Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Buz Üzerine Yazı Yazmak
\n
Ülkemizde 20 milyon kişi açlık sınırında. 250 iş günü çalışıp da emekliliğe hak kazanan işçilerin aldığı tazminat toplam 30 bin lira. Otuz yıl çalışıp da emekli olan devlet memurunun aylık maaşı ise bin 200 lira. Bu da en yükseği. Sahada futbol oynayan futbolcunun milli maç sonrası aldığı prim 70 bin lira. Milletvekili maaşlarından ve şartlarından ise hiç söz etmiyorum, çünkü esas konum futbol.
\nBiz de bu ülkede futbol oynadık. İlk milli maçımız Yunanlılarla Yunanistan’da oldu. 3-1 kazandık maçı. İstanbul’da ise 12 yıl sonra ilk kez Dolmabahçe Stadyumu’nda Avusturya ile milli maç oynadık. 1-0 yenildik. Tam anlamı ile amatördük. Milli maçlarda değil prim istemek ve almak, imkânımız olduğunda cebimizden para verirdik. Kolay mıydı ilk defa ay-yıldızlı formayı giymek? Milli Takım’dan para istemek ya da kaytarmak, o günkü koşullarda vatan hainliği ile eşdeğerdi. 1948’den sonra beş kez milli maçta oynadım ve diğer arkadaşlarım gibi beş kuruş almadım. Bütün avantajımız, maçlardan sonra Taksim Belediye Gazinosu’nda misafir takımla beraber yemek yemekti. Yemek esnasında kulüp başkanları birbirleri ile sohbet ederler, güzel sözler söylerler ve birbirlerine federasyonlarının bayraklarını hediye ederlerdi.
\nHiç unutmam İstanbul’da oynadığımız milli maçta yine Taksim Belediye Gazinosu’nda yemek verildi. Yemeğin sonunda Avusturya Federasyonu bizlere, gümüş yüzük hediye etti. Bir hayli sevinmiştik. Ama ertesi gün yüzüğe alıcı gözü ile baktığımda bir de ne göreyim. Minesinin kenarına orak-çekiç motifi işlenmiş. Hayretler içinde kalmıştım. Çünkü o zamanlarda bu motif biraz tehlikeliydi. Hatta cebinde kırmızı mendil olan hapise atılırdı. O günlerden bugünlere geldiğimizde dünyada değişimler birbirini kovaladı. Hıza yetişmek bir hayli zor oldu. Biz de değiştik tabii. Ama en önemlisi bir türlü gelişemedik. Mehter takımı gibi; iki ileri bir geri gittik.
\nProfesyonel lig, bir sürü yeniliklerle beraber 1960’lardan sonra ülkemize geldi. Ne var ki biz, ülkemize gelen yenilikleri dejenere etmek gibi bir yapıya sahibiz. Dünyanın birçok ülkesinde artık profesyonellik hüküm sürüyor. Bizde de öyle. Ancak defalarca da söylediğim gibi; yönetimimiz amatör, futbolumuz profesyonel. Uyum sağlanamıyor. İkinci bir örneğini daha görmedim. Hep köy, kent milyonerleri kulüplere yönetici oldular. Kazanılan paralar, hovardaca harcandı. Sorumluluk deseniz yok. Hepsi kulüplerini gırtlağa kadar borçlu duruma getirdiler. Onun için futbolculara verilen astronomik primleri pek kafaya takmayın. Geçen günlerde bir yorumcu arkadaş milli takım oyuncularına verilen yüksek prim karşısında “Onlara hakkımı helal etmem” dedi. Ben de bu sözün altına imzamı atarım. Bu konuyu çok kez yazdım. Hatta devletin el koymasını bile istedim ama buz üzerine yazı yazmışım. Hiçbir donanımı olmayan, sadece futbol oynayabilen ama bir fındık kabuğu kadar bilgisi olmayan yorumcular, kendilerine helal ediyorlar mı? İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına… Galiba kimsenin, kimseye söyleyecek bir şeyi yok. Ne yazık ki bizim tarlalar böyle ürün veriyor…
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza