Gülengül Altınsay

Bana da bir tişört

02 Temmuz 2021 Cuma

Bir zamanlar öğrenci çevrelerinde hiçbir siyasi hareketle ilgilenmeyen suya sabuna dokunmayanlara, “ne sağcı, ne solcu, futbolcu” denirdi. Her nedense… Oysa ki insanın bir siyasi duruşa sahip olmasında ne mesleği ne ırkı ne dini inanışı ne de yaşamına dair seçimleri belirleyiciydi. Ve her sosyal insanın bilerek veya bilmeyerek siyasi bir duruşu olurdu.

Aradan çok zaman geçti. Ve futbolun cazibesi de futbolcuların toplum üzerindeki etkileri de arttı.

NE TİŞÖRTMÜŞ

Baksanıza bir futbolcunun giydiği üzerinde, LGBT+ bireylerin özgürlük haklarına destek veren “Powered by Pride” yazılı tişört nasıl da ortalığı karıştırabiliyor. G.Saraylı Taylan Antalyalı’dan bahsediyorum. Aslında EURO 2020’de İngiltere kaptanı Kane ve Almanya kaptanı Neuer de kollarına taktıkları gök kuşağı renkli bantlarıyla, Hollanda kaptanı Wijnaldum ise “One Love” bandıyla insanların cinsel kimliklerine saygı duyulması için tavır gösterdiler. Tam da Avrupa’da, örneğin Macaristan’da ırkçılığın ve faşizan uygulamaların resmi boyutlara taşındığı bir ortamda. En başta spora ve futbola zarar veren bu uygulamalar karşısında UEFA yine kıvırtırken futbolcular cesurca tavırlarını gösterdiler, takdir topladılar.

NE KÜLTÜRMÜŞ YAHU

Ne var ki oralarda destek gören bu tarz hareketler bizim ülkemizde tümüyle farklı bir infial nedeni maalesef. Baksanıza Taylan giydiği o renklerdeki tişörtü nedeniyle neredeyse linç edilecekti. Hatta “Ceza olarak Milli Takım’dan ihraç edilsin” diyenler bile oldu. Peki bu insanlar bu gücü nereden alıyorlar. Tabii ki anti-demokratik sistemimizden. Ve sıkıştıklarında başvurdukları “Bizim kültürümüzde yok böyle şeyler” argümanından. Peki çocuğa şiddet, kadına şiddet, taciz, ensest, görevi kötüye kullanma, haksız kazanç elde etme gibi şeyler olduğunda tüm bunlar bizim kültürümüzde var olduğu için mi bir gıdım bile tepkilerini göremedik bugüne kadar. 

Aslında sorun başka tabii; insanların özgür düşünmesini, özgür yaşamasını hazmedememekte. Tahammülsüzlük, insanların son özgürlük alanı bedenlerine ve cinsel kimliklerine kadar varmış durumda. Yani demokrasiye, birlikte özgürce yaşamaya tahammülleri yok bunların. 

Doğru, demokrasi hiç de kolay bir şey değil. Nedeni de hep farklı olanlara katlanma zorunluluğu var. Sevmediğinize, beğenmediğinize hatta nefret bile ettiğinize tahammül edersiniz. Çünkü demokrasi tüm azınlıkların, farklı olanların da yaşama şansı bulduğu bir olgun kültür sistemi.  

Yani bunun sevmekle sevmemekle, beğenmekle beğenmemekle hiç bir ilgisi yok. Eğer siz “Yok kardeşim farklı olana, benimle aynı şekilde düşünmeyene yaşama hakkı tanımak istemiyorum” diyorsanız demokrasiye de karşısınız demek.  Yani tek tip düşüncenin, tek tip yaşama tarzının olduğu bir toplumu savunuyorsunuz demek. Bunun adını da siz koyun artık. 

YALNIZ DEĞİL 

Neyse ki Taylan yalnız değil. Pek çok kişi ve kuruluş takım taraftarlığını da bir kenara itip destek verdi. Mesela Umut Nayir sosyal medyadan “Ben zaten milli takıma çağırılmamıştım” dedi. Mesela Çarşı Grubu “Taylan Antalyalı’nın yanındayız” mesajını verdi. Pek çok futbolsever çeşitli mecralardan desteklerini iletti. Ardından G.Saray Kulübü de resmi açıklamayla futbolcusunu savundu.

Evet, demokrasiden yana olmak ya da olmamak konusunda turnusol kâğıdı etkisi yaratan bir olayı daha yaşamış olduk… Bu ülkede gökkuşağı renklerinin de turnusol kâğıdı olacağını hiç düşünmezdim. O tişörtten bana da bir tane lütfen.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları