Sayın Adalet Bakanı, cezaevlerinden gelen sesleri dinleyelim

Sayın Adalet Bakanı, cezaevlerinden gelen sesleri dinleyelim

08.10.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cezaevlerinden mektuplar alırım. Her biri içimi acıtır. Bir an önce bu vatandaşlarımızın sürelerini tamamlamaları veya suçsuzluklarının anlaşılmasını, özgürlüklerine, ailelerine, mesleklerine, sevdiklerine kavuşmalarını dilerim. (Tabii ki bu cümlem katilleri, tecavüzcüleri, insanlara ve hayvanlara şiddet uygulayanları kapsamıyor.) 

Cezaevindeki insanların bence en azından beş tartışılmaz haklı talepleri vardır: 

1) Adil yargılanma. 

2) Sağlık hizmetlerine şartsız ve derhal ulaşabilmeleri. 

3) Taciz-şiddet-aşağılama yaşamamaları, yaşatılmamaları. 

4) Spor yapma ve hareket etme imkânına sahip olan. 

5) Dış dünya ile iletişimlerinde, rahatça mektuplaşabilmeleri, yayın ve kitaplara rahat ulaşabilmeleri.  

Yolladığım kitaplar mahkûmlara ulaşmadığı zaman üzülürüm, gerekçeyi araştırmak, sonuca ulaşmak zordur. Daha önce Sayın Erdoğan’a, cezaevlerinde verilmesi gereken sağlık hizmetlerinin bir ülkenin esas insan hakları standardı ve namusu olduğunu hatırlatmıştım (“Sayın Erdoğan Lütfen Önyargısız Okuyun”. Cumhuriyet, 4 Ekim 2011). Şimdi de Sayın Adalet Bakanı’na, bu beş konuya da ayrı ayrı eğilmesi için özel bir ricada bulunuyorum. Siyasiler, her tutukluya, her zaman bir yakınları veya kardeşleri gibi bakamasa da sorumlu oldukları bir can, bir vatandaş olarak dikkate almaya mecburdurlar. Bugün sizlere ve Sayın Abdulhamit Gül’e bu konularda ulaşmak ve Edirne Cezaevi’nden, kim olduğunu ve atfedilen suçunu bilmediğim, Suat İncedere tarafından yazılmış bir serzeniş mektubunun özetini iletiyorum. Her ne kadar yukarıda katiller, tecavüzcüler ve şiddet uygulayanlar için parantez açtıysam da burada eke gerek yok. Çünkü devlete teslim olmuş ve infazına başlanmış ya da tutuklular için asgari şartların uygulanması insan haklarına saygının bir gereğidir. 

Bedri Baykam Merhaba,

Her anlamda iyi olmanızı diliyor, selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz.

Hapishaneden yazıyorum size.  

(...) Karabulut gibi sürekli tepemizde dolaştırılan yasaklar, kısıtlamalar ve keyfi uygulamalardan bahsedeceğim size. Göreceksiniz ki hiçbirinin maddi dayanağı yok. Anlatacaklarım tamamen keyfi uygulamalardan kaynaklı sorunlar. 

Yakın bir zamanda hapishane idaresi almış olduğu bir kararla yanımızda yirmi kitap bulundurma sınırlaması getirdi.

Ardından, dışarıdan posta yoluyla gönderilen kitapların alınmayacağını, sadece dini bayramlarda, yılbaşı ve doğum günlerinde hediye olarak gönderilen kitapların hediye kapsamında alınabileceği, gazete ve dergilerin de parasını ödeyerek abone olma koşuluyla temin edilebileceği ve bu kapsam dışında posta yoluyla gönderilenlerin kabul edilmeyeceği ayrıca Basın İlan Kurumu’ndan ilan alma hakkı olmayan günlük gazeteleri temin edemeyeceğimiz tarafımıza bildirildi.

Buna göre sadece kendi paramızla Edirne’deki ticari kitabevlerinden aldıracağımız kitapları ve bir de doğum günü ya da dini bayramlarda dışarıdan hediye olarak gönderilecek 1 adet kitabı içeri alabileceğiz. Tabii içeriği sakıncalı görülmezse...

(...) Bizler yıllardır hapishanelerde bulunan ve herhangi bir geliri olmayan siyasi tutsaklarız. Emekçi ailelerin çocuklarıyız. Ailelerimiz ...emeğiyle, alın teriyle kıt kanaat geçinen emekçi insanlardır. (...) Kitap alacak parası olmayan ne yapacak?

Bize kitap yollayan tanıdıklar, ne bizim doğum günümüzü bilir ne de özel günlere denk getirme yönünde bir ayarlama yapabilirler.

Sürekli yayınlarda ise paramızla abone olamamışsak bunların hapishaneye girişi engellenecektir. Bugüne kadar adımıza gelen dergi ve gazeteler çoğunlukla sakıncalı bulunur ve verilmezdi. Şimdi ise ‘sen zaten kendi paranla abone olamadın’ denilerek incelemeye bile gerek görülmeden depoya kaldırılacaktır. (...)

Günlük gazetelere getirilen “Basın İlan Kurumu’ndan ilan alma şartı” ise belirli bir gazeteyi engellemek için gayri ciddi bir gerekçedir. (...) Bu uygulamadan sonra hapishane idaresi her gün ayrı bir el koyma kararı yazma külfetinden kurtulup sorunu çoktan çözmüş olacak. Basın İlan Kurumu, (...) tiraj ölçüsü getirir. Bu tiraj altındaki gazetelere resmi ilanlarını vermez. Konumuz olan ifade özgürlüğünün ise tiraj diye bir ölçüsü olmaz. Tek kişiye ulaşacak bir mektup veya gazete de on milyon kişiye ulaşacak bir yayın da eşit ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. 

Hapishaneler ve kitap, ezelden beri Türkiye’de hep birlikte anılır. Bu ülkede ya kitap yazıldığı için hapishaneye düşülür ya da hapishanede yazar olunur. 

Otoriter, baskıcı yönetimler için ise kitap her zaman bir sorun teşkil eder. Birkaç gün önce (15 Nisan 2020 tarihinde) yapılan bu değişiklikle devlet bizleri kitaptan korumak için, Ceza İnfaz Kanunu 62. maddesine bir cümle ekledi: ‘Hükümlünün iyileşmesini zorlaştıracak hiçbir yayın hükümlüye verilemez’ denildi. Bizleri rehabilite edilmesi gereken hastalar olarak gören bu klasik zihniyet ‘tedavimizi’ de bizi fikirlerimizden arındırmakta görüyor. Biz siyasi tutsaklar, hiçbir kişisel çıkar gözetmeden ülke ve dünya sorunlarını kendine dert etmiş ve insanlığın tüm sorunlarını çözme iddiasında olan ve demokratik, adil, eşitlikçi, özgür bir toplumda yaşama arzusuyla, bu uğurda varını yoğunu, tüm ömrünü ortaya koymuş, en ağır bedelleri ödemiş ve halen ödemekte olan insanlarız. Bizim neyimizi iyileştirecekler? (...)

22 yıldır hapishanedeyim. Bugüne kadar ne yanımızda bulundurduğumuz kitap miktarına yönelik bir sınırlama ne de posta yoluyla adımıza gelen kitap ve dergilere yönelik bir yasak söz konusuydu. Bu kısıtlama ve yasaklara dayanak yapılan infaz kanunu 16 yıldır yürürlüktedir. 16 yıldır hiçbir sınırlama ve yasak yokken birden ne değişti de bu yasak ve sınırlamalar getirildi. 16 yıldır yürürlükte olan infaz kanununda hiçbir değişiklik yapılmamasına rağmen, yaklaşık bir ay öncesinde kullanabildiğimiz bu haklar ne değişti de ortadan kaldırıldı? Hiçbir yasa değişikliği yapılmamasına rağmen bu haklarımız ortadan kaldırılmıştır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin en büyük kütüphanesini açtığı, her gittiği yurt gezisinde kendini karşılayanlara hediye olarak kitap dağıttığı, toplumda okuma alışkanlığını artırma amacıyla ‘Millet Kıraathaneleri’ açtığı bir ortamda bizlere getirilen bu kitap sınırlama ve yasaklarını nereye koyacağız? 

Sayın Baykam, sizleri anayasaya ve Türk devletinin imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırı olan bu uygulamalar karşısında duyarlı olmaya ve hapishanelerde ifade ve iletişim özgürlüğünün sağlanması yönünde çaba sarf etmeye çağırıyoruz.

Selam ve saygılarımla.

Edirne F Tipi Hapishanesi C/95                                                                          

Suat İncedere

Edirne 09/07/2020

Yazarın Son Yazıları

Twitter’ın utanmaz zorbaları ve Manifest!

Merak ediyorum, özellikle Twitter’da cirit atan bu siber zorbaları kimler yetiştirdi?

Devamını Oku
18.12.2025
Hangi hatalar zinciri bu uçurumu hazırladı?

İnsanlarımız şaşkın.

Devamını Oku
11.12.2025
CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025