Hara-kiri’yi neden yazmadım?

22 Temmuz 2019 Pazartesi

“Bir Japon Zarafeti: Kintsugi” yazım için aldığım bir iletide okurum “neden Hara-kiri’yi de yazmadınız” diye soruyordu.
Evet, Hara-kiri?
Japonların ünlü “şeref ve haysiyet intiharı”. Bir Japon, şerefini, haysiyetini zedeleyen bir hata yaparsa onu bağışlatmak için “Hara-kiri yapma izni” ister. Bu izni alırsa törenle, tanıklar önünde özel bir bıçakla yaşamına son verir.
Japon kültüründe başkalarının gözünde şerefinin, haysiyetinin zedelenmesi ölümden de beterdir. Hara-kiri bunu anlatır.
Ben, Hara-kiri’yi neden mi yazmadım? Elim varmadı da ondan. Yoksa düşündüm, düşündüm de yazamadım işte.
Neden mi? Bizim yöneticilerimizi düşündüm, bizim toplumumuzu düşündüm, acı acı güldüm.
Siz düşünmüyor musunuz ki, son on yılların hiçbirinde, hiçbir yönetici, hiçbir yanlışını kabul etmemiştir.
Siz bir politikacının ağzından “evet, ben bunu yanlış yaptım, sorumluluk benimdir, bedelini ödemeye razıyım” sözlerini duydunuz mu? Hayır, duymadınız.
Çünkü bizim politikacılarımız, bürokratlarımız, seçilenler, atananlar yaptıkları hiçbir hatayı kabul etmezler.
Hatayı kabul etmezler, kendileri dışında herkesi suçlarlar. Eğer suç örtülemez türdense, başkalarını suçlar, suçu ona atarlar.
Hara-kiri ne demek? Bizimkiler istifa etmeyi bile ölüm sayarlar.
Siz şu 17 yılda, bir kez olsun, devleti yönetenlerde, belediyeleri yönetenlerde “ben hata ettim, istifa ediyorum” diyen tek bir kişi gördünüz mü? Ben görmedim.
Ne hatasını kabul eden oldu, ne hatadan dolayı bedel ödeyen oldu.
En fazla, “aldanmışız, iyi niyetimizi kullanmışlar” diye dolaylı bir açıklama duyduk, o kadar.
Uygar ülkelerin farkı budur işte. Orada, yanlışı yapan, yaptığını kabul eder, hesabını verir, bedelini öder. İstifa eder, bir daha da o göreve talip olmaz.
Biz artık “aşiret yönetimi”ne geçtiğimiz için, hatayı da “aşiretin ağası” görür, cezayı da o verir. Aşiretin ağası kimseye hesap vermez, kimseden de çekinmez.

Neyi kimden soracaksın?
Suçlarını bilmeden hapislerde yatanları kimden soracaksın?
KHK ile işlerinden atılıp aç kalanları kimden soracaksın?
Üzerlerine suç atılıp suçlu ilan edilenleri kimden soracaksın?
Yolsuzlukları kimden soracaksın?
FETÖ örgütünü yıllar yılı besleyip koruyarak memleketin başına bela edenleri kimden soracaksın?
Sorumluların sorumsuz olduğu, ilgililerin ilgisiz olduğu yerde bilgililerin kayıtsızlığını kimden soracaksın?
Eğitimi kimden soracaksın?
Ekonomiyi kimden soracaksın?
Komşu ülkelerde yaşanan savaşa neden katıldığımızı kimden soracaksın?
İşsiz kalıp hayatına son veren eğitimlileri kimden soracaksın?
İşsizlerin neden işsiz olduğunu kimden soracaksın?
Neyi kimden soracaksın?

Hara-kiri ödeşmektir
Hara-kiri’yi yazmamak gerekiyordu, yazmadım.
Hesap sormayı bilmeyen toplum Harakiri’yi bilemez.
Hesap vermeyi bilmeyen toplum Harakiri’yi hak etmez.
Sorulmayan hesap verilmez.
Verilmeyen hesabın da bedeli olmaz.
Önce, toplumun hesap sormayı öğrenecek.
Hem de hesabı öyle soracaksın ki, hesap verecek olanın kaçacağı bir yer olmayacak.
İşte o zaman, ancak o zaman ödeşeceksin.
Hesabı soracaksın, bedeli ödeteceksin ve ödeşeceksin.
Bırak, Hara-kiri Japonya’da kalsın.
Sen ödeş, yeter...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları