Cumhuriyet ve CHP’nin yüzüncü yılında bir değerlendirme - Bülent KUŞOĞLU
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Cumhuriyet ve CHP’nin yüzüncü yılında bir değerlendirme - Bülent KUŞOĞLU

11.09.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Birinci Paylaşım Savaşı o zamana kadar insanoğlunun yaşadığı en büyük ve korkunç savaştır. Sonuçları da sıra dışı oldu. Avusturya-Macaristan,  Alman ve Rus imparatorlukları Osmanlı İmparatorluğu’yla birlikte yıkıldı. Devletlerin yıkılışları yeni oluşumlara yol açar. Nitekim savaşın hemen ardından yeni bir dünya düzeni arayışı geldi. Ancak tüm dünyayı etkileyen bilim, teknoloji, kültür, sosyoloji, iletişim ve siyaset gibi hemen her alandaki kontrol edilemez bir değişim fırtınası ile birlikte yeni bir düzen oluşturmak da çok daha zordu. Kısa süre sonra İkinci Dünya Savaşı çıktı ve ancak zamanımıza kadar sürebilen bir dünya düzeni İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturulabildi.

VAHİM DURUM

Osmanlı Devleti de Birinci Dünya Savaşı sonrası gelişmelerinden payını ağır bir şekilde almıştı. Mondros ve Sevr dayatmaları Osmanlı’nın çöküşünü ilan etmişti. Atatürk, Nutuk’un başlangıcında ülkenin bu vahim durumunu çok somut anlatır. Ancak, Mustafa Kemal Atatürk, “1919 yılı Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım” diye anlatmaya başladığı direnişini mazlum milletlere örnek olacak şekilde emsalsiz bir başarıyla nihayetlendirir. Mustafa Kemal Atatürk sonuçta hem düşmanı kovmuş, hem bağımsız bir devlet kurmayı, hem bu devletin şeklini cumhuriyet olarak belirlemeyi, hem de bir dizi devrimle yeni oluşturduğu toplumu çağdaş/Batıcı bir yöne çevirmeyi başarmıştı.

Sosyolojik ve siyasi açılardan baktığımızda yaşadığımız ve Türkiye için önemli bir sorun teşkil eden kutuplaşmanın gerisinde yaklaşık 200 yıldır süren siyasi farklılıklar önemli bir yer tutar. Özellikle Birinci ve İkinci Meşrutiyet dönemlerinde hâkim olan düşünce akımları;

Osmanlıcılık

İslamcılık

Türkçülük

Batıcılık

aslında öz itibarıyla modernleşme ve karşıtlığı üzerine kuruludur. Cumhuriyetle birlikte, yani 100 yıl önce devleti kuran, ele geçiren, yönlendiren siyaset; modernleşme/ çağdaşlaşma/Batıcılık olmuştur. Bugün siyaset ve toplumsal hayatta yaşadığımız kutuplaşmanın gerisinde 200 yıldan beri gelen birikim ve özellikle son 100 yılın etkilerinin yattığını inkâr etmek mümkün değildir.

Cumhuriyetin kurulduğu yıllardan beri toplumsal sınıflar mevcut olmadığı için Türk modernleşmesi olgusu etrafında bir siyasi ve toplumsal kutuplaşma oluştuğunu, bu durumun ilerici-gerici, sağ-sol, bölücü-milli, dindar-laik, modernyobaz, dış kaynaklı-yerli gibi adlarla siyasete yansıtıldığını da unutmamak lazım.

Diğer taraftan, Türk modernleşmesi tabandan değil de seçkinler ve devlet eliyle başlatıldığı için (Sadece Cumhuriyet dönemi değil Osmanlı dönemi için de bu durumun geçerli olduğunu söyleyebiliriz) günlük siyasete daha kolay malzeme yapıldığını gözlemlemek mümkündür. 

Aslında Türk modernleşmesini Rus, Çin, Japon modernleşmeleriyle kıyasladığımızda yerli kültürün en fazla korunduğu, oluşturulduğu ülkelerin başında geldiğimizi söyleyebiliriz. Hasan Aksakal, “Japon ve Türk Modernleşmelerinin Karşılaştırmalı Tarihi Üzerine Bir Değerlendirme: Gerçekten Japon Mucizesi vs. Türk Usulü mü?” başlıklı makalesinde bu durumla ilgili önemli tespitlerde bulunmaktadır.

Siyaset kurumunun modernleşme olgusunu istismar etmesinin toplumda ortak değerlerimizin, birlik ve beraberliğimizin oluşması ve pekişmesinde olumsuz rol oynadığını görmemek mümkün değildir. Yapılması gereken, hiçbir komplekse yer bırakmadan çağdaşlık konusunda küresel âlemden alınabilecekleri almak ve aynı şekilde medeniyete katkıda bulunabilmektir. Toplumun hem ilerlemeyi çok isteyip hem de bu isteğin kutuplaşmaya ve frenlemeye dönüşmesi çok yararsızdır. Bu durum kurumsallaşma ile çözümlenebilecek bir konudur.

ATATÜRK'ÜN TAVRI

Mustafa Kemal Atatürk hiçbir zaman totaliter bir devlet ve toplum oluşturmayı hedeflememiş, demokrasi arayışında olmuş ve Nutuk’ta alternatif siyasi görüşlerin uygulanabilir olmadıklarını ifade ettikten sonra çok net cümlelerle “‘milli siyaset’i Türkiye’nin her alanda tatbik etmesi gereken siyasi bir tarz” olarak ifade etmiştir. 

“Bizim kendisinde açıklık ve tatbik kabiliyeti gördüğümüz siyasi yöntem ‘milli siyaset’tir.” Dünyanın bugünkü genel şartları ve asırların beyinlerde ve karakterlerde biriktirdiği hakikatler karşısında hayalperest olmak kadar büyük hata olamaz. Tarihin ifadesi budur; ilmin, aklın, mantığın ifadesi böyledir.”

Mustafa Kemal Atatürk, “milli siyaset” gereğini ve toplumun gereksiz hayaller peşinde oyalanmaması zorunluluğundan bahsediyor... Bugün de benzer hayaller topluma pompalanıyor. Yeni Osmanlıcılık, faizsiz yeni bir dünya ekonomik düzeni, Avrupa’dan kopmuş bir Türkiye, tüm İslam toplumlarını halifelik adı altında birleştirmiş bir Türkiye gibi.

6 OK'UN GÖREVİ

Doğal olarak siyasetin gerçeğin dışına çıkması, siyaset kurumunu ve toplumu bloklaştırıyor. 2018’den beri uygulamaya geçen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi de bu kutuplaşmayı daha da artırıyor.

Sonuç olarak şunu söylemek mümkündür: Cumhuriyet 100. yaşını doldururken halk tarafından tamamen benimsenmiş ve sevilmiştir. Cumhuriyetin temelleri sağlamdır. Kuruluş ve kurtuluşta muhalif olan bir siyasi zihniyetin 21 yıllık iktidarına rağmen Cumhuriyete hasar verilmişse de ana yapı değiştirilememiştir. Cumhuriyeti kurduğunda nerede ise o fikri yalnız başına sahiplenen Mustafa Kemal Atatürk’ün bugün neredeyse tüm toplum yanındadır.

Toplumun kafasının karıştırılmadığı ve Türk vatandaşlığını hazmetmemiş kitleler bilinçsizce ithal edilmediği sürece Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak ve CHP’nin “6 Ok”u da aynı doğrultuda görevlerini başarıyla sürdürecektir.


BÜLENT KUŞOĞLU

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI


Yazarın Son Yazıları

Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025