Partisinin içine yani...

Sinan Ateş cinayetine ilişkin kendisine soru yönelten meslektaşımız Yıldız Yazıcıoğlu’na “İşine bak hadi” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin içine baksa ya...

Ateş cinayetine doğrudan ya da dolaylı katılanların MHP’yle iltisaklı olması nedeniyle gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu işi gereği kendisine soru yöneltmiştir. İşine bakmıştır yani.

Ama Bahçeli partisinin içine bakma cesaretini gösterebilmiş midir?

Cinayete adı karışanlardan T.D. Ülkü Ocakları yöneticisi, bu kişiyi saklayan kişi partisinin milletvekili, tetikçilere para gönderen partisinin il yöneticisi, “Dodo” lakaplı cinayet şebekesinin reisi Doğukan Çep’i Gürcistan’a geçiren kişi partisinin Hopa ilçe başkanı, tutuklanan avukat S.Ö. Ülkü Ocakları yöneticisi ve MHP üyesi, yine tutuklanan E.Y. Ülkü Ocakları yöneticisi, İstanbul’dan tetikçileri getiren çakarlı araç da partinin envanterine kayıtlı.

MHP ile organize cinayet işleyen şebekenin bağlantıları şimdilik bu kadar. İtirafçılar konuşur, azmettiricilerin kimler olduğunu öğrenebilirsek sayı daha da artabilir. Azalabilir diyemiyoruz.

Neden?

Bu partinin yan kuruluşu Ülkü Ocakları, genel başkanlığını yapmış Sinan Ateş’in katledilmesi karşısında ne bir başsağlığı ne de bir kınama mesajı yayımlamıştır.

Bu kadarla kalsa iyi...

Bahçeli, cinayetten sonra iki grup toplantısında yaptığı konuşmada ısrarla “Tek bir ülküdaşımı vermem”, “Sonu ölüm olsa da surda gedik açtırmayacağım” diye konuşarak bir yerlere mesaj vermişti.

Ne demek “Tek bir ülküdaşımı vermem”?

Kanunların üstünde mi görüyorsunuz kendinizi?

Poliste ve yargıda bu davanın sulandırılması, engelleme girişimlerine karşın basının ve kamuoyunun olayın peşini bırakmaması nedeniyle davanın üzerini kapatmak öyle kolay değil.

Bir süre tartışılır sonra da unutulur diye umdular ama evdeki hesap çarşıya uymadı.

AĞIREL İLE ESKİ MİLLETVEKİLİ EVLİ MIİ?

Bunu da gördük. Vallahi AKP yargısının karar metinleri mizah dergilerine rakip çıktı.

Geçen yıl bir televizyon kanalında ironi olduğu açık olan “Bir devlet memuru Boğaz Köprüsü’ne ev yapsa adresi belli olur diye haber yapmayacak mıyız?” sözlerimiz üzerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un avukatları “Müvekkilimizin Boğaz Köprüsü’nde evi yoktur iftira atılmıştır” diye dava açınca avukatımla birlikte gülme krizlerine girmiştik. Ama “adam kazandı” iyi mi?

Önceki hafta Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’a bir röportajları nedeniyle hazırlanan iddianamede siyasi yasak kararı vermesi bize verilen karardan daha komikti.

Şimdi sıkı durun. Murat Ağırel’e aile mahkemesi tarafından şiddete uğrayan kadınlar için uygulanan bir cezayı uygulayarak eski AKP milletvekili Şükrü Ayalan’a yönelik “şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama ve küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunamaz, iletişim araçlarıyla rahatsız edemez” diye karar verdi.

Aile mahkemesi ne alaka?

Murat Ağırel’le eski AKP’li vekilin evlilik akdi var da haberimiz mi yok. Oldu olacak 100 metreden fazla yaklaşmama cezası da verselerdi.

Ömürsünüz vallahi.