Mine Söğüt
Mine Söğüt minesogut@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bir terbiye aracı olarak hukuk

18 Eylül 2019 Çarşamba

Yargılanan akademisyenlerin teker teker beraat etmeye başlamasıyla; onların teker teker yargılanmaya başlaması arasında geçen sürede bu ülkenin başına gelenlerin ne olduğuna bir bakın.
O arada olanları anladığınızda...
Sadece akademisyenlerin değil sizin başınıza da ne geldi anlayacaksınız.
Çözüm sürecinin hemen ardından yapılan seçimleri ve sonuçlarını hatırlayın.
Ardından HDP’nin Meclis’e girmesiyle değişen dengeleri hatırlayın.
O dengeleri altüst etmek üzere hortlayan terörü hatırlayın.
Rafa kalkan çözüm sürecinin o zaman ne anlama geldiğini hatırlayın.
Diyarbakır’daki hendekler ve ardından bombalar sırasında yaşananları hatırlayın.
Zincirleme süren ve ülkeye korkunun hâkim olmasına neden olan patlamalar...
Bu sisli ortamda ilan edilen olağanüstü hal...
O olağanüstü hal sırasında yapılan referandumla kabul edilen anayasa ve başkanlık sistemi...
KHK’lerle rafa kaldırılan hukuk...
Mağdur edilen yığınla insan...
İşinden olanlar, özürlüğünden olanlar, başlarına gelen hukuksuzlukların hesabını bile soramayanlar...
Hepsini hatırlayın.
Tüm bunlar şu son üç yılda yaşandı.
Ve şu son üç yılda...
Bunca saçma dava boşuna açılmadı.
Akademisyenler üniversitelerden boşuna atılmadı.
Bu ülkede adaletin ve özgürlüklerin ayarlarıyla boşuna oynanmadı.
O ayarların tekrar yapılması boşuna imkânsızlaştırılmadı.
Ve barış ve savaş bambaşka değerlerle boşuna yeniden kodlanmadı.
İnsanlar boşuna korkutulmadı.
İbreti âlem için yapılan suçlamalar ve yargılamaların beraata varan sonları değil, vatan hainliği ve teröre destekle kodlanan başlangıçları işe yaradı.
Bu sayede...
Halk, aydınlar, basın, sanatçılar ve hatta politikacılar nerede susup nerede konuşacaklarını öğrendiler.
Neyi terör sayıp neyi saymayacaklarını...
Neye kanıp neye kanmayacaklarını...
Ne yaparlarsa hayatta kalacaklarını, ne yaparlarsa bu düzende tutunamayacaklarını iyice bellediler.
Düşünce özgürlüğünün ne kadar tehlikeli olabileceğini gördüler.
“Sallandıracaksın birkaç tanesini, bakalım bir daha kimse...” kalıbıyla başlayan bir cümleyi anadilinin içinde nicedir barındıran bu ülkede;
İktidara hizmet eden hukukun bir terbiye aracı olarak kullanılması eski ve kirli bir gelenek.
Bu ülke aydınlarını ve muhaliflerini olur olmaz gerekçelerle daha önce de içeri attı.
Onları tuhaf iddianamelerle daha önce de yargıladı.
Sonra zaman geçti.
Ülke aklını başına toplar gibi oldu...
Aflar, hesaplaşmalar, evrensel hukuka atıflar, insan haklarından dem vurmalar, düşünce özgürlüğünden bahsetmeler derken...
Dibinden zar zor tırmandığı kuyuya gerisin geriye itildi.
Ve bir avuç aydını, muhalifi, idealisti yeniden sistemin geleneksel hoyratlığına kurban verdi.
Çünkü hareket asla topa değil... Hep türibineydi.
O türibinde kimlerin olduğu dönemin siyasi dinamiklerine bağlı olarak değişiyor.
Kâh cahile, kâh aydına hitap eden diller...
Ortadoğu’da piyon olmaya özel ilişkiler...
Çeşitli iktidarlar arası yapılan gizli/ açık pazarlıklar, hesaplar, kitaplar, uyanıklıklar...
Ve zamanın ruhuna göre nasıl olduğunu anlamadan değişiveren odaklar.
Nihayetinde suçu ve suçluyu tanımlarken bir o yana bir bu yana atılan bitmek bilmez taklalar.
O yüzden bu iklimde, iyisiyle, kötüsüyle, ne adalete güvenilir ne de devlete.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları