Maçtan önce iki takımın teknik direktörü de kupayı çok istediğini deklare etmişti. Oyuncular da onları teyid edercesine kalitesi yüksek olmasa da tempolu futbol oynadılar. Aslına bakarsanız başlangıçta tempoyu Bursaspor belirledi. Özellikle Telles’in kulvarından Volkan’ın getirdiği toplar Galatasaray kalesinde ciddi tehlikeler yarattı. İlk 10 dakikada korku tünelinden hasarsız çıkan G.Saray, giderek oyunda dengeyi kurdu. Selçuk- Yasin paslaşması ilk net pozisyonu üretti. Sneijder’in tersine geldi.
İlk yarım saatte göze batan Josue ve Selçuk’un Melo ve Ozan tarafından kontrol ediliyor olmasıydı. Bu eşleşmede Melo’nun ilk dakikada gördüğü sarı kart G.Saray’a dezavantaj getirdi. İlk yarım saat Bursa üstündü Hamit’in gününde olmaması kenar adamlarından da yardım gelmemesi G.Saray’ın ortasaha hakimiyetini kaptırmasına neden oldu. Bursa çok çabuk 3. bölgeye gelme şansını yakalamış oldu. Volkan-Telles mücadelesinde kazandığı penaltıyla da öne geçti. Telles çabuk, süratli ve becerili oyuncular karşısındaki yetersiz kalabiliyor. İlk yarım saatte Bursa’nın fizik üstünlüğü ve G.Saray’ın yorgunluğu göze çarptı. Öyle anlar oldu ki; oyuncu paylaşımında çok zorlandılar.
G.Saray’ın tecrübesi belirledi Fakat tecrübeli oyuncuların uyumu kendini gösterdi. Bursaspor savunmasında Şamil’in pozisyon hatası beraberliği getirdi. 2. yarının başında Selçuk-Burak klasiği bir gol izledik. Hamzaoğlu değişiklik kararını erken verebilseydi belki ikinci gol yenmeyebilirdi. Çünkü Hamit bütün iyi niyetiyle kendini tüketti. Maça iyi başlayan Bursaspor oyunun sonunu getiremedi. G.Saray’ın tecrübesine boyun eğdi. Burak’ın attığı gollerde servislerin önemi yadsınamasa da Bursaspor kalecisi Harun’un payını da gözardı etmeyin. Kalitesi yüksek değildi ama temposu ve heyacanı yüksek bir maç izledik. Finale yakıştı. Oyuncular alkışı hak etti