Festivale Gel, Festivale

10 Eylül 2022 Cumartesi

Saray iktidarımız, yerli ve milli festivallerle milletimizin hizmetinde!

Kültür Bakanlığı, beş kentte “Türkiye Kültür Yolu Festivalleri”ne başlıyor.

Festivallerin amacı “Türkiye’nin uluslararası marka değerine katkıda bulunmak”

Saray’dakinin zamanında söylediği “Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim” sözünden ilham alınarak belirlenmiş bir amaç olduğu kesin...

İşin bu yanını geçelim ve festivalde neler var, birkaç örnek seçelim:

Beyoğlu’nda, “sonuna kadar Erdoğancıyım, hatta  feriştahıyım” diyen Yavuz Bingöl ile daha önce Mistik Müzik Festivali’ne katılmış olan İranlı Ali Rıza Ghorbani konser verecekler.

Konya’da; Mısır’dan yeşil sarıklı, beyaz cüppeli müzik grubu El-Hadra Ensemble, Hindistan’dan sufi Dhruv Sangari, Almanya’dan Osmanlı saray müziği yapan Pera Ensemble sahne alacak. Tekke musikisi seslendirilecek. Mehter takımı marşlar söyleyecek.

Ankaralılar da protest Cat Stevens’tan dönme dinci Yusuf İslam’ı dinleyecekler.

Kim demiş Anadolu’da festivaller yasaklanıyor diye...

Markalı festival dediğin işte böyle olur!

NE ÇIKAR? 

Alphonse Daudet, Taraskonlu Tartarin adlı yapıtında, Cezayir’deki “müstemleke teşkilatı”nın işleyiş biçimini şöyle özetler:

“Yukarıda sopasını kurmay heyetinin tepesine indiren vali vardır. Kurmay heyeti tepesine sopayı yiyince intikam almak için askere çullanır, asker çiftçiye çullanır, çiftçi Arap’a çullanır, Arap zenciye çullanır, zenci Yahudi’ye çullanır, Yahudi de eşekçeğize çullanır. Eşekçeğiz de çullanacak bir kimse bulamadığı için her şeye katlanır.”

Bu silsile size tanıdık geliyor mu?

ANKARA KALESİ’Nİ DE ÇATLATTILAR

Galatlar’dan (MÖ 5. yüzyıl) bu yana ayaktaydı Ankara Kalesi. Ta ki tüm Anadolu gibi Ankara’yı da kasıp kavuran bir dönem gelene kadar...

Ankara Kalesi’nde çatlaklar oluştu ve giderek büyüyor.

Nedenini, verdiği mücadeleler nedeniyle memurluktan çıkarılan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan açıklıyor:

“Melih Gökçek döneminde, tarihi surların payandası olan kaya kütleler, iş makineleriyle kırılarak yok edilmiş, yeni rant odakları yaratmak adına yapılan çalışmalar nedeniyle kale surlarında çatlaklar meydana gelmişti. Şimdi o çatlaklara yenilerinin eklendiğini, çatlakların giderek derinleştiğini ve faciaya ramak kaldığını yerinde inceledik. Ankara’nın kent tarihiyle neredeyse yaşıt olan Ankara Kalesi’ndeki bu çatlaklar giderilmesi mümkün olmayan zararlara neden olacaktır. Defalarca uyarı yapılmış olmasına rağmen müdahale edilmiyor olmasını anlamak mümkün değil.”

Ankara Kalesi’ni yıkma noktasına getirenler, Peri Bacaları’nın üzerinden yol geçirenler, İstanbul’daki Kız Kulesi’ni benzetenler; 20 yılı aşkın bir süredir yıkmadık, kırmadık, çatlatmadık değer, yapı, kurum bırakmadılar.

Türkiye, üstünden bir barbar kavim geçmiş gibidir...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları