Çözülemedi Düğümlendi

31 Ağustos 2011 Çarşamba
\n

\n

Daha önce de zaman zaman ifade ettiğim gibi herkesin eğitimi, yeteneği ve sosyal durumu itibarıyla toplum içinde gelebileceği bir nokta vardır. O noktadan yukarı çıkarsa veya çıkartılırsa, hem kendisi hem de ülkesi için zararlı olur. Özellikle, karar verme mekanizmasının güçlü olması gereken üst düzey görevlerde. Bizim ülkemizde, insanların böyle noktalara getirilmesi için belirlenmiş kriterler pek yoktur. Ya da vardır da pek uygulanmaz. Bir bakarsınız, üst noktalarda görev yapması gerekenler, dışarıda kalmıştır. Yani mahrut, tam anlamı ile ters dönmüştür. Hep biliyoruz ve zaman zaman da görüyoruz, hayatında deniz görmemiş bir kimse ulaştırma bakanı olabiliyor. Ya da imam hatip okulundan mezun olan bir kimse, müspet ilimle uğraşan kurumlarda görev alabiliyor. Hiç ekonomi bilmeyen biri ekonomi bakanı olabiliyor. Her sektör için örnekleri çoğaltmak mümkün. Hayatında spor yapmamış, hatta stadyumun önünden geçmemiş kişi de federasyon başkanı olabiliyor. Mehmet Ali Aydınlar bunun çarpıcı bir örneği. Oysa herkes kendi mesleğini yapsa ya da yaptırılabilse Türkiye bugün gelişmekte değil de gelişmiş ülkelerin arasında yer alırdı. Bu ve benzer nedenlerden ötürü de bilgi toplumu olmak için, bir arpa boyu yol almamışız. Oysa, mühendis olmuş bir insan mühendisliğini, doktor olmuş bir insan doktorluğunu, imam hatip okulundan mezun olanlar da imamlığını yapabilseler, ülkemizdeki durum bir başka olurdu. \n

\n

Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınları tanırım. Beraber bulunduğumuz günler oldu. Bir Anadolu çocuğuydu. İstanbula gelmiş, çalışmış, çabalamış ve sağlık sektöründe büyük mesafe kat etmiş. Amerika ve Avrupa hastaneleri ile bağlantılı olarak hastaneler kurmuş. Yani iyiden iyiye tüylenmiş. Bir süre sonra Fenerbahçe ile bütünleşmiş. Peki, şimdi böyle bir insan nasıl oluyor da ıstakoz sepetine dönmüş olan federasyon başkanlığı görevini kabul edebiliyor? Sadece para sahibi olmakla büyük insan olunmuyor. Görüşlerinde, davranışlarında ve kararlarında da büyük olmak gerekir. Diyalektik düşünme yeteneğini kazanmış olmak, başarıdaki en büyük paydır. Ama sadece federasyon başkanı mı böyle? Hayır tabii ki. Birçok işadamında da benzer durumları görüyoruz. Kendi branşları dışındaki üst düzey görevlere balıklama atlıyorlar. Yani, koltuk sarası çoğu insanda kronik duruma gelmiş. Düşündük, acaba Mehmet Ali Aydınlar kahraman mı olmak istedi? Eğer bu doğru ise hiç de düşünülen gibi olmadı. Zaten ıstakoz sepetine dönmüş olan Futbol Federasyonunu daha da kötü duruma soktu. İçinden çıkamayacak ve de çıkartılamayacak bir duruma geldi. Olaylar çözülemedi, aksine adeta düğümlendi. Oysa, bu şike olayları ortaya çıkmadan önce dahi kendisine yapılan teklife; Ben Fenerbahçe ile adeta bütünleşmişim. Etki altında kalabilirimdiyerek görevi kabul etmeseydi. Bugün başka bir Mehmet Ali Aydınlar olurdu ülkemizde. Bu vesile ile siz sevgili okuyucularımın Şeker Bayramı’nı kutlar, esenlikler dilerim...\n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Olmaz.. Olmaz... 6 Kasım 2012

Günün Köşe Yazıları