Ankara’da da tribünler boş. Sadece misafir takıma ayrılan bölüm dolu. Üstelik Beşiktaş salı akşamı oynayacağı Napoli maçı öncesinde ne de olsa gerginken. Zaten Şenol Hoca da Beşiktaş’ın bence en kritik oyuncusu Atiba’yı bile İstanbul’da bırakma riskini göze almış. Son 2 maçın gol kilidini çözen Aboubakar’ı da kulübeye oturtmuş.
Ve top sahada yuvarlanmaya başlıyor. Gençlerbirliği hevesli başlıyor oyuna. Orta alandan rahatlıkla aldıkları toplarla 5 oyuncuyla yelpaze gibi geliyor. Beşiktaş’ın oyun düzeni daha 16. dakikada Necip’in sakatlanmasıyla bir kez daha yenileniyor. Rhodolfo’nun alınmasıyla takımda 3 oyuncunun yeri değişiyor. Rhodolfo stopere, Tosic solbeke, Adriano da geri dörtlünün önüne Necip’in yerine geçiyor. Ama
Beşiktaş’ın görüntüsü değişmiyor; Kartal oyun kurmakta yine zorlanıyor. Takımın savunmacılar ile atakçılar olarak ikiye bölünmesinin ve kadronun sürekli değişmesinin sonucu bu. 27’de ceza sahası dışına çıkan kaleci Fabri, Serdar Gürler’e kaleyi açınca son 3 deplasman maçından gol yemeden galip dönen Kartal yenik duruma düşüyor. Sahadaki oyuna bakınca sürpriz değil bu. Ve bu noktada merak edilen Beşiktaş’ın 2. yarı oyunu çevirip çeviremeyeceği.
Şenol Hoca’nın çözümü Adriano’yu yeniden sol beke, Marcelo’yu orta alana, Tosic’i stopere çekmek oluyor. Olcay çıkıyor Aboubakar giriyor. Ve Kartal 51’de yer değiştirerek geldiği atakta ilk kaleyi bulan topuyla skoru 1-1 yapıyor. Talisca bıraktığı yerden gollerine devam ediyor. Ardından Beşiktaş silkiniyor, hevesleniyor ve giderek yorulan rakibi karşısında galibiyeti zorluyor; Q7’nin, Aboubakar’ın sonuç getirmeyen şutları, Cenk’in harcadığı gol pozisyonu, 2 direkten dönen top filan derken maç bitiyor. Sonuçta son 45 dakika Kartal’a 3 puan için yetmiyor ve kadroda yapılan bu kadar değişikliğin bedeli kayıp 2 puan oluyor.