Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ahlak nasıl ölçülecek?
Her yerde her şey olabilir.
En umulmadık yerde büyük haksızlıklar da olabilir.
Önemli olan kamuoyunun, basının, otoritelerin olaylara yaklaşım biçimi.
Adalet, hak-hukuk, etik mi öncelikli; yoksa var olan sistemin, anlayışların işlemesi için işi kalıbına uydurmak mı?
Mesela van Persie’nin elini şortuna sokup tribünlere gösteri(!) yapması yayıncı kuruluş ATV ekranlarında gösterilmiyor. Sonra da “yayın da yok, kanıt da yok” deniliyor. Komik ötesi bir durum: Ekrana yansımıyorsa her türlü rezillik serbest.
Karşılaşmanın ardından her yerde yayımlanan, ayrıca tribünlerdeki on binlerce seyircinin zaten tanık olduğu bu olayla ilk kez de karşılaşmıyoruz üstelik. Pascal Nouma benzer eylemiyle Türkiye’de adeta aforoza uğramış, 7 ay ceza almıştı. Hem de öyle van Persie gibi kariyerinin son günlerini de yaşamıyordu Pascal. Beşiktaş’ın en önemli futbolcularındandı. Dahası, Pascal o hareketi rakibe de yapmamıştı.
Kılıfına uydurmak
Biz tam da Beşiktaş-Fenerbahçe maçının garipliklerini, -çift dalmalara, karate tekmelerine, tribünlere dil çıkarmalara, tükürmelere, küfürlere en önemlisi kışkırtmalara verilmeyen cezaları-, sindirmeye çalışırken ‘video hakemlik’ meselesini gündeme getiriverdiler.
Sanki her bir şeyin çözümüymüş gibi.
Sanki Beşiktaş-Fenerbahçe maçının zeminini hazırlayanlardan bihaberlermiş gibi.
Ayrıca video hakemlik namus, şeref, adalet, riyakârlık da ölçebilecek mi?
Emre’nin çifte dirseğine, van Persie’nin karate tekmesine sarı yerine kırmızı kart göstermek için video hakeme mi ihtiyaç var?
Ya ahlak, ya eyyam?
Video hakem olsa olsa bazı pozisyonları açıklığa kavuşturacak o kadar.
Ardından da video hakemliğin gelmesiyle sanki sahada mağduriyete son verilecekmiş gibi büyük bir aldatmacanın içine sokulacağız.
Sanki video hakemlikle futbolda adaletsiz kararlar bitecek ve herkes hakkıyla şerefiyle kazanabilecek.
Bırakın adaleti hakkı-hukuku bir kere, oyun kesintiye uğrayacak. Bu oyunun güzelliği kesintisizliğinde ve kendiliğindenliğinde. Video hakem oyunu sahadan masa başına taşıyacak ve futbolun ruhuna kan doğrayacak.
Futbol, basket gibi değil ki kesik kesik oynanabilsin. Efendim futbolcuların pozisyonlara itirazı daha fazla süre alıyormuş. Bu yüzden zaman kaybı olmazmış. Futbolcu video hakeme de itiraz etmeyecek mi peki? Ayrıca futbolcusu, futbolseveri video hakemlere niye güvensin? Onlar da insan değil mi sonuçta. Hem de yetkililerce atanmış insanlar olmayacak mı?
Şu anda futbolda 20-30 yıldır köşeleri tutmuş kişilerin video hakemliği savunduğu düşünülürse. Yani şu anda işleyen sisteme aykırı bir video hakemlik olabilir mi?
Ahmet Çakar video hakemlik başkanlığına talipmiş. Talip olana bak; bu işin nasıl oturulan yerden ve bedavadan bir iş olduğunu anla. Video hakemlik bir başka rant kapısı, güç kullanma kapısı olabilir ancak.
Ve kritik kararların alınmasını saha dışına taşır ki bu da bizim en sevdiğimiz(!) şey zaten. Maçların sahada değil saha dışında oynanması yani.
Etik, hukuk, dürüstlük, hakkaniyet, cesaret… Geçiniz bunları, video hakem çıkacak hepsi hallolacak… Böyle diyorsanız size on tane van Persie bile az. Ya da belki hepiniz van Persie’siniz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Premier Lig'den Arda'ya çılgın teklif!
- AFAD duyurdu: Ege Denizi'nde korkutan deprem!
- Ahmet Ercan'dan sabaha karşı 'deprem' mesajı
- Kurultay sonrası üst düzey istifa
- Özel-Erdoğan görüşmesinin tarihi netleşti
- Çağlayan'da 'Erdoğan' ve 'Deccal' krizi
- CHP'den yurttaşlara çağrı
- İYİ Parti'de yeni dönem istifalarla başladı
- Ali Yerlikaya'dan '1 Mayıs' açıklaması
- Ankara’nın diğer yarısı da oğlu ve gelininmiş!