Olaylar Ve Görüşler

Ahmet Taner Kışlalı ölebilir mi hiç? - Nilhan Nur KIŞLALI

21 Ekim 2021 Perşembe

İnsan babasını 29 günlükken kaybederse yine de onunla büyüyebilir mi? Yine de duyduğu bir şarkıda, yolda yürürken rast geldiği bir film afişinde onu hatırlayarak yüzünde ufakta olsa bir gülümse belirir mi?

Bir insanı başkalarının hatıralarıyla yaşatmak mümkün müdür? Peki ya tanımak?

Bu yazıyı yazmak için bilgisayar başına oturduğumda televizyon benim çalma listemden karışık parçalar çalıyordu. Bir anda Ravel’in Bolero’su başladı. Yüzümde ufak bir gülümse belirdi. Aklım, annemin yıllardır anlattığı, babamla ikinci buluşmalarına gitti. Operaya gitmiş ve bu parçayı dinlemişlerdi. Babam anneme şefin yorumunu nasıl bulduğunu sormuş, annem ise tebessüm ederek yanıtlamıştı. Aslında şefin yorumuna çok da dikkat etmemişti. 

HER ANIDA, TEBESSÜMDE...

Parça sırasında ise annemi hıçkırık tutmuş, babam cebinden küçük pastillerinden çıkararak vermiş. Annem heyecandan pastili yutunca babam bir tane daha uzatmıştı. 

Bir anda gözümün önünde Ankara’da babamın çekmecesinde duran pastil kutusu belirdi. Bu anıyı sanki orada onlarla paylaşmış gibi hissettim. Parçanın ortalarına doğru hayal dünyasından çıkarak irkildim; bir insanı başkalarının hatıralarıyla yaşatabilir miydi bir insan?

Ailesinden ve arkadaşlarından dinlediği karakterini örnek alır mıydı? Yıllar sonra katıldığı tartışma programlarını izleyerek bir baba çizebilir miydi? 

Üniversitede derste bazen gözüm profesörün kolundaki saate ilişir, aklıma babamın derslerinde saatini çıkarıp masaya koyması gelir. Ne ince bir davranış diye geçiririm içimden. 

Evdeki guguklu saat her öttüğünde babamın saati Almanya seyahati sırasında aldığını anımsarım, gözümün önüne defterinin arasında duran “Almanya’dan alınacaklar” listesi gelir. 

Sabahları annemle televizyonda çizgi film oynatıldığını gördüğümüzde güler, “Babam olsa / Ahmet olsa kalkıp izlemişti” deriz. Kemal ve Hıncal amcamla film izlerken “Bu filmi babanla izlemiştik çok severdi” diyoruz, “O olsaydı beraber izlerdik” şimdi. 

BENİ BEN YAPAN...

Çalan şarkıda, bir filmde veya geçtiğimiz bir sokakta onu buluyoruz bazen. Olsaydı ne derdi, sever miydi, sevmez miydi, diye konuşuyoruz. 

Şu an burada olsaydı, diyoruz. 

Hep o olsaydı dedik yıllarca; ama aslında şimdi bakıyorum da bunca yıldır hep benimleymiş. Beni ben yapan en önemli insan oymuş meğer. 

22 yıldır o bizim her anımızda, sevdiklerinin gözlerinde gülümsemeyle anlattıkları her anıda. Sevdiği her şarkıda, tekrar tekrar okuduğu her kitapta. 

Sevdiklerinin anılarında yaşadıkça, sahi, nasıl ölebilir ki bir insan?

NİLHAN NUR KIŞLALI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları