AB ve Türkiye: Yeni bir söylem zamanı
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

AB ve Türkiye: Yeni bir söylem zamanı

20.01.2020 08:00
Güncellenme:
Takip Et:

Nacho SÁNCHEZ AMOR 

AP Türkiye Raportörü (*)

Avrupa Parlamentosu beni Türkiye Raportörü olarak görevlendirdi. Bu görev, bugün, hiç olmadığı kadar zorlu olabilir ancak gelecek vaat ettiği kesin. Zira daha birkaç gün önce Avrupa Parlamentosu Türkiye ile ortaklık ve genişleme sürecinin muhafaza edilmesini önemli bir çoğunluğun oyuyla (558-114) kabul etti. Görevim çerçevesinde, AB - Türkiye ilişkilerinin, iniş çıkışlar olsa da, yolunda gitmesini sağlamayı ve her iki tarafta da koşullar elverişli olduğunda, sürece yeni bir ivme kazandıracak her fırsatı değerlendirmeyi hedefliyorum. Her iki tarafta da diyorum... Bunu özellikle vurgulamak isterim zira bu elbette ki her iki tarafın da beklenti ve şartlarının aynı ölçüde dikkate alınmaya değer olduğu ikili bir ilişkidir.       

AB’nin tavrı katkı sağlamıyor

Avrupa cephesinde, Türkiye’ye ilişkin ciddi bilgi eksikliğini gidermemiz ve son zamanlarda ortaya çıkan İslamofobik söylemlerin körüklediği geçmişten sirayet eden son derece zararlı önyargıları ortadan kaldırmamız gerekmektedir. Bütün ülkeyi, başındaki yöneticiyle bir tutma yanılsaması ve Türkiye’nin son zamanlardaki tek taraflı dış politika ve askeri faaliyetleri; son aylarda Türkiye’nin yalnızca bir eleştiri konusu olarak gündeme geldiği Brüksel’de, ülkenin daha olumlu biçimde algılanmasına katkıda bulunmamaktadır.         

Türkiye cephesinde ise başarısız darbe girişiminden üç yılı aşkın bir süre sonrasında, gerekçelendirilmesi giderek zorlaşan siyasi istisnalar durumunun - olağanüstü hal’in yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte artık her ne kadar resmi olmasa da - fiilen sürüyor olması; Avrupa’da daha fazla eleştiriyi körüklemiştir. Bu eleştirilere Türkiye konusunda en ılımlılar dahil katılmışlardır. OHAL döneminde, darbe planlayıcılarına yönelik hürriyet kısıtlayıcı uygulamalar, kısa süre içerisinde Kürt siyasi hareketi mensubu aktivistler, muhalif belediye başkanları, eleştirel gazeteciler, akademisyenler, insan hakları savunucuları ve öğrenciler gibi başka birçok kimseye de nihayetinde sirayet eden baskıcı bir şok dalgasına yol açmıştır. Tüm bunlar, hukuken o kadar geniş kapsamlı bir terör tanımına dayanarak yapılmıştır ki,sonuçta gerçek terörün öneminin azaldığı paradoksal bir etkiye yol açmıştır. Eğer her muhalif tavır, söz, eylem terör ise, sonuçta hiçbir şey terör değildir. Devlete ve anayasal düzene karşı farklı silahlı şiddet eylemlerine maruz kalan Türkiye’nin güvenlik kaygıları da tamamen haklıdır. Ancak bu durum eleştirel her bireyin devletin düşmanı olarak görülmesini ya da komşu bir ülkede tek taraflı olarak yapılan askeri operasyonları haklı çıkarmaz.  

Hak ve özgürlükler

Her ne kadar, Türkiye’de darbe girişiminden önceki siyasi durum da endişe verici olsa da bugün pek çok muhatabıma sık sık ülkenin ne zaman darbe girişiminden önceki kırılgan normalliğine döneceğini soruyorum. Bu herhangi bir soru değil. İnsan hakları ilişkimizin farklı yönlerinden salt birini oluşturmakla kalmıyor. Bu konu ilişkilerimizin tam temelinde yatıyor, dolayısıyla hak ve özgürlükler dosyasında önemli bir ilerleme olmadığı takdirde - gümrük birliğinin güncellenmesi ya da vize politikası gibi- herhangi bir hususun gündeme alınması da son derece zor olacaktır. 

Karşılıklı güven şart

Uzun zamandır AB-Türkiye ilişkileri, yüksek beklentiler ve düşük başarılardan mustarip oldu. Artık beklentilerimizi gerçeklere göre adapte etmemizin, ayrıca karşılıklı güvenin tesis edip ve tüm düzeylerde iletişim kanallarının yeniden canlandırılması gibi somut başarılar ortaya koymamızın zamanı geldi. Artık yeni bir sayfa açmanın ve AB-Türkiye ilişkilerinde alternatif bir söylem aramaya başlamanın zamanıdır. 

Her iki taraf da bir yorgunluk ve her iki tarafta da Türkiye’nin katılım sürecinin sonlandırılması çağrısı yapan eleştirel sesler var. Ne var ki birbirimizi kaybetmenin maliyeti göze alamayacağımız kadar yüksek. Türkiye’nin adaylık süreci AB’nin yakın gelecekte Türkiye üzerindeki etkisi açısından bir kaldıraç. Adaylık Türkiye’nin Avrupa değerleri ve standartlarına demirli kalmasını sağlıyor. Bu süreci ortadan kaldırırsak, Türkiye’de halen Avrupa taraftarı olan toplumun büyük kesimine yardımcı olan en faydalı aracı kaybetmiş oluruz. 

Türkiye karar vermeli

Türkiye ile olan ilişkilerin geliştirilmesi yönünde çabalamaya devam eden ve ülkenin hem ekonomik açıdan hem de hak ve özgürlük standartları açısından ilerlemesini isteyen ben de dahil birçok Avrupalı var. Bunun bir göstergesi olarak Avrupa Parlamentosu, aday bir ülke olarak Türkiye’yi bir süre sonra düzenlenecek olan dönüştürücü nitelikteki Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nın parçası olarak görmek arzusunda. Egemenliğini kullanma, gelecekten neler beklediği gibi konularda kararı verecek olan Türkiye. Daha sonra ise bu kararı ile tutarlı olmalı. Ben ise, birbirimizden uzaklaşmak yerine yollarımızı birbirine yakınlaştırmak için çalışacağım. 

(*Avrupa Parlamentosu’nun yeni Türkiye raportörü Nacho Sánchez Amor’un Türkiye’ye yapacağı ilk ziyareti öncesi Cumhuriyet için kaleme aldığı ve düşüncelerini ortaya koyduğu makalesinin tam metnidir.) 

Yazarın Son Yazıları

Zamanın kuyusunda yankılanan ses - Abdullah Dörtlemez

Tarih, yalnızca geçmişin kaydı değildir; insanın kendini anlamaya çalıştığı derin bir aynadır. Her çağ, geçmişe farklı bir gözle bakar; bu bakış, çoğu zaman bir yankı gibidir.

Devamını Oku
08.11.2025
Adaletsizliği görmek* - Başar Yaltı

Adalete giden yol, adaletsizliğin görülmesiyle başlar.

Devamını Oku
07.11.2025
Emekliler ölsün mü? - Çetin Düzce

“Emekliler çok yaşadığı için kuruma yük oluyor ” yanlış okumadınız, bunu söyleyen Sosyal Güvenlik Kurumu-SGK Başkanı Raci Kaya.

Devamını Oku
06.11.2025
Çocuk işçiliğinin post-Fordist görünümleri - Özgür Hüseyin Akış

Çocuk işçiliği tartışmalarında belleğimizde canlanan imge, sanayi çağının fabrikalarında ya da tarım alanlarında çalışan çocuklardır.

Devamını Oku
06.11.2025
İstanbul’un su stratejisi - Bekir S. Kocazeybek

İstanbul kenti, 2025 yılı itibarıyla 16 milyon nüfusu ile 5 bin 313 kilometrekare (yüzde 60’ından fazlası Avrupa tarafında) yüzölçümü büyüklüğüne sahip bir şehirdir.

Devamını Oku
05.11.2025
Hukuka uymayan savcı ve yargıçlar... - Erol Ertuğrul

Hukuk fakültesi öğrencilik yıllarımda ceza yargılama hukuk sınavında Prof. Dr. Eralp Özgen, “Tutuklamanın zorunlu olduğu durumları yazınız” diye bir soru sormuştu.

Devamını Oku
05.11.2025
Emekçi babası Karaoğlan... - Şükrü Karaman

Emekçi babası, Türk siyasetinin “Karaoğlan”ı Bülent Ecevit 19 yıl önce, 5 Kasım 2006’da yaşamını yitirdi.

Devamını Oku
05.11.2025
Anayasayı ihlal suçu - Prof. Dr. Doğan Soyaslan

Toplumu özgür insanın ileri götüreceğini kabul eden siyasi rejim ve anayasalar, özgürlükleri korumak için devleti birbirini denetleyen üç temel güce bölmüşlerdir.

Devamını Oku
04.11.2025
Ulusun onurunun güvencesi - Azmi Kişnişci

Yaşı küçük ama kökleri derin Cumhuriyetimiz, Türk ulusunu insanlık ailesinin onurlu bir üyesi yapmayı amaçlar.

Devamını Oku
04.11.2025
Çok kutuplu küresel düzensizlik - Nejat Eslen

Donald Trump farklı bir ABD başkanı.

Devamını Oku
03.11.2025
Cumhuriyete kavramsal yaklaşım - Prof. Dr. Hakan Reyhan

Cumhuriyetin kavramsal içeriğinde birbirini tamamlayan unsurlar vardır.

Devamını Oku
03.11.2025
Bitkisel üretimde gerileme - Ülkü Sarıtaş

24 Ekim 2025 tarihli haberlerde yer alan bilgilere göre; Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından derlenen veriler doğrultusunda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2025 yılı bitkisel üretim ikinci tahminini yayımladı.

Devamını Oku
01.11.2025
Demokrasi kültürü deyince... - Gülşen Karakadıoğlu

Günümüz insanları pek bilmezler; ülkemizde 1980’lerde düzen karşıtı gösteriler düzenleniyor; gençler, yetişkinler özgürlük ve demokratik bir yaşam için demokratik biçimde örgütleniyor, gösteriler düzenliyordu.

Devamını Oku
01.11.2025
Adaletin sınandığı yer - Hüseyin Özkahraman

Türkiye bir kez daha tarihin o kritik eşiğinde duruyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Yeni casusluk kumpası - Doğan Erkan

Yeni bir düşman ceza hukuku ve Ergenekon operasyonu taklidi “casusluk” kumpası Merdan Yanardağ ve Tele1 üzerinden Ekrem İmamoğlu’nu kapsayacak şekilde kuruluyor.

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyet yıkılamaz - Mahmut Aslan

Cumhuriyet, Türkiye için yalnızca bir yönetim biçiminin adı değil, milletin iradesinin ta kendisi, eşit yurttaşlığın somutlaşmış hali ve özgür bir yaşamın sarsılmaz umududur.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyetin temeli o kadar güçlü ki hiçbir baskı sarsamaz!

“Tarihimizde olduğu gibi demokrasi dışı yollara tenezzül ederek iktidarda kalmak isteyen hiçbir güç başarılı olamamıştır, bundan sonra da olamaz. Ülkemizi bu karanlıktan çıkaracak yegâne güç, milletimizin sarsılmaz iradesi ve Cumhuriyetimizin kuruluşundaki mutabakat ruhudur.”

Devamını Oku
29.10.2025
Ben Cumhuriyet çocuğuyum - Ayşe Yüksel

Cumhuriyetimizin 35’inci yılında, Cumhuriyet ebesi sayesinde dünyaya gözlerimi açmışım.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet ve demokrasi... - Nazan Moroğlu

Mustafa Kemal’in önderliğinde emperyalist güçlere karşı verilen tam bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlanmasının ardından, 102 yıl önce 29 Ekim’de kurulan Cumhuriyetimizin temeli ulusal egemenliğe dayandırılmış ve yapılan devrimlerle ümmetten ulusa, kuldan yurttaşa kararlı bir dönüşüm sağlanmıştır.

Devamını Oku
29.10.2025
Anadolu ihtilâli fikri - Yüksel Işık

Tarihi günün bir gün öncesidir; Çankaya’dadırlar. Sofra kurulur; herkes toplanır etrafına… Henüz başlanmıştır ki Mustafa Kemal söze girer; “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz”.

Devamını Oku
28.10.2025
Cumhuriyet kimin öyküsüdür? - Abdullah Yüksel

Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ancak neden kurulduğu belki daha önemli bir soru.

Devamını Oku
28.10.2025
Devrim geriye işle(tile)mez! - Doç. Dr. İhsan Tayhani

Büyük Atatürk, başyapıtı Cumhuriyete yüklediği anlamı, derinlikli bir biçimde yukarıdaki özlü sözünde dile getirir.

Devamını Oku
28.10.2025
'Cumhuriyet sadece bir gazete değildir...'

“Cumhuriyet imecesi” kampanyasını kısıtlı imkânlarıma rağmen ilgiyle takip ediyorum.

Devamını Oku
27.10.2025
KKTC, bağımsız bir devlettir - Hikmet Sami Türk

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 19 Ekim 2025 günü seçmenlerin yüzde 64.82 oranında katılımıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeni bir döneme girdi.

Devamını Oku
25.10.2025
Zeytin saldırı altında - Çağatay Güler

Ülkemiz uzmanlarının değişmez bir kaderidir aynı doğruyu defalarca yazmak zorunda kalmak.

Devamını Oku
25.10.2025
Dış ticaret perspektifinden ‘Türkiye, Rusya, Çin’ - Ahmet Yılmaz

Bugünlerde dış politikada Çin ve Rusya ile ilişkiler yeniden gündemde.

Devamını Oku
24.10.2025
Demokrasimize bulaşan enfeksiyonlar - Ülgen Zeki Ok

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 102. yıldönümü yaklaşırken demokrasimizin geldiği nokta, rahmetli Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcımız Sabih Kanadoğlu’nun 10 yıl önce bir tıbbi enfeksiyon hastalıkları kongresinde yaptığı “demokrasiye musallat olan enfeksiyonlar” konulu konuşmayı aklıma getirdi.

Devamını Oku
24.10.2025
Türkiye’de veteriner hekimliğin 183. yılı - Mücteba Binici

Ben bir Köy Enstitülü öğretmenin oğluyum.

Devamını Oku
23.10.2025
Bakanlıkların düşüşü - Ozan Zengin

Bakanlıklar, devlet teşkilatlanmasının merkezinde yer alan yapılardır.

Devamını Oku
23.10.2025
Askeri hastaneler açılmalıdır - Cihangir Dumanlı

AKP, iktidara gelir gelmez “askeri vesayeti ortadan kaldırmak” sloganı ile ulusal güvenliğimizin güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) gücünü ve saygınlığını azaltıcı adımlar atmıştır.

Devamını Oku
22.10.2025
Sosyalist hareketin yönü üzerine - Doğan Sevimbike

Kemal Okuyan’ın soL’da yayımlanan “Sosyalist Hareket ve CHP’yi Desteklemek” başlıklı yazısı, sosyalist hareketin yönü üzerine önemli bir tartışma başlatıyor.

Devamını Oku
22.10.2025
Eğitimde son aşama akademik yozlaşma

Üniversite, inşa edilmiş akıl ve bilimdir.

Devamını Oku
21.10.2025
Kuraklık ve su yönetimi - Alparslan Güre

Özellikle küresel iklim değişiklikleri ile de ilgili olan kuraklık, var olan kaynakların günbegün azalarak kritik seviyelere inmesi ve buna bağlı yaşanan su kısıntılarıyla her geçen gün daha fazla hissediliyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Gazze’ye yaşamsal destek: Su - Dursun Yıldız

İki yıldır süren İsrail soykırımı sonrasında hayatta kalan Gazzeliler için yeni bir yaşam mücadelesi başlıyor.

Devamını Oku
20.10.2025
TBMM’de Cumhuriyet karşıtı hareket! - Doğu Silahçıoğlu

Bir asrı geride bırakan Türkiye Cumhuriyeti, 1923’te kurulduğundan bu yana iki ayrı tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya kaldı.

Devamını Oku
20.10.2025
AKP’nin cefası - Engin Ünsal

Divan edebiyatının önemli şairlerinden 1480 doğumlu Fuzuli bir şiirinde sevgilisine şöyle seslenmektedir “Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı” Şair sevgilisinin eziyetleri nedeni ile canından usanma aşamasına gelmiştir ama sevgilisi cefaya, eziyet etmeye usanmadan devam etmektedir.

Devamını Oku
18.10.2025
Sivil muhalefet ve itaatsizlik - Murat Molu

“Köle misin? O halde dost olamazsın.

Devamını Oku
18.10.2025
Hukuk devleti ve avukatlık mesleğinin korunması - Ahmet Münci Özmen

Hukukçuların, hukuk devletinin kapsamlı bir tanımını yapma çabaları süredursun, bağımsız uzmanlardan oluşan Venedik Komisyonu 2016 yılında, hukuk devletinin olmazsa olmaz standartlarını ortaya koymuş ve bu standartlar, Türkiye’nin de ilk üyelerinden olduğu Avrupa Konseyi’nin Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından 11.10.2017 tarihinde onaylanmıştır.

Devamını Oku
16.10.2025
Bir zamanlar meşruiyet - Cengiz Kuday

Geçmişi anlamak bazen bir tarih kitabından değil, bir anıdan çıkar. Benim için öyle oldu.

Devamını Oku
16.10.2025
Arafın alacakaranlığı

Puslu ve soğuk bir güne uyandım.

Devamını Oku
15.10.2025