Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Mustafa Kemal Kurdaş - Prof. Dr. Necdet ADABAĞ
Yaşasaydı 100 yaşında olacaktı. TBMM ile yaşıt. Tartışmasız bir Cumhuriyet çocuğu. Türkiye Cumhuriyeti onu 19
Nisan 2011’de yitirdi. Salt doğumundan ötürü değil, yaşadıkları ve yaptıklarından da ötürü Cumhuriyet ilkeleriyle yetişmiş,
ilkelerine bağlı kalarak yaşamış ve çalışmış olduğunu göstermiştir
tüm yaşamı boyunca.
Çalıştığı her yerde ki çok önemli mevkiler, örneğin Maliye Bakanı olarak, çalışkan, dürüst, ahlaklı bir kişilik ortaya
koymuştur. Ülkülerine ters
geldiği zaman kapıyı çalıp çıkmasını
bilmiştir. Özdeksel varsıllıklar için hiç kimseye, örneğin başbakana bile ödün vermemiş, gerektiğinde tavır
koymaktan çekinmemiştir.
Haklı olduğunda, karşısında kim olursa olsun, lafını esirgemeyen biriydi. Sevecen,
içtenlikli, doğru bir adamdı.
Şakacıydı yerine göre. Espri
iyi bir silahtı onun için.
Anlatmak ya da ulaşmak gereği duyduğu amacı için, zorlandığında, başvurmaktan çekinmezdi.
İyi bir bürokrat ve iyi bir rektör oldu. Bugün yüzümüzün akı ODTÜ için ilk taşı koyan ve ormanında ilk fidanı
diken o olmuştur. Bakın ne diyor, kitabından*aktarıyorum: “O
koskoca arazinin içinde
yapayalnız görünen tek bir
alıç ağacı vardı sadece. Yanına gidip yakında onu bu yalnızlıktan kurtaracağımı
söyledim. O anın nasıl bir heyecan
ve mutluluk olduğunu anlatamam.”
İDEALİST TAVIR
Bir özveri
insanıydı, almaktan çok
vermek gibi bir ilkesi vardı: “Ben
ODTÜ’den para almadım; varlıklı girdim, varlıksız çıktım. IMF’de çalışırken biraz para biriktirmiştik, rektör olduktan sonra da bu parayı kullandım. Şimdiki kuşaklar bunu ne
kadar anlar bilmiyorum”.
Ülkesi
için, toplumu ve özellikle öğrencileri için kullandı kazandığı paraları.
Bakanlık görevini reddedip
rektörlüğü istemesinin temel
nedeni ülkeye çağdaş ve
demokratik-laik ülküleri benimsemiş öğrenciler yetiştirmek içindi. Bunu başardığından bugün hiç kimsenin kuşkusu
yoktur.
Bugünkü siyasal çalkantıda
kimin kimden yana olduğu bilinmeyen bir ortamda, tohumunu attığı
üniversitesinin yetiştirdiği evlatlarımız, hümanist-aydınlanmacı ilkelerle
kurulmuş olan üniversitelerine ve hocalarına bağlı kalmışlar, arkalarından gitmişlerdir.
ÖNEMLİ SAPTAMALAR
“Hayatım
mücadeleyle geçti” diyor bir
kitabının başlığı. Menderes ile çalıştı,
İsmet İnönü’nün zamanında rektördü, Erdal İnönü yakınında durdu. Menderes’le
anlaşamadı: “Menderes döneminde Türkiye’den kaçmak
zorunda kalıp beş yıl ülkeme
dönememiştim.”
Anlaşamamışlardı, özellikle
ülkenin ekonomik siyasasına ilişkin düşünceleri örtüşmüyor, ters düşüyorlardı birbirlerine. Kemal Kurdaş’ın seksen yıllık,
özellikle ekonomik süreci
değerlendirirken göz önünde tuttuğu değer
yargıları, Cumhuriyetin o 27 yıllık ekonomik siyasalarıdır. Saptadığı noktalar çok önemlidir.
O kıt kanaat dönemlerde ülkenin sanayileşmeye verdiği önemin altını çizen Kurdaş, Atatürk ve ondan sonra
gelenlerin devlet eliyle oluşturdukları kalkınmışlık hamlesinin 1950’den sonra
nasıl çökertildiğini ve kamuya sunulmuş toplum çıkarına olanakların nasıl çarçur edildiğini savlar.
Kurdaş, o döneme ilişkin
rakamlar verir kitabında: “Düşünün, 1924’te Türkiye’nin sıfır döviz rezervi var, harpten yeni çıkmışız.
Lozan’da İsmet Paşa iyi davranmış ama Osmanlı borçlarını yine de bize yüklemişler.
Yeni kurulan Cumhuriyetin daha başlangıçta
100 milyon doların üstünde borcu var Osmanlı’dan dolayı, fakat bir dolar bile döviz rezervi yok. 1950’de Menderes
iktidara geldiğinde Türkiye’nin 450 milyon doların üzerinde döviz rezervi ve altını, buna karşılık da
100 milyon dolar dolayında bir dış borcu vardı”.
Kurdaş, başka rakamlar da
veriyor Cumhuriyet dönemine
ilişkin: “15 senenin, yani
Mustafa Kemal döneminin
yıllık kalkınma hızı üst üste yüzde 9’dur. İsmet İnönü’nün döneminde bu kalkınma hızı(...) yüzde 6 civarındadır. (...) Gene cumhuriyet döneminin ilk 15 yıllık kümülatif enflasyon oranı yüzde 18, yani yıllık
yüzde 1’in belirgin biçimde
altında olmuştur.”
YASAYA RAĞMEN…
Sabahları ODTÜ
ormanlarında yürüyüş yapan herkesin yüzüne gülen ağaçlar
insanlara hem can vermekte hem de dostluk, kardeşlik aşılamaktalar. “Bir ağaç gibi hür, bir orman gibi
kardeşçesine” yaşamayı öğretiyorlar.
Orada yürümeyi bilenler, değil ormanı
yakmayı (ki yakmak isteyen hainler oldu) bir dalını bile koparmaya kıyamazlar;
çünkü insanca yaşamanın ağaçla,
hayvanla, (gene bu ormandaki “gürbüz
tilkiyi” anımsıyorum) böcekle
olacağının bilincindedirler. Ama ne yazık ki bu ormanı bozdular, yol geçireceğiz diye; ellerinde olsa
tümden yok edecek, o yerlere rant uğruna koca koca beton binalar dikecek ve
insanları Ankara’nın çorak
topraklarında yeşilden tümden
yoksun bırakacaklardı.
Melih Gökçek ve gibilerinin önünü kesmek için önlem alınmış olduğunun altını çizen Kurdaş şöyle diyor: “Ama bütün bu münakaşa (yol) bitmiştir, devlet 2008 sonunda bir
kanun çıkarmıştır. 27 Temmuz 2008 tarihli 5793 sayılı kanunun 14’üncü maddesi
ile 3194 sayılı kanunun 11’inci maddesine ‘Hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve
tasarrufu altında bulunan ve ağaçlandırılmak
üzere izin verilen taşınmazlardan projesine uygun olarak ağaçlandırılanlar, imar planı kararıyla başka
bir amaca ayrılamaz’ fıkrası eklenmiştir”. Kurdaşa göre,
bu yasa bağlamında Oran Ormanı orman olarak kalacak ve “gözlerimize beton dolmayacak”tır. Yasaya karşın ODTÜ ormanlarına el atılmış ve yol geçirilmiştir.
ÖDÜLÜ REDDETTİ
Kemal Kurdaş, Oran ormanlarından ötürü Ağa Han ödülünü kazanmıştır. 50 bin dolarlık para ödülünü almayan Kurdaş şu gerekçeyi ileri sürmüştür: “Biz bu ormanı devlet arazisine, devletin parasıyla, öğrencilerin, hocaların, personelin emeğiyle yaptık.” Sonunda 40 bin dolar üniversiteye, 10 bin dolar da kendisine verilmiştir ama Kurdaş o parayı yardım kurumlarına dağıtmıştır.
Biz bu kısa yazıyı kitap okumayan, özetlerle yetinen, siyasa adamlarımız için yazdık. Belki zamanları olur da
işlerine yarar umuduyla bu özeti
okurlar diye.
PROF. DR. KEMAL ADABAĞ
*Mustafa Kemal Kurdaş, hayatım mücadeleyle geçti, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
İst. 2011
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi