Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Avrupa'da Hortlayan 'Faşizm Dalgası' (2)

24 Nisan 2011 Pazar
\n

Tarihin değiştirilemez yasasıdırder Stefan Zweig iki dünya savaşı arasında yükselen Avrupa faşizmini anlattığı Dünün Dünyasıadlı eserinde ve ardından ekler:

\n

Zamana yön veren büyük hareketler, başlangıçta çağdaş kişilerce fark edilmez…”

\n

Zweigın bu gözlemi yapmasının nedeni, toplanan karabulutların ve yaklaşan fırtınanın tüm sinyallerinin aslında başlangıçtan beri ortada olmasında ancak olabilecekleri kimsenin zamanında kestirememiş olmasından kaynaklanmaktadır.

\n

Zweigın eseri baştan sona bu akıldışı basiretsizlik ve basiretsizliğin yarattığı hazin, çaresiz düş kırıklığı üzerinedir.

\n

Korku çağı

\n

Avrupa bugün de aynen böyle Zweigın anlattığı iki savaş arası döneminiandıran ağır bir hoşnutsuzluk, huzursuzluk ve bir korku çağıyaşıyor.

\n

Dün olduğu gibi bugün de kâbuslarının esiri olan Avrupanın, iki savaş arası dönemdekigibi bugün de nereye gideceğini kimse kestiremiyor. Ancak geçmişte yaşandığı gibi bir kez daha günbegün kabaran ve geri dönüşü olmayan bir öfke dalgasıyla karşı karşıya olduğumuz ayan beyan görülüyor.

\n

Geçmişteki gibi zorbalığa dönüşme riskitaşıyan bu korku dalgasınıABnin eski komisyon başkanlarından Romano Prodi kısaca; Avrupa artık her şeyden korkuyor!diyerek özetliyor: Diğer Avrupalı ülkelerin (bu arada Türkiye!) korkusu, Çinle rekabet korkusu, Afrikalı göçmen korkusu, krizden çıkamamak korkusu, Avro korkusu...Liste uzayıp gidiyor.

\n

Prodinin unuttuğu ya da açıkça söylemekten kaçındığı İslam korkusuda cabası

\n

Bunlar üst üste binerek, tedirginlikleri, tatminsizlikleri katlıyor

\n

Avrupa çokboyutlu düş kırıklığını, sürekli aşırı sağ partilere kayarak dışa vuruyor. Gün geçmiyor ki Avrupa parlamentolarına ilk kez giren, ikinci/üçüncü parti konumlarına yükselen ve giderek koalisyon hükümetlerinde yer alan yeni aşırı sağparti haberleri medyada yer almasın

\n

On yıldan bu yana hiç değişmeyen ve Avrupanın irili ufaklı ülkeleri arasında yağ halkaları gibi genişleyen bu eğilim; eski kıtadademokrasi kaleleriolduğu düşünülen İskandinavyayı da esir aldı.

\n

Aşırı sağın eylül ayında İsveç parlamentosuna ilk defaadım atması şok yaratmıştı. Geçen hafta sonu Finlandiyada en son kendilerineGerçek Finlandiyalılar(!) adını veren ırkçı bir parti, parlamentodaki sandalye sayısını beşe katlayarak koalisyon ortaklığınaaday konumuna geldi

\n

Finlandiyada yabancı işçi bile pek yok. Göçmen sayısının toplam nüfusa oranı hepi topu yüzde 1.7. Ama Portekiz ve Yunanistan gibi mali yük getirenikinci sınıf AB üyelerininvarlığı, Finlandiyanın ırkçı damarını kaşımaya yetti. Seçim kampanyasını Avro kuşkuculuğuile Portekiz, Yunanistan misali Güney Avrupa üyelerine yardıma geçit vermeyen bir oy avcılığı üzerine kuran gerçek Finliler”, sandıkta piyango vurarak oylarını yüzde 19a çıkardı.

\n

Yalnız Finlandiya değil, dayanışmaya-kim olursa olsun!- set çekmek adına sağa prim veren Avrupa, boydan boya aynı yolun yolcusu.

\n

Aşırı sağın starı: Marine le Pen

\n

Avusturyanın aşırı sağdaki Özgürlük Partisi -örneğin- 2006daki yüzde 11lik oy oranını 2008’de yüzde 17.5e çıkarmış!

\n

Hollandanın benzer Özgürlük İçin Partisi”, yüzde 5.9 olan oylarını geçen yılki seçimlerde neredeyse üçe katlayıp yüzde 15.4e ulaştırmış

\n

Berlusconiye Çizmede koltuk değnekliği yapan, hükümet ortağı ırkçı Kuzey Ligi partisinin son dönemde oyu iki misli artarak yüzde 8.3e fırlamış

\n

Bunlar aşırı sağ partilerin yakın geçmişte aldığı mesafeler

\n

Bir de geleceğe yönelik beklentiler var

\n

Aşırı sağda geleceğin en büyük çıkışını Jean Marie Le Penin kızı Marine Le Penin yapması bekleniyor. Yılbaşında babasından bayrağı devralan 43 yaşındaki Marine Le Pen, miadını dolduran yaşlı Le Pene göre çok daha şanslı. Fransız sağının ırkçıve milliyetçi” “dişiyüzüne, kamuoyu yoklamaları yüzde 21-23 arasında oy oranı biçiyor ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olması beklenen madame Le Penin, rahatça ikinci tura kalacağı tahmin ediliyor.

\n

Önümüzdeki yılın nisan ayında yapılacak Fransa cumhurbaşkanlığı seçimleri, 2000ler başından bu yana Avrupanın yaşadığı iklim değişikliğininot etmek adına, ilginç bir turnusol testi sunuyor.

\n

Baba Le Penin 2002deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kalması Avrupada hatırlarsanız şok yaratan bir skandalolmuştu.

\n

Fransanın yüzünü ağartmak için ülkede anında bir cumhuriyetçi cephe kurulmuş, Chirac demokratik cumhuriyetesahip çıkan o cephenin oylarıyla Le Pene karşı fark yaratarak seçimleri almıştı.

\n

Marine Le Penin, cumhurbaşkanlığı liginde oynaması bugün ne Fransa, ne Avrupa çapında bir skandal sayılıyor...

\n

İlk turu geçip ikinci tura kalmak şöyle dursun, sosyalistlerin tez zamanda dişli bir adayda karar kılmamaları halinde, Le Penin cumhurbaşkanlığına yürümesi işten bile değil

\n

Kamuoyu yoklamaları Fransız seçmeninin Sarkozy popülizminden usandığını, sol kanatta güven veren bir aday göremezse direksiyonu bodoslamadan sağa kırmakta en ufak bir mahsur görmeyeceğini gösteriyor

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları