Milli ve dini hassasiyetler...

31 Ocak 2022 Pazartesi

Elbette bir ülkenin, bir toplumun, bir inancın kutsalları vardır.

Kutsanmış büyükleri, kutsal kitabı, kutsal mekânları dikkatle korunur, saldırılardan uzak tutulur.

Bunlar, “milli ve dini hassasiyetler” konusudur.

Ancak bu konuları öne sürerek, kendi yanlışlarını örtmek için kullanan bir iktidar aslında kutsala saygısızlık yapmış olur.

Arapları ve Arapçayı kutsal sayarsanız İslam dinini kabul etmiş öbür toplumlara haksızlık yaparsınız.

İslamda kavimcilik yoktur, çünkü İslam dini onu benimseyen bütün toplumların kutsalıdır.

Milli ve dini hassasiyetler adına Sezen Aksu’nun şarkı sözlerine ağır tepki gösteren iktidar, bunu neden yapar?

Çok açıktır ki halkı aç bırakan pahalılık, iş yapamaz duruma getiren elektrik, doğalgaz faturalarının yarattığı sıkıntılar örtülsün istenmektedir.

Bir teröristle fotoğraf çektiren HDP milletvekili apar topar hapse atılmak istenirken FETÖ ile fotoğrafları ekranlarda gezen AKP’liler için suskunluk yasası işletilmektedir.

Sedef Kabaş gece yarısı polis operasyonu ile gözaltına alınırken kutsal sultana hakaret suçu ortaya atılmaktadır.

Dahası da gelecektir. 

Çünkü polisi, mahkemeleri, hapishaneyi emirle yönetirsiniz ama yüzde 100 zamlı benzini, mazotu, eti, sütü, sebzeyi, ekmeği emirle ucuzlatamazsınız.

Konu budur.

İŞ, KOKAİN KONUSUNA GELİNCE...

Bakın, bu ülkede İzmir Limanı’na gelecek 4 bin 900 kg kokainin Venezüella’da yakalanma olayı yaşandı.

Bir Türk vatandaşına ait uçakta kokain yakalandı.

Bütün dünyada bunlar en ağır suçlardandır.

Karapara aklama işi saptandı, yapanlar yurtdışına kaçırıldı.

Bu iddialar soruşturulmadı, çünkü bu konuda izin verilmedi.

Araştırma önergeleri iktidarın oylarıyla reddedildi.

Nerede “milli ve dini hassasiyetler”?

O hassasiyetlerin sahiplerinden çıt çıkmadı.

AKP iktidarının önemli kişilerinden Burhan Kuzu, Zindaşti adındaki uyuşturucu kaçakçısını koruduğu ortaya çıkınca, rastlantıya bakın ki koronavirüse yakalandı ve hayatını kaybetti.

Rahmetli, anayasa profesörü olan bir hukukçu idi.

Nerede kalmıştı “milli ve dini hassasiyetler”?

YA ÇOCUKLARA TECAVÜZLER?

Birçok kez, dinsel vakıfların yatılı okullarında (Ensar Vakfı), tarikatlara bağlı öğrenci yurtlarında tecavüzler, ölümler, intiharlar oldu (Enes Kara olayı).

Neden “milli ve dini hassasiyetler” rencide olmadı?

Bu olaylar hemen kapatıldı. Yayın yasakları konuldu. Aileler ya kendiliğinden ya da tehditle susturuldu, şikâyetçi olmadılar.

Soruşturma açılmadı ya da hemen önü kesildi.

Nerede bizim “milliyetçiler”?

Nerede bizim “dincilerimiz”?

Bu kesim suspus. 

Soruşturan, araştıran, eleştiren hep laik kesim.

İş “laiklik” konusuna gelince “dinsizlik” diye yaftalayan da işte bu suspus kesim.

DİNCİLİKTEN ANLADIKLARI DA BU

Bu kesime “dinci” demek de yanlış, dinci falan değiller.

Aslında sadece, dini kendileri için kullanıyorlar.

Yolsuzluklarını örtmeye gelince “ezanları susturamazlar”.

Hırsızlıkları unutturmak için, “öbür dünya vaatleri”.

Haksız hukuksuz işler ortaya gelince, “bunlar terörist, bunlar kâfir”.

Eleştirinin altından kalkamayınca, “biz onu yedirmeyiz”. 

Hataları, yanlışları ortaya çıkınca kabul edecekleri yerde işi zorbalığa dökmeler.

Ellerine geçirdikleri iktidara ne gözle baktıkları da ortaya çıkıyor.

İktidar onlara demokratik seçimlerle verilmiş bir “emanet” değil. İktidar, onların tapulu malı olmuş.

İktidar değişmelidir” diyenler dış güçlerin ajanı hainler.

İktidarı değiştirmek için çalışanlar” ya terör işbirlikçisi ya da ülkenin gizli düşmanları.

İktidarda kalabilmek için her yol serbest:

İftira - yalan kampanyaları, olmazsa kargaşa çıkarmak, ülkeyi çatışmaya sürükleyip sıkıyönetim ilan etmek.

Bu arada “dini kullanarak” toplum kesimlerinden iradesine ipotek koyacakları etkilemek.

HEPSİNİ BİLİYORUZ

Hepsini tarihten biliyoruz.

Bu ülkenin bayrağını da, ezanını da düşmandan kurtaran “Kuvayı Milliye”dir.

Bu ülkenin bayrağını, ezanını Yunandan, İngilizden, Fransızdan, İtalyandan kurtaran “Kuvayı Milliye”dir.

Vahdettin ve sarayı sadece kendi iktidarlarını kurtarma peşindeydi.

Bugünün “laik Cumhuriyetçileri” işte o “Kuvayı Milliyeciler”dir.

Bugünün “Kuvayı Milliyecileri” olan bizler, gene milli ve dini hassasiyetlerin koruyucusuyuz.

Bugünün Vahdettincilerini de saraylılarını da çok iyi biliyoruz, çok iyi tanıyoruz.

Bu vatanı dün onlardan kurtardık, bugün de kurtaracağız...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları