Sayın Bakan,  Size bir yılbaşı gecesinde geçirdiği bir ameliyat sonucunda yaşamını yitiren Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin eviyle ilgili yazıyorum bu mektubu.

Kültür Bakanı olarak size, Mustafa Necati’nin kim olduğunu, Kurtuluş Savaşı’nda, daha sonra laik Cumhuriyet’in kurulmasında, özellikle eğitim alanında yaptığı hizmetleri sayıp dökmeyeceğim. 

Bildiğiniz gibi Haziran 2020’de Mustafa Necati’nin Ankara Mithatpaşa Caddesi’ndeki tarihi evine sanki başka bir yer yokmuş gibi bakanlığınız “Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi” açtı.

DURUMU KABULLENMEYECEĞİZ

Mustafa Necati’nin kalıtı ve ruhu çiğnenerek alınan bu beklenmedik karar, kamuoyunda haklı tepkilere yol açtı. Evin önünde öğretmen kuruluşları, demokratik kitle örgütleri temsilcileri, milletvekilleri açıklamalar yaptı. İşlemin iptali için davalar açıldı. TBMM’de konuyla ilgili soru ve araştırma önergeleri verildi.

Ancak altı aydır sizden bu konuda soru önergelerine verdiğiniz yanıttan başka bir açıklama gelmedi.

CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın 7/32118 esas sayılı soru önergesine 31.10.2020’de verdiğiniz yanıtta şöyle diyorsunuz:

“...Binada Mustafa Necati Kültür Evi sürecindeki hizmetler olduğu gibi sürerken Genel Müdürlükçe açma çalışmaları devam eden ‘Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi Kütüphanesi’ ile Ankara’nın kültür, sanat, edebiyat, kütüphanecilik faaliyetlerine ve yazılı ve sözel kültür açısından zengin geçmişe sahip ülkemiz kültürüne ve turizmine katkılar sağlanması hedeflenmektedir. Mustafa Necati Kültür Evi’ adının ve hizmetlerinin değiştirilmesine yönelik hiçbir girişimde bulunulmamış olup ilgili tanıtım levhasının bulunduğu binada ‘Mustafa Necati Kültür Evi’ sürecindeki hizmetler olduğu gibi devam etmektedir.”

Sayın bakan bu yanıt açık, anlaşılır değil. Yazıda hem Mustafa Necati Evi hizmetlerinin sürdüğünü hem de aynı yerde tanıtım amaçlı Nuri Pakdil Müzesi’nin açıldığını söylüyorsunuz. Bir yandan da levhayı asmanız, içerde düzenleme yapmanıza karşın “hiçbir girişimde bulunmadığınızı” belirterek asıl konuyu çarpıtarak geçiştiriyorsunuz.

Sayın bakan daha önce de yazdım, hakkın hukukun çiğnenmesi bir yana, bu tarihi evde, birbiriyle hiçbir düşünsel bağı bulunmayan bu iki kişinin anısı, ruhu bile bir arada olamaz. Olursa ikisinin de kemikleri sızlar.

Bakanlığınızın bütçesi görüşülürken konu hiç dile getirilmediği için şanslı sayılırsınız. Bu, konunun küllendiği anlamına gelmemelidir.

EV MUSTAFA NECATİ MÜZESİ OLMALIDIR

Sayın bakan yanlıştan dönmek erdemdir. Devletin yetkisini kullanan bir kişi inatla iş yapmaz. Bir şey yaparken daha güzel bir şeyi yıkmaz.

Rahmetli Süleyman Demirel, 12 Eylül 1980 sonrası kendisini dünyanın egemeni sananlara “Tapulu arazime gecekondu yaptırmam” demişti. Siz tarihi bir kişinin tapulu evini ya da bir bölümünü Atatürk karşıtı biri için müze olarak düzenliyorsunuz. Başkasının tapulu malını işgal ediyorsunuz.  

Sayın bakan, mahkeme sonuçlarını beklemeden bu yanlışı düzeltmenizi, Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi’ni bir an önce başka bir yere taşımanızı dilerim.

Saygılarımla.

MUSTAFA GAZALCI
16. VE 22. DÖNEM DENİZLİ MV.