı boyutlarda, “Roma yanıyor!” Öğrencilerin vicdanları ve insaf duyguları öyle boyutlarda canlandı ki geçmişte bu sorunu görmeden ve tepki vermeden geçirdikleri her gün için apayrı bir derinlikte pişmanlık duyuyorlar. Şu anda en büyük endişeleri İsrail’i destekleyen şirketlerle üniversitelerinin herhangi bir iş birliğini sürdürmesi… Bu sayede o şirketlere İsrail’in işgaline aktarılacak tek bir dolar dahi kazandırmak istemiyorlar. Ayrıca Biden yönetimi gençlerin gözünde İsrail kadar suçlu artık! Çünkü İsrail’in bütün küstahlığını Amerika’ya yaslanarak gerçekleştirdiğini çok iyi biliyorlar.

Columbia Üniversitesi’nde okul-öğrenci müzakereleri bir sonuca ulaşamayınca, “Özgür Filistin” nidaları arasında öğrenciler ünlü Hamilton Hall binasına girerek baskın yapıyorlar. Boston’daki Northeastern Üniversitesi’nde ise her ne kadar öğrencilerin tepkileri barışçıl ve pasif şekilde gerçekleşse de her yerde yüzlerce öğrenci gözaltına alınıyor. George Washington Üniversitesi, New Orleans’da Loyola ve Tulasne Üniversiteleri, Güney California Üniversiteleri, her biri adeta “Filistin için kim daha çok gayret gösterdi?” sorusu için birbirleriyle yarışa giriyorlar. Dünyanın en ünlü üniversitelerinden Massachusetts Institute of Technology (MIT)’nin Başkanı Sally Kornbluth da panik içinde; öğrencilerin durdukları noktadan ve taleplerinden tek bir geri adım dahi atmayacaklarının farkında. Bütün Amerikan gençliği ayakta, hangisini sayalım? University of Mary Washington, Portland State University, Arizona State University, Washington University, Emerson College, Boston… İşte bunlar sadece Amerika için değil, İsrail için de olabilecek en kötü senaryo! Daha doğrusu kabus! 68 Kuşağı’nı ve Vietnam Savaşı’na karşı Berkeley direnişlerini hatırlatıyor bu günler… Ama o dönem orada bile kampüslere giremeyen polis, bugün çok daha barışçıl protestolara orantısız şiddetle karşılık veriyor.

İNSAF VE VİCDAN DUVARLARINI YIKAN ÜLKE

Bakın ben size Amerikan gençliğini anlatayım: üniversiteye girene kadar yalnız beyzbol, futbol, basketbol oynarlar, flört ederler, araba kullanıp Amerikan rüyasının özgürlüğünü tatmaya başlarlar. Ancak üniversiteye girdikten sonra oradaki devrimci, solcu, radikal Amerikan emperyalizmini deşifre eden genç-dinamik düşüncelerle tanışmaya başladıklarında afallarlar; ama arkasından bu ideolojik keşifler veya şaşkınlığın “harekete” geçmesi yine kolay olmaz… İşte İsrail bu duvarların birbiri peşi sıra yıkılmasını sağlayacak kadar çizmeyi aştı, insanlığı yok etti ve hatta insanları nefes alan birer birey olarak kendi ülkelerinde uzaktan tanık olduklarına pişman edecek kadar tarihin karanlık sayfalarına yazılacak katliamlara girişti. 

Uluslararası siyasi arenada da durum artık Netanyahu için tabii ki parlak değil. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, Netanyahu’nun da aralarında bulunduğu üst düzey İsrail siyasiler hakkında tutuklama kararı çıkartacağı yönünde beklentiler giderek artıyor. Amerikan yönetimi bir yandan İsrail’in bu savaş suçlularını hâlâ korumak için çabalar gösterirken, bunun yaklaşan başkanlık seçimlerinde de aleyhine dönen bir dev bulut olduğunu görmekten kendini alıkoyamıyor. İşte program değişmezse bu ahval ve şerait içinde siz bu satırları okurken Özgür Özel, Erdoğan ile Türkiye’nin sorunlarını ve ivedi dertlerini aktarmak için bir görüşme yapıyor olacak. Cumhurbaşkanı ve ekibi ise bir yandan da bu görüşmeden Erdoğan’a dördüncü tur cumhurbaşkanlığının önünü açmak için( “yeni anayasa” adına diyalog ve anlayış talep edecek. Eminim Özgür Özel de “Daha dün 1 Mayıs kutlamalarında hukuksuz bir şekilde Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmadığı bir ortamda, zaten kullanmadığınız bir anayasa için neden müzakere talep ediyorsunuz?” sorusunu ortaya pimi çekilmiş bir şekilde bırakacak…

1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nız kutlu olsun sevgili okurlarımız. El ele, daha özgür günlerde, gerçek kutlamalar yapacağımız barış ve huzur dolu bir dünya ve Türkiye özlemiyle… 

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025