Mustafa Kemal Kurdaş - Prof. Dr. Necdet ADABAĞ
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Mustafa Kemal Kurdaş - Prof. Dr. Necdet ADABAĞ

18.06.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yaşasaydı 100 yaşında olacaktı. TBMM ile yaşıt. Tartışmasız bir Cumhuriyet çocuğu. Türkiye Cumhuriyeti onu 19 Nisan 2011’de yitirdi. Salt doğumundan ötürü değil, yaşadıkları ve yaptıklarından da ötürü Cumhuriyet ilkeleriyle yetişmiş, ilkelerine bağlı kalarak yaşamış ve çalışmış olduğunu göstermiştir tüm yaşamı boyunca.

Çalıştığı her yerde ki çok önemli mevkiler, örneğin Maliye Bakanı olarak, çalışkan, dürüst, ahlaklı bir kişilik ortaya koymuştur. Ülkülerine ters geldiği zaman kapıyı çalıp çıkmasını bilmiştir. Özdeksel varsıllıklar için hiç kimseye, örneğin başbakana bile ödün vermemiş, gerektiğinde tavır koymaktan çekinmemiştir.

Haklı olduğunda, karşısında kim olursa olsun, lafını esirgemeyen biriydi. Sevecen, içtenlikli, doğru bir adamdı. Şakacıydı yerine göre. Espri iyi bir silahtı onun için. Anlatmak ya da ulaşmak gereği duyduğu amacı için, zorlandığında, başvurmaktan çekinmezdi.

İyi bir bürokrat ve iyi bir rektör oldu. Bugün yüzümüzün akı ODTÜ için ilk taşı koyan ve ormanında ilk fidanı diken o olmuştur. Bakın ne diyor, kitabından*aktarıyorum: O koskoca arazinin içinde yapayalnız görünen tek bir alıç ağacı vardı sadece. Yanına gidip yakında onu bu yalnızlıktan kurtaracağımı söyledim. O anın nasıl bir heyecan ve mutluluk olduğunu anlatamam.”

İDEALİST TAVIR

Bir özveri insanıydı, almaktan çok vermek gibi bir ilkesi vardı: Ben ODTÜ’den para almadım; varlıklı girdim, varlıksız çıktım. IMF’de çalışırken biraz para biriktirmiştik, rektör olduktan sonra da  bu parayı kullandım. Şimdiki kuşaklar bunu ne kadar anlar bilmiyorum”.

Ülkesi için, toplumu ve özellikle öğrencileri için kullandı kazandığı paraları. Bakanlık görevini reddedip rektörlüğü istemesinin temel nedeni ülkeye çağdaş ve demokratik-laik ülküleri benimsemiş öğrenciler yetiştirmek içindi. Bunu başardığından bugün hiç kimsenin kuşkusu yoktur.

Bugünkü siyasal çalkantıda kimin kimden yana olduğu bilinmeyen bir ortamda, tohumunu attığı üniversitesinin yetiştirdiği evlatlarımız, hümanist-aydınlanmacı ilkelerle kurulmuş olan üniversitelerine ve hocalarına bağlı kalmışlar, arkalarından gitmişlerdir.

ÖNEMLİ SAPTAMALAR

Hayatım mücadeleyle geçti” diyor bir kitabının başlığı. Menderes ile çalıştı, İsmet İnö’nün zamanında rektördü, Erdal İnö yakınında durdu. Menderes’le anlaşamadı: Menderes döneminde Türkiye’den kaçmak zorunda kalıp beş yıl ülkeme dönememiştim.”

Anlaşamamışlardı, özellikle ülkenin ekonomik siyasasına ilişkin düşünceleri örtüşmüyor, ters düşüyorlardı birbirlerine. Kemal Kurdaş’ın seksen yıllık, özellikle ekonomik süreci değerlendirirken göz önde tuttuğu değer yargıları, Cumhuriyetin o 27 yıllık ekonomik siyasalarıdır. Saptadığı noktalar çok önemlidir.

O kıt kanaat dönemlerde ülkenin sanayileşmeye verdiği önemin altını çizen Kurdaş, Atatürk ve ondan sonra gelenlerin devlet eliyle oluşturdukları kalkınmışlık hamlesinin 1950’den sonra nasıl çökertildiğini ve kamuya sunulmuş toplum çıkarına olanakların nasıl çarçur edildiğini savlar.

Kurdaş, o döneme ilişkin rakamlar verir kitabında:  Düşünün, 1924’te Türkiye’nin sıfır döviz rezervi var, harpten yeni çıkmışız. Lozan’da İsmet Paşa iyi davranmış ama Osmanlı borçlarını yine de bize yüklemişler. Yeni kurulan Cumhuriyetin daha başlangıçta 100 milyon doların üstünde borcu var Osmanlı’dan dolayı, fakat bir dolar bile döviz rezervi yok. 1950’de Menderes iktidara geldiğinde Türkiye’nin 450 milyon doların üzerinde döviz rezervi ve altını, buna karşılık da 100 milyon dolar dolayında bir dış borcu vardı”.

Kurdaş, başka rakamlar da veriyor Cumhuriyet dönemine ilişkin: 15 senenin, yani Mustafa Kemal döneminin yıllık kalkınma hızı üst üste yüzde 9’dur. İsmet İnönü’nün döneminde bu kalkınma hızı(...) yüzde 6 civarındadır. (...) Gene cumhuriyet döneminin ilk 15 yıllık kümülatif enflasyon oranı yüzde 18, yani yıllık yüzde 1’in belirgin biçimde altında olmuştur.”

YASAYA RAĞMEN…

Sabahları ODTÜ ormanlarında yürüyüş yapan herkesin yüzüne gülen ağaçlar insanlara hem can vermekte hem de dostluk, kardeşlik  aşılamaktalar. Bir ağaç gibi hür, bir orman gibi kardeşçesine” yaşamayı  öğretiyorlar. Orada yürümeyi bilenler, değil ormanı yakmayı (ki yakmak isteyen hainler oldu) bir dalını bile koparmaya kıyamazlar; çünkü insanca yaşamanın ağaçla, hayvanla, (gene bu ormandaki gürbüz tilkiyi” anımsıyorum) böcekle olacağının bilincindedirler. Ama ne yazık ki bu ormanı bozdular, yol geçireceğiz diye; ellerinde olsa tümden yok edecek, o yerlere rant uğruna koca koca beton binalar dikecek ve insanları Ankara’nın çorak topraklarında yeşilden tümden yoksun bırakacaklardı.

Melih Gökçek ve gibilerinin önünü kesmek için önlem alınmış olduğunun altını çizen Kurdaş şöyle diyor: Ama bütün bu münakaşa (yol) bitmiştir, devlet 2008 sonunda bir kanun çıkarmıştır. 27 Temmuz 2008 tarihli 5793 sayılı kanunun 14’üncü maddesi ile 3194 sayılı kanunun 11’inci maddesine ‘Hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ağaçlandırılmak üzere izin verilen taşınmazlardan projesine uygun olarak ağaçlandırılanlar, imar planı kararıyla başka bir amaca ayrılamaz’ fıkrası eklenmiştir. Kurdaşa göre, bu yasa bağlamında Oran Ormanı orman olarak kalacak ve gözlerimize beton dolmayacak”tır. Yasaya karşın ODTÜ ormanlarına el atılmış ve yol geçirilmiştir.

ÖDÜLÜ REDDETTİ

Kemal Kurdaş, Oran ormanlarından ötürü Ağa Han ödülünü kazanmıştır. 50 bin dolarlık para ödülünü almayan Kurdaş şu gerekçeyi ileri sürmüştür: Biz bu ormanı devlet arazisine, devletin parasıyla, öğrencilerin, hocaların, personelin emeğiyle yaptık.” Sonunda 40 bin dolar üniversiteye, 10 bin dolar da kendisine verilmiştir ama Kurdaş o parayı yardım kurumlarına dağıtmıştır.

Biz bu kısa yazıyı kitap okumayan, özetlerle yetinen, siyasa adamlarımız için yazdık. Belki zamanları olur da işlerine yarar umuduyla bu özeti okurlar diye.

 Mustafa Kemal Kurdaş yaşasaydı 100. yaşını kutlayacaktı. Kendisini şükranla anıyoruz. Işıklar içinde yatsın.

 
PROF. DR. KEMAL ADABAĞ 

*Mustafa Kemal Kurdaş, hayatım mücadeleyle geçti, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İst. 2011


Yazarın Son Yazıları

Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer

Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı topraklarını Avrupa devletleri arasında paylaştıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında, Mustafa Kemal’in öncelikli düşüncesi, “ulusal birlik” düşüncesiydi.

Devamını Oku
27.12.2025
Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

Devamını Oku
27.12.2025
Devlet geleneği, demokrasi ve vicdan - Halil Sarıgöz

Dün İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 52’nci yılında andık..

Devamını Oku
26.12.2025
‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025