Futbolun önüne geçen olaylar vardı; Beşiktaş’ın golünden sonra Quaresma’ya Konya tribününden resmen bıçak atıldı. Ve maç buna rağmen devam etti. Siz böyle şeyleri hafife alırsanız merak etmeyin ileride silah da atılır.
Maç bitiminde, daha Beşiktaşlılar sahadayken Konyalı taraftarların sahaya doluşması facialara davetiyeydi ayrıca... Beşiktaş taraftarı kışkırtmalara uymadı ama “Allah korudu” diye geçiştirilemez bu olaylar. Maç için ne yazmalı?
Adı “Süper” olan kupa maçının futbolunun da süper olmasını bekliyorduk. Ne var ki bizde takımlar eksikli gedikli kadrolarla ve hazırlıksız giriyorlar lige.
Yeni stadın “tarla” gibi zemininde mücadeleye daha etkili başlayan ve hazır gözüken taraf Konya’ydı. Anlaşıldı ki Konya ileride basacak, Beşiktaş savunmasının arkasına sarkacak, topu kaybederse de faul yapacaktı. Böyle de oldu.
Kartal’ı ileride yakalayan Konya’lılar hızla ileri çıkıp yerleşemeyen savunma arasından gole ulaştılar: 1-0.
Doğaldı; çünkü Kartal o bildik çok paslı oyununu bir türlü kuramıyordu. Ceza alanına indirilen uzun toplara bel bağlanmıştı sadece. Konya’nın golünden sonra Beşiktaş uyandı. Oyunu rakip alana yıktı. Tam baskı kuramamasındaki sorun savunmadan orta alana, oradan ileriye etkili bir biçimde topun iletilememesiydi. Çünkü Marcelo gibi oyunu savunmadan başlatan oyuncusu yoktu, Tolgay, Babel etkisizdi ve Quaresma yine kenarda tek başına top bekliyordu. Pepe top kapmalarıyla kalitesini gösterdi fakat Marcelo’nun işini yapamadı. Şenol Güneş skoru değiştirebilmek için 61’de Negredo ile Caner’i soktu oyuna. Ve 4-3-3’den riskli 4-2- 4’e döndü. 78’de Cenk skoru dengeleyince saha karıştı, atılan bıçak, meşaleler, sahaya giren taraftar filan ama maç yine devam etti. Mücadele uzatmalara ve penaltılara kalacak derken Pepe’nin hediyesi penaltıyı gole çeviren Konya kupayı aldı. Bıçaklı kupaya bakınca bu lig zor geçecek gibi. Beşiktaş da zorlanacak gibi.