Kirli demokrasi, kirli ekonomiyi ve kirli parayı getirdi
Erol Manisalı
Son Köşe Yazıları

Kirli demokrasi, kirli ekonomiyi ve kirli parayı getirdi

06.07.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

- Kirli demokrasi kaçınılmaz olarak kirli ekonomiyi getirir: sosyal devlet yoktur, kaynakların kullanılması ve yönetimi parlamentonun değil, belli bir oligarşinin ve tekelci bir gücün eline geçmiştir.

- Tek adam rejimleri tarihte ve günümüzde, bu “kirli düzenin” rejimi olarak kullanılmışlardır.

- İktidarı eline geçiren postallı, dinci ya da sermayeci güç odakları kirli ekonomiyi ve kirli düzeni alışılmış, olağan gibi uygulamaya başlarlar. Postallı kirli rejimlerde bu açık olarak sergilenir: Hitler, Franco, Salazar ya da Yunanistan’daki Albaylar Cuntası’nda olduğu gibi.

Ancak dinci ve sermayeci rejimlerde durum “örtülü” olarak yaşanır: iş yumuşatılmıştır: iktidarlar “sandıktan çıkıyormuş” oyunu oynanır. Demokrasi “varmış gibi”, iktidarın sandıktan “çıkarıldığı” bir oyundur bu.

Asya’da, Afrika’da, Latin Amerika ve Ortadoğu’da çok olağandır. Osmanlı’da 19. yüzyılın ilk çeyreğinde başlatılan ve Tanzimat’a kadar giden süreç minareyi kılıfına uydurma meselesidir: aşağıdan yukarıya değil yukarıdan aşağıya, vaziyeti idare etme meselesidir. Kirli demokrasi, kirli ekonomi, kirli sömürgecilik: limanları arasında “ulaştırma egemenliği”, kabotaj hakkı bulunmayan bir Türkiye: gazından elektriğine, İstanbul tünelinden Düyun-u Umumiye’ye işgal edilmiş bir Osmanlı. Erdoğan’ın “Uluslararası tahkim söke söke alır” sözleri öyle bir bağrımı deldi ki anlatamam.

Geçen hafta, Atatürk Türkiyesi’nin zaferlerinden birini, 1 Temmuz’da kabotaj hakkını Cumhuriyetle kazanmamızı kutladık. Ve aynı hafta, “Uluslararası tahkim Türkiye’den söke söke alır” sözlerini iktidardan duyduk. Kurtuluşun, bağımsızlığın, “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” haykırışını emperyalist dünyaya haykıran Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nden “Londra’daki otorite noktasına” getirildik.

Atatürk devrimlerinin “getirdiği haklar ve özgürlükler”, dincilerin ısrarla belirttikleri gibi, “yukarıdan aşağıya bir baskı ve zorlama değildir”:

- Nasıl bugün koronaya karşı “aşı olun” baskısı gerekiyorsa Atatürk devrimleri de “zararlılara karşı” getirilmiş önlemlerdir.

- Kadın-erkek eşitliğinden laikliğe: bilime dayalı eğitime getirilen (ve dayatılan) şeyler, aynen koronada olduğu gibi, “zararlılara karşı yapılması gereken aşı seferberliği idi”. Bu aşı seferberliğinde zararlıların “çağdaş insanlık değerlerini yok eden öğelere karşı” zorlamalar olacaktı, bu kaçınılmazdı. İnsanlığa, bilime ve çağdaş değerlere kapıları açmak bunu gerektiriyordu.

Bugün siyasal İslamcı dayatmalar sonucu ortaya çıkan kirli demokrasi, kirli ekonomi, kirli para süreci, Türkiye’de “niçin aşağıdan yukarı, katılımcı demokrasi oluşması gerekliliğini de ortaya koydu”. Kirli demokrasi-kirli para süreci ancak, “güçlü bir parlamenter rejime dayalı, aşağıdan yukarı örgütlenmeler ile sağlanabilir”. 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri ile 1961 rejimini yok etmek isteyenler, “kirli demokrasiye” ulaşmak için bunu yaptılar. Katılımcı demokrasi işlerine gelmiyordu.

SEDAT PEKER TURNUSOL KÂĞIDI OLDU

Sedat Peker olayı ve zincirleme gelişmeler aslında, kirli demokrasi-kirli ekonomi-kirli para sürecinin odak noktasında, gücü ellerinde bulunduran siyasilerin bulunduğunu, bir Ara Güler fotoğrafı gibi sergiledi.

Mısır’daki dev piramitleri izleyen turistlerin büyük bir bölümü bu “muhteşem” dev eserlerin görkemini hayranlıkla izlerken, azınlıkta kalan bir kısmı da bu dev taş yığınlarının aslında on binlerce kölenin kanları, kemikleri ve hayatları sonucu ortaya çıktığını anımsama cesaretini gösterirler.

1980’li yıllarda Kahire’ye konferans vermek üzere gittiğimde beni, “20 bin Kahirelinin” yersizlikten fiilen ailesi ile birlikte yaşadığı “eski Kahire mezarlığına” da “turistik ziyaret” olarak götürmüşlerdi. Sanki piramitlerin inşaatında yorgunluktan ölen binlerce Arap’ın yasını tutarcasına... Çok duygulanmış, çok kötü olmuştum.

Kirli demokrasi, kirli ekonomi, kirli para zinciri de Mısır’ın dev piramitleri misali, bir tarafta lüks dev otellerde buluşan, sanki Robin Hood gibi para dağıtan insanların (firavunların) etrafında poz verenler: diğerleri de dağıtılan “ulufeleri” kapmak için yarışanlar, aptalı oynamanın dayanılmaz cazibesine kapılanlar...

Yazarın Son Yazıları

Sansür, demokrasi ve araçlar

Sansür, demokrasi ve araçlar

Devamını Oku
18.10.2022
Devlet olmanın nitelikleri

Devlet olmanın nitelikleri

Devamını Oku
11.10.2022
Örtülü iç savaş mı?

Örtülü iç savaş mı?

Devamını Oku
04.10.2022
Başarı mı, yoksa ...

Başarı mı, yoksa ...

Devamını Oku
27.09.2022
Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Devamını Oku
20.09.2022
Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Devamını Oku
13.09.2022
Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Devamını Oku
06.09.2022
Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Devamını Oku
30.08.2022
‘Ortak yararları’ yok etmek neden

‘Ortak yararları’ yok etmek neden

Devamını Oku
23.08.2022
AKP dış politikasını neden değiştiremez

AKP dış politikasını neden değiştiremez

Devamını Oku
16.08.2022
ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

Devamını Oku
09.08.2022
Siyasal İslamda dış politikamız

Siyasal İslamda dış politikamız

Devamını Oku
02.08.2022
Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Devamını Oku
26.07.2022
Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Devamını Oku
19.07.2022
Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Devamını Oku
12.07.2022
Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Devamını Oku
05.07.2022
Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Devamını Oku
28.06.2022
Bastonların karizmatik sahipleri

Bastonların karizmatik sahipleri

Devamını Oku
21.06.2022
AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

Devamını Oku
14.06.2022
Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Devamını Oku
07.06.2022
AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

Devamını Oku
31.05.2022
AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

Devamını Oku
24.05.2022
Tramvay da şık yayalar da...

Tramvay da şık yayalar da...

Devamını Oku
17.05.2022
Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Devamını Oku
10.05.2022
AKP bütün gemileri yaktı mı?

AKP bütün gemileri yaktı mı?

Devamını Oku
03.05.2022
AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

Devamını Oku
26.04.2022
Türkiye nereye mi gidiyor?..

Türkiye nereye mi gidiyor?..

Devamını Oku
19.04.2022
‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

Devamını Oku
12.04.2022
Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Devamını Oku
05.04.2022
Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Devamını Oku
29.03.2022
Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Devamını Oku
22.03.2022
Karadeniz, Doğu Akdeniz, Körfez üçgeni

.

Devamını Oku
15.03.2022
Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Devamını Oku
08.03.2022
Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Devamını Oku
01.03.2022
Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Devamını Oku
22.02.2022
Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Devamını Oku
15.02.2022
Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Devamını Oku
08.02.2022
Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Devamını Oku
01.02.2022
AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

Devamını Oku
25.01.2022
Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Devamını Oku
18.01.2022