Asil Fikir Fedaisi - Prof. Dr. Şaduman HALICI
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Asil Fikir Fedaisi - Prof. Dr. Şaduman HALICI

21.12.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bugün Atatürk’ün Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un ölüm yıldönümü. O, Türkiye’yi yalnız çağdaş hukuk sistemine kavuşturan yasaları Türkiye’ye getiren adam değil, aynı zamanda Ankara Adliye Hukuk Mektebi’ni açarak çağdaş hukuk eğitiminin de temelini atan bir devrimciydi. Yolunu aydınlatan, Atatürk’ün “Önemli olan nokta, adalet anlayışımızı, adaletle ilgili yasalarımızı, adalet örgütümüzü, bizi şimdiye kadar bilinçli, bilinçsiz etki altında bulunduran, yüzyılın gereklerine uygun olmayan bağlardan bir an evvel kurtarmaktır” (1924/ASD, I, s. 317) sözü olmuştu.

Bununla birlikte Mahmut Esat, Atatürk’e kayıtsız koşulsuz biat eden bir aydın da değildi. O, doğru bildiğinden şaşmamıştı. Nitekim 1924 Anayasa tasarısı görüşülürken Atatürk’e Meclis’i fesh ve yasaları veto etme hakkının verilmesine hem Meclis kürsüsünde hem gazetede yazdığı makalelerde hem de Çankaya’da şiddetle karşı koymuştu. Millete ait olan egemenlik hakkının kimseye verilemeyeceğinde direnmişti. Atatürk onu değil, o Atatürk’ü ikna etmişti. Üstelik Atatürk onu Adalet Bakanı yapmıştı.

ÇAĞI YAKALAYAN YASALAR

Mahmut Esat, 22 Kasım 1924de başladığı bakanlık görevini 22 Eylül 1930’a kadar sürdürmüştü. 5 yıl 10 ay yürüttüğü bu görevi sırasında Medeni, Borçlar, Ceza, Deniz ve Kara Ticaret, İcra ve İflas yasalarını çıkardı. Bunlara uygun yeni usul yasaları kabul edildi. Hâkimler Yasası ile hâkimlerin çalışmaları ve mesleki gelişimleri yasal güvence altına alındı. Cumhuriyet hâkimleri bireylerin baskısından kurtarıldı.

Yasa hükümleri ise tüm vatandaşlarca anlaşılacak şekilde formüle edildi. Kısa cümleler, Türkçe sözcük ve tamlamalar tercih edildi. Böylece; hukuk dilinin Türkçeleştirilmesinde de önemli bir adım atıldı. Yapılan hukuk devrimi öylesine şaşırtıcıydı ki ünlü Profesör Hudson, Asrımızda kısa bir müddet zarfında bu kadar manidar bir adım atılmamıştır” diyerek Atatürk Türkiyesi’nden övgüyle bahsedecekti.

Tümü çağını yakalayan, hatta çağından da gelişkin olan bu yasalardan özellikle ikisi Medeni Yasa ve Ceza Yasası Türkiye’nin demokratik hukuk devleti idealine yürüyüşünün simgeleri oldu. Düşünün bir kere Medeni Yasa, üstelik 1925 Türkiyesi’nde reşit olan bireyi dinini seçmekte özgür bırakmakla kalmamış, din eğitiminin ana-baba tarafından verileceğini de hükme bağlamıştı.

Çok boyutlu yasa Şunu da hemen vurgulayalım: Yasa’nın laik yapısı sayesinde Türkiye’de yaşayan gayrimüslim vatandaşlarımız Lozan Antlaşması’nın 42. maddesinin kendilerine verdiği haklardan feragât etmişlerdi (Mahzarlar Mecmuası-Gayr-i Müslim Ekalliyetlere Mensub Türk Tebasının Ahdi Hukuklarından Feragatleri).

Öyle ya Lozan imzalandığında Türkiye laik değildi. Örneğin, Türkler evlilik bağlarını kendi din görevlileri önünde yaparken onların da bu haklarının olması zorunluydu. İşte Medeni Yasa ile Türkiye bu bağıttan kurtulmakla kalmadı, 1924 Anayasası’nda vurgulanan vatandaş tanımının da içini doldurmuş oldu.

Ceza Yasası’nın ruhunu ise tarihten çıkardıkları ders oluşturmuştu. Yasa; dini, dinsel duyguları ya da dince kutsal kabul edilen değerleri alet ederek devletin güvenliğini bozacak hareketlerde bulunan ya da özendirenler hakkında ağır cezai yaptırımlar getirmiş, dinsel düşünce ve duygulara dayanan siyasal cemiyetleri yasaklayarak laik cumhuriyeti gözetmişti.

İşte, 10 Şubat 2005 günü, o günlerin yetkin bir hukukçusu, TCK’nin değişen maddeleri ile ilgili konuşmasında Mahmut Esat Bozkurt dönemi kapandı” derken böylesine bir dönemi kastediyordu. Aradan 15 yıl daha geçti ve Atatürk döneminde ilmik ilmik dokunan, Türkiye’nin tarihinden ve gereksinimlerinden süzülüp uygulamaya konan hukuk sistemi adeta yerle bir oldu. Sonuçta Türkiye’nin bir hukuk devleti olup olmadığı bile tartışılır hale geldi.

HAKLI OLMAK YETMEZ

Kurumlar sessiz sedasız çöküyor. Üniversitelerde hocayım diye geçinenler milyonlarca ailenin evladına çamur atma cüretini gösterebiliyor. Eğitim-öğretim kan kaybediyor; öğrenciler doğal olanı olağanüstü bir davranış gibi algılamaya başlıyor, öğretim üyeleri sadece görevimi yaptığı için; derslerini düzenli sürdürdüğü, öğrencilerine yol gösterdiği, kaynak tavsiye ettiği, bulamadıklarında elindekileri paylaştığı için onlardan övgü alıyor. Oysa tüm bunlar bir öğretmenin/öğretim üyesinin zaten görevi, yapması doğal karşılanmalı, yapmadığında eleştirilmeli. Ama öyle olmuyor.

Atatürk döneminde Türkiye’ye övgüler düzenlerin vârisleri şimdi ülkemize parmak sallamaya, sopa göstermeye başlıyor. Düşünsenize bir kere Türkiye bir NATO üyesi ve çoğu NATO üyesi olan AB ülkeleri ülkemize yaptırım kararı alabiliyor. Yine AB ve ABD Türkiye’nin doğal hakkı olan doğal gaz arama çalışmalarına hep bir ağızdan direniyor, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) tezlerini benimsiyor. Hukuksuzluk her yerden akıyor.

Bırakın tez benimsemeyi, AB’nin GKRY’yi içine alması bile hukuksuz. Zira Türkiye’nin elinde kapı gibi Kıbrıs devletini kuran anlaşma var. ABD’nin; Türkiye’nin 1,5 milyar dolar peşin ödeme yaparak satın aldığı F-35’leri vermemesi ise I. Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı Devleti’nin yine peşin ödeme yaparak İngiltere’ye sipariş ettiği iki zırhlıyı vermemesini hatırlatıyor.

Haklıyız ama haklı olmak yetmiyor. Güçlü de olmak gerekiyor. Enerjimizi onurlu ve saygın bir devlet olmaya, çatışmacı üslup ve ortamı terk edip bir an evvel iç barışı sağlamaya harcamalıyız. TBMM’yi işlevsel kılmalı, Hukuk ve eğitim sistemimizi çağa uygun hale getirmeli, kanımca Mahmut Esat dönemini yeniden açmalıyız. Bu arada Mustafa Kemal Atatürk’ün Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesini yaşamına şiar edinen Mahmut Esat’ın Hz. Ebubekir’e atfen Hazır ol cenge, eğer ister isen sulh-u salah” sözünü de unutmayarak milli sanayi hedefimize ulaşmalıyız.

PROF. DR. ŞADUMAN HALICI

Yazarın Son Yazıları

İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025