Milano- Yazıya “Türk Günü” diye başladım ama “Türk Günü” nü anlatmak hiç içimden gelmiyor...
“Türk Günü” diye Milano’da gördüklerimiz; Expo fuarını bir aşağı, bir yukarı “Mamma gli turchi/Tanrım Türkler Geliyor!” yürüyüşü ile turlayan Mehter grubu ile Anadolu Ateşi’nin genç “Kıvılcımlar”ı oldu.
Klasik Türk pavyonunun ayrıca klasik “şadırvan” bölümünde oturan bol bıyıklı Türk erkekleri gördük…
Bir tek “kılıç kalkan” eksikti...
Hani eskiden uçaktan inen turistleri “kılıç kalkan” ekipleri karşılardı.
Dehşete kapılan turistlerin de uçağa gerisin geri tekrar binip ülkelerine dönesi gelirdi…
“Expo 2015” ruhuna oldukça uzak olan mehter, biraz böyle olmuş.

Teknoloji, yaratıcılık önde
“Milano Expo” şimdiye dek yapılan Expo’ların oysa en “yaratıcı” ve “avangard” olanı…
Ben en iyisi öteki ülke pavyonlarında gördüğüm etkinlikleri ve havayı biraz anlatayım. Ortama siz klasik “mehter”in ne oranda uyduğuna karar verin.
İspanyol pavyonu mesela…
Önüne bir sahne kurulmuş.
Sahnenin ardındaki ekrana İspanya’nın “simgesel” sanat eserlerinin görüntüleri aksettiriliyor.
İki İspanyol “dansçı”, “modernleştirilmiş flamenko” yorumuyla çıplak ayakla bu fon önünde dans ediyor.
Expo 2015’in en başarılı pavyonlarından olan İspanya, tüm Milano konseptini “gelenekselle moderni” harmanlayarak, yeni ve çok şık bir yorumla sunmak üzerine kurmuş.
Pavyondan içeri girince, “yemek kültürünün” de aynı kapı önündeki dans gösterisi gibi “geleneksel” ve “modern” sunumla ikiye bölündüğünü görüyorsunuz.
Bir yanda İspanya’nın klasik yemek gustosu; jambon, şarap gibi en temel, geleneksel ürünlerle sergileniyor…
Bir tarafta, süper teknolojik bir ekranla... masada “soğuk domates çorbası/gazpacho”, “karışık deniz mahsulleri pilavı/paella”, “patatesli omlet/tortilla” gibi ülke mutfağının lezzetlerinin hazırlanışı hızlı ve çok tempolu bir sanal gösteriye dönüştürülüyor.
Dışarı çıkınca kendinizi portakal ağaçlarıyla çevrili tipik bir İspanyol avlusunda buluyorsunuz.
Birayla serinliyor; İspanyol şarapları ve “tapas/mezelerini” tadıyor; İspanya’ya üst kalitede bir “gastronomik gezi” yapıyorsunuz.
 
İngiltere’nin ‘arı kovanı’
“Gıda” konulu Expo’da İngiltere de, mutfağı ile değilse bile “yaratıcılık” ve süper modern “teknolojik sunumuyla” öne çıkıyor.
6 milyon pound’luk pavyonun girişinde, cıvıl cıvıl kuş sesleriyle hemen sizi büyüleyen bir İngiliz bahçesi önünüze çıkıyor.
Alüminyumdan yapılmış dev bir “arı kovanı” şeklindeki pavyonda arkadan arı sesleri duyuyorsunuz...
“Arı kovanı” burada yalnız doğa ve ekolojik duyarlılık bağlamında kullanılmakla kalmıyor; aynı zamanda İngiltere’nin “yaratıcılık, iş ve bir bilim kovanı” olduğuna yönelik gönderme oluyor.
Hollanda’nın “pavyon olmayan pavyonu”, tam tersine çok düşük maliyetle gerçekleştirilmiş.
Ama Hollandalılar kafayı işletmişler ve yaz aylarında Hollanda kentlerinde kurulan tipik panayırların canlı örneğini alıp buraya monte etmişler.
Bu yaz Expo’nun en hareketli gece mekânı olarak nam salan “Hollanda pavyonunda” su gibi akan bira, dans ve eğlence var.
“Gezegeni beslemek ve yaşam için enerji” konulu Expo fırsatını böyle kimi ülkeler, İspanya örneğindeki gibi “mutfağını tanıtmak” için; kimileri İngiltere gibi, “ülke piar ve promosyonunu” yapmak için, kimi de Hollanda gibi “ruhunu” yansıtmak için kullanmış.
Altı ayda 20 milyon ziyaretçi çekmesi beklenen bu mükemmel tanıtımı başarıyla kullanan ülkeler, teknolojinin yanında merak ve ilgiyi artıracak her yöntemi seferber etmişler.
Sadece Batı değil… Fırsatı iyi değerlendiren çok sayıda Ortadoğu ve Doğu ülkesi de var. Onlar da yarına...