‘Yetmez Ama Evet’ Bağlamında Gezi Parkı ve ODTÜ Ormanı

22 Ekim 2013 Salı
Olaylar herkesin gözü önünde cereyan
ediyor:
Kamu görevlileri, yani halka hizmet
etmekle yükümlü olanlar, güya halk
için, doğayı tahrip eden, buram
buram rant kokan, tartışmalı projeler
yapıyor…
Halkın doğa bilincine sahip olan
kesimleri, kadınlar, gençler, öğrenciler,
çevreciler, mimarlar, mühendisler,
avukatlar, doktorlar, uzmanlar,
akademisyenler, bu projelere karşı çıkınca
da derhal kaba kuvvet devreye giriyor.
***
Gezi Parkı’nda, ağaçları korumak için
kamp kuranlara, sabaha karşı yapılan
baskın, çadırların yakılması, kimyasal gaz
ve kimyasal ilaçlı tazyikli su kullanılması…
ODTÜ ormanına gece yarısı yapılan
baskınla polis eşliğinde ağaçların
kesilmesi ve çok daha vahim bir durum
olarak bu eyleme karşı üniversitenin
yaptığı başvuruları, yönetim ya da yargı
makamlarının kabul etmeyişi:
Her ikisi de, belediyelerden
kaynaklanan projelerin hükümet
tarafından da kaba kuvvetle
desteklenerek zorla kabul ettirilmesine
ilişkin eylemler.
Üstelik ODTÜ olayında, muhatap olan
bir de değerli bir üniversite ve onun
soğukkanlılığı, bilimsel kimliği herkesçe
bilinen, uluslararası saygınlığı olan bir
rektörü var!
***
Doğrudan kent halkının beklentilerine
yanıt vermeleri gereken belediyelerin de…
Vatandaşların demokratik isteklerine
göre davranması gereken hükümetin de…
Sivil toplum kuruluşları ya da
üniversitelerle (bunlar konunun doğrudan
muhatabı olsalar bile) danışma ve
müzakere yerine, baskı ve kaba kuvveti
tercih ettiği görülüyor.
***
“Yetmez ama, evet”çi liberallerimiz
memnundur herhalde...
Şimdi hep birlikte bağıralım:
“Sadece Gezi Parkı ve ODTÜ ormanı
yetmez; ama evet…
Yaşamın her alanında, yurdun
ve hatta sanal-dijital âlemin her
köşesinde, kaba kuvvet ve orantısız
şiddetle desteklenen ‘İleri demokrasiyi’
yaşamak istiyoruz…
Yerel ve genel seçimlerde oylarımız
AKP’ye!”


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları