Cumhuriyeti Kurmanın Sevincini Yaşamak

29 Ekim 2012 Pazartesi

Bu topraklarda yaşayan insanlar, 1923 ve sonrasında dünyaya örnek olacak bir mucizeyi Atatürkün önderliğinde gerçekleştirmişlerdir.

\n

Eğitimden kadın-erkek eşitliğine Avrupanın pek çok ülkesinde bulunmayan hakları getirmişlerdir. Demokrasinin, çağdaşlığın, uygarlığın yolunda altyapıyı hazırlamaya koyulmuşlardır.

\n

- Hem de büyük küresel güçlerin at oynattığı; bahçıvan tayin eder gibi kral, şeyh, emir tayin ettiği bir coğrafyada işgalci güçlere karşı;

\n

- İlk Müslüman ülke olarak bağımsızlık kazanmışlardır.

\n

- 20. yüzyıl boyunca Afrika ve Latin Amerika ülkelerine örnek olmuşlardır.

\n

- Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk, dünyada bir mucizeolarak algılanmıştır.

\n

- Bu mucizenin yönteminde dünyanın alışık olmadığı bazı özelliklerin bulunması çok doğaldır. Mucizeler zaten böyle yaratılır.

\n

Daha 1923te kurulan ve uygarlık yolunda ilerlemeye başlayan Türkiye Cumhuriyetine karşın Ortadoğunun diğer ülkelerine bakalım:

\n

- Demokrasiyi, çağdaş uygarlığı hiçbir zaman kazanamadılar. Başkalarının tayin ettiği krallar, şeyhler, emirler ve askeri diktatörlerle yönetildiler. 21. yüzyılda aynı çizgide devam ediyorlar.

\n

- Libya, Tunus, Mısır, Ürdün, S. Arabistan, Kuveyt, Irak, Bahreyn ve Suriyeye bakın; iç savaşlar, çağdaş uygarlık dışı bir sosyal hayat.

\n

- Türkiye Cumhuriyeti yaşadığı ve yaşamakta olduğu bütün siyasi ve sosyal sorunlarına karşın onlardan ileri durumdadır. Bunu Cumhuriyete ve onun getirdiği değerlere borçluyuz.

\n

Avrupa’nın değerleri ve çağdaşlık

\n

Türkiye Cumhuriyeti Avrupalı işgalcilere karşı kurulmuş olmasına rağmen, Atatürk başta olmak üzere onu kuranlar Avrupalı değerleresahip çıkmışlardır.

\n

- Demokrasi, çağdaşlık, akılcılık, küresel kültürel değerler oradaydı; en başta bilim ve sanat oradaydı.

\n

- Bilim, iktisat, kültür bütünleşmesi ve aydınlanma orada gelişmişti.

\n

- Atatürk Avrupaya bu anlamda yaklaşırken, bu köşede yıllardır yazdığım gibi; Avrupanın yaptığını yap ama dediğini yapmailkesini uygulamaya çalıştı.

\n

Atatürkten sonra işler yavaş yavaş tersine döndüğü için sorunlar çıktı, derinleşti;Avrupanın yaptığını yapma, onun senden istediğini yapzihniyeti zeminde yavaş yavaş yerleşmeye başladı.

\n

Bugün karşı karşıya kaldığımız sorunların temelinde yatan da budur. Onun da gerisinde, iç dinamiklerin demokrasi yönünde geliştirilememesivardır.

\n

Değerler bir bütünün parçalarıdır

\n

Bir ülkede demokrasi ve sağlıklı toplumsal yapı şu ayaklar üzerine oturmuştur:

\n

- İktisadi gelişme ve adil paylaşım.

\n

- Çağdaş bir hukuk düzeni ve kuvvetler ayrılığı.

\n

- Kültürel (ve dini) birleştirici unsurların işlerliği.

\n

- Ülkenin güvenliği.

\n

Demokrasinin iyi işlediği Avrupa ülkelerinde din, bölücü değil birleştirici bir faktör olarak çalışır. Fransanın Katolikliği”, bugün artık ülkenin bütünlüğüne zarar vermez, pozitif bir faktör olarak etki yapar.

\n

Buna karşılık Irak ya da S. Arabistanda din (ve mezhepler) ülkenin demokratik olarak gelişmesinin önündeki engellerdir.

\n

Arap dünyasında bugün yaşanmakta olan mezhep kavgalarınabakalım; birleştirici değil bölücü bir faktör olarak çalışıyorlar.

\n

Sorun dinin kendisinde değil, o ülkenin içine itildiği koşullardadır”. Fransa ve Irak bunun tipik örnekleridir.

\n

Azgelişmiş ülkelerin iç dinamikleri, küresel dinamiklerin bağlı değişkeni haline gelince at ile arabanın yeri değişiyor.

\n

Bugün Cumhuriyeti kurmanın sevincini yaşayalım. Demokrasi için, çağdaşlık için, uygarlık için ve tabii en önemlisi bağımsızlık için.

\n

Güneyimizdeki ülkelere şöyle bir bakalım; bunun gerekçesini çok daha net görebiliriz.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları