Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Olmak ya da Olmamak (07.05.2011)
\n\n\n
Dr. Alpaslan Berktay, 12 Haziran’dakinin başka bir seçim olduğuna inanıyor. Olmak ya da olmamak, tamam mı devam mı gibi bir şey:
\n“Kapatılmaktan kıl payı para cezasıyla sıyrılanlar şimdi iktidarda ve hukuk, demokrasi dağıtmakta. Meşruiyet sınırının bir orasında, \t\tbir burasında ip cambazı gibi oynamakta. \t\tEn hakiki mürşit, bilim mi kör inanç mı? Bölünmek mi ülke bütünlüğü mü? Bağımsızlık mı sömürgeleşmek mi? Lozan mı Sevr mi? Atatürk’e evet mi hayır mı? Yürürlükteki uygulamaların demokrasiyle, hukukla ilgisi var mı yok mu?”
\nBerktay’ın \t\tana muhalefete de bir çift sözü var:
\n“Atatürk’ün partisi olmanın \tonuru kadar, sorumluluğu da \tvardır. AKP eski defterleri karıştırıp bugünkü icraatının hesabını vermekten kurtulmak kurnazlığında iken, CHP, hesap vermek değil, \tbu son 8 yıllık iktidarın hesabını sormak durumundadır.”
\n\n\n\n
Oy Vermeyenlerin Eğilimleri
\n\n\nYöntem Araştırma, oy vermeyen seçmen eğilimlerine ilişkin bir kamuoyu araştırması yaptı. İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara, Konya, Adana, Antalya, Samsun, Zonguldak, Erzurum ve Diyarbakır’dan oluşan 11 il merkezinde 973 denek üzerinde yürütülen araştırmaya göre 2007 seçimlerinde “oy kullanmayan” veya “boş oy kullanan” seçmenlerin yüzde 23’ü bu seçimde AKP’ye, yüzde 21’i ise CHP’ye oy vereceğini söylüyor.
\nKendisini “sosyalist” olarak tanımlayanların yüzde 46’sı CHP’ye, yüzde 27’si ise AKP’ye oy vereceğini belirtti. Kendisini “sosyal demokrat” olarak tanımlayanların yüzde 58’i CHP’ye, yüzde 15’i AKP’ye oy vereceğini kaydetti. Liberal demokratların yüzde 34’ü oyunu AKP’ye, yüzde 33’ü ise CHP’ye yönlendireceğini bildirdi. Kendisini “muhafazakâr demokrat” olarak niteleyenlerin yüzde 87’si AKP’ye, “milliyetçi muhafazakâr” olarak niteleyenlerin yüzde 56’sı MHP’ye oy verecek. Milliyetçi muhafazakârların yüzde 24’ü ise yine AKP’yi seçecek.
\n\n\n\n
Bir Tek Ormanın Varlığı Zenginleşmedi
\n\n\nOrman dostu Doç. Dr. Yücel Çağlar, AKP’nin seçim bildirgesine göz atmış. İşte notları:
\nAKP diyor ki: “2003-2009 yılları arasında rakam 7 misli arttırılarak 501 bin 387 hektarda ağaçlandırma ve bozuk ormanların ıslahı gerçekleştirildi.”
\nOysa... AKP öncesi yedi yıllık dönemde toplam 655 bin hektarda “orman yetiştirme ve iyileştirme” çalışması yapılmıştır. AKP döneminde bu miktar 2.2 milyon hektara çıkmıştır. Başka bir söyleyişle AKP döneminde gerçekleştirilebilen çalışmalar 7 değil 3.5 kat artmıştır. Ancak söz konusu çalışmaların yüzde 64’ü ağaçlandırma değil, mevcut ormanlarda öteden beri yürütülen “iyileştirme” çalışmasıdır.
\nAKP diyor ki: “2008, 2009 ve 2010 yıllarında toplam 1 milyon 448 bin 274 hektarlık alanda çalışma yapılarak 814 milyon fidanı toprakla buluşturduk.”
\nOysa... Sözü edilen alanın yalnızca yüzde 9’u “orman” sayılan yerlerdeki açıklıklarda, yüzde 3’ü gençleştirilecek yaşlı orman ekosistemlerinde, yüzde 2.5’i de “bozuk devlet ormanı” sayılan yerlerde yapılan ağaçlandırma çalışmalarını kapsamaktadır. Ki bu çalışmalar ülkemizde öteden beri yapılmaktadır.
\nAKP diyor ki: “Orman varlığını zenginleştirerek 21.6 milyon hektara çıkardık.”
\nOysa... AKP döneminde de “orman” sayılmayan yerlerde hiçbir yeni orman oluşturma çalışması yapılmamıştır. Kaldı ki “orman varlığının zenginleşmesi” ile “orman” sayılan yerlerin genişlemesi birbirinden tümüyle farklı olgulardır ve bu dönemde orman ekosistemlerimiz ağaç ve ağaç türü çeşitliliği bakımından yoksullaştırılmıştır. AKP döneminde ise özel kişi ve kuruluşların yaptıkları “özel ağaçlandırmalarla”, “bozuk” sayılan “devlet ormanlarının” fıstıkçamı, ceviz, badem, kestane vb. meyveli ağaç bahçelerine dönüştürme çalışmalarına da hız kazandırılmıştır.
\nAKP diyor ki: “2003’te başlattığımız kent ormanları projesiyle bugüne kadar 69 il merkezinde ve 20 ilçe merkezinde olmak üzere 89 yeni kent ormanı kurduk.”
\nOysa... AKP döneminde hiçbir “kent ormanı” kurulmamıştır. AKP döneminde kentsel yerleşmelere en yakın yerlerdeki orman ekosistemlerinin, bu kapsamda ağaçlandırma alanlarının, dahası, milli parkların bir kısmı da “kent ormanı” olarak kullanılmaya açılmıştır. Kimileri kullanımı yandaş belediyelere devredilen bu orman ekosistemlerinde çeşitli tesislerin yapılmasına izin verilerek bu orman ekosistemleri üzerindeki insan baskısı daha da arttırılmıştır.
\n\n\n\n
Kanal Tasarımı
\n\n\nRecep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’un içinden iki deniz geçirecek kanal tasarımı aklımıza bir fıkra getirdi:
\nİngilizler Manş’ın iki ucunu birbirine bağlayacak bir denizaltı tüneli için ihaleye çıkmışlar.
\nBaşvuruda bulunan Fransız yüklenici, “Ben her iki taraftan tüneli kazarım. Karşılaşmada, sapma payım artı-eksi 30 santim olur” demiş. İngiliz yüklenici, “Ben her iki taraftan tüneli kazarım. Sapma payım artı-eksi 25 santim olur” demiş. Sıra ihaleye giren bizim Temel’e gelmiş. Eline bir çubuk almış, denizaltı haritasını önüne açmış, demiş ki:
\n“Ben de onlardan geri kalmam. Her iki taraftan kazmaya başlarım. Tüneller kesişti kesişti. Yok kesişmedi, size iki tünel teslim ederim.”
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi