Gülengül Altınsay

‘Come to’ kolay ‘Go from’ zor

29 Ağustos 2019 Perşembe

Beş gün kaldı; aldın aldın, sattın sattın. En sevdiğimiz spor sezonu kapanıyor böylece. Beşiktaş’ta Medel gönderildi en son. Tamam iyi bir savunmacıydı Medel. Ama sadece kesiciydi ve yüksek ücrete alınmıştı. Şimdi aynı yönetim pahalı diye satan onu.
Ama Quaresma’da durum zor. Sürekli bir dayatma hali. İllaki ilk on birde oynayacak, yoksa “paramı ödeyin” tavrı. Quaresma severler darılmasın ama geldiği ilk günden beri ısınamadım kendisine. Gelen Portekizliler içinde “yalnız Fernandes işe yarar” diye yazmışlığım var hatta. Çünkü Quaresma takım oyuncusu olamadı hiçbir zaman. Hiçbir yerde tutunamaması bu yüzden. Sadece Beşiktaş’ta istediği gibi oynama fırsatı elde etti. Q7’nin olduğu takımlarda akışkan, hızlı futbol oynamak imkânsızdı ama 2 yıl üst üste gelen şampiyonluklarda o da vardı. Evet o da vardı ve takım 10 kişi oynadı çoğu kez. Fakat takım diğer bölümlerinde o kadar etkiliydi ki arada kaynadı. Zaman zaman yaptığı gösterişli hareketleriyle de akıllarda kaldı. Hatta şampiyonlukların gerçek iki kahramanı Atiba ve Oğuzhan’ın çok üstünde övgü aldı.
Ne zaman ki Beşiktaş’ta sistem Quaresma’ya göre ayarlandı ve oyun orta alandan kanatlara kaydı, Beşiktaş’ın da işi bitti. Evet Q7, 4. ve 3. bitirilen sezonlarda asist kralı oldu. Bıraksanız gene olur. Ne ki oynanan oyun da elde edilen başarı da son 2 sezondan farklı olmaz. Yani karar vermek gerekiyordu: Beşiktaş mı, Quaresma mı?

Avcı, Beşiktaş dedi
Ve Abdullah Avcı kararını Beşiktaş’tan yana verdi. Onu son kez Sivas maçında izlettikten sonra bazı yöneticileri ikna etmeyi başardı. Zaten kafasındaki takım oluşumunda Quaresma tarzı oyuncuya ihtiyacı yoktu. Dolayısıyla köklü değişikliğe ihtiyacı vardı.
Bunun ilk belirtilerini gördük bile. Geçen iki sezon Q7 gibi kanattan şişirme toplarla havanda su döven Caner son Göztepe maçında tümüyle farklı bir roldeydi. Doğrusu ben ondan ümidimi kestiğim, “Bu Quaresma ve bu Caner’le olmaz” dediğim bir zamanda Caner hocasının istediği oyun sistemine ayak uydurdu; hiç gelişigüzel top atmadı, içeri kat ederek oynadı ve hatta takımın en iyisiydi. Aslında Caner, genç milli takımda ve Manisa’da orta alanın solunda bu şekilde ortaya kat ederek oynuyordu. Yani dönüşümü zor olmadı. Ama aynı şeyi 37 yaşındaki Q7 için umut etmek olanaksız.

Quaresma çıkmazı
Peki, bu kadar Q7 fanatiğinin olduğu bir yerde nasıl kadro dışı kaldı kendisi. Duyumlar, Sivas maçının ardından bazı yöneticilerin nihayet ikna edildiği şeklinde. Ne yazık ki bazı insanlar yönetici oluyorlar ama futboldan hiç anlamadıkları gibi takımı bir bütün olarak da göremiyorlar. Oyuncular arası etkileşimi anlayamıyorlar. Üstelik son iki sezon Quaresmaspor’a dönüşen Beşiktaş’ın hali ortadayken. Sadece Q7’nin takımda olmamasının bile takımı nasıl olumlu etkilediğini de mi göremiyorlar?
Şimdi gelinen noktada kendisinden kulüp bulması bekleniyor. Beşiktaş gibi onu beğenen bir kulüp çıkar mı? Menajerinin takımı sayılan Porto’ya gider mi? Bakalım hiçbir yerde tutunamamış ama Beşiktaş’ta sekiz sezondur baş tacı edilmiş olan Quaresma’nın ayrılışı nasıl olacak? Eğer gitmez kalırsa süreç nasıl işleyecek?

‘The end’ mi?
Ve bakalım uyanık menajerlerin ve popülist medyanın körüklediği “Come To Beşiktaş” devri sona erecek mi?
Gelenler kulübün maliyesini de batırarak gittiler, gidiyorlar. Tabii sorumluluk onlarda değil, onları getirenlerde.
İşte görüyorsunuz; gelmek kolay da gitmek pek zor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları