Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Mustafa Kemal’in askerleri...
Birinci Dünya Savaşı sonucunda İstanbul işgal altındadır. İstanbul’da çıkmakta olan Alemdar gazetesinin başyazarı Refii Cevat Ulunay Mustafa Kemal Paşa ile Şişli’de Mustafa Kemal’in oturduğu evde bir söyleşi yapar. Söyleşi bittiğinde Mustafa Kemal, Ulunay’a “Her şeyi sordunuz, ülkenin nasıl kurtulacağını sormadınız” der. Ulunay şaşırır, “Böyle bir şey olabilir mi” diye sorar. “Evet” der Mustafa Kemal, “Eğer birileri Anadolu ya geçer ve ulusu örgütler, düşmana karşı koyarsa bu olur.” Cumhuriyet kurulduktan sonra Ulunay bu görüşmeyi Sadi Borak’a anlatırken “Baktım ki” der “Adam deli değil, zır deli, ülke yanmış yıkılmış, orduları dağıtılmış, birileri Anadolu’ya geçecek, ulusu örgütleyecekmiş, bu ülke kurtulacakmış.” Sadi Borak “Ama” der “Sonunda Mustafa Kemal haklı çıktı, dediğini yaptı”, Ulunay, “Hayır ben haklıyım, o dönemde herkes benim gibi düşünüyordu, bir tek o öyle düşünüyordu” diye yanıtlar.
Tıbbiyeli Hikmet’e yanıt
Mustafa Kemal düşündüklerini yapar Anadolu’ya geçer. Amasya Genelgesi ve Erzurum Kongresi’nden sonra 4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi toplanır. Yurdun dört bir yanından delegeler katılır bu toplantıya. Çok kişi başka bir çözüm göremediğinden bir büyük ülkenin mandası altına girmeyi düşünmektedir. Mustafa Kemal’in düşüncesi ise ne pahasına olursa olsun tam bağımsızlıktır. Sivas Kongresine Tıbbiyelileri temsilen katılmış bulunan İstanbul Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencilerinden Hikmet Bey (Hikmet Boran) toplantıda söz alır. Mustafa Kemal Paşa’ya “Biz Türk gençliği olarak tam bağımsızlıktan yanayız. Hiçbir biçimde mandayı kabul etmeyiz. Eğer siz mandayı kabul ederseniz size de karşı çıkarız” der. Tıbbiyeli Hikmet bir süre önce yitirdiğimiz ünlü sunucu Orhan Boran’ın babasıdır. Mustafa Kemal’in gençleri böyledir. En güç koşullarda bile tam bağımsızlıktan ödün vermezler. Yiğitçe duruş sergilerler.
Mustafa Kemal’e bile böyle yiğitçe seslenebilen Türk genci, Mustafa Kemal’in tırnağı bile olamayacak yöneticilere karşı hiç susmaz. Olmadık nedenlerle gençleri gözaltına almak, cezaevlerine doldurmak boşunadır. Hukuksuzlukları protesto ettiler diye, Cumhuriyete ve devrimlere sahip çıktılar diye gençlere karşı gösterilen acımasızlık boşunadır. Onlar Mustafa Kemal’in gençleridir. Yanlışlıklara karşı, her zaman göğüs gereceklerdir. Cumhuriyete her zaman sahip çıkacaklardır.
Türk genci devrimlerin bekçisidir
Mustafa Kemal ünlü Bursa Söylevi’nde bu gençlere seslenir. “Türk genci Cumhuriyetin ve devrimlerin sahibi ve bekçisidir. Haksızlıklara karşı susmaz. Cezaevine düşmüş olsa bile sinmez, susmaz. Ben inançlarımın gereğini yerine getirdim, eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmekte benim görevimdir diyecektir. İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği.” Bu sözler bir süre önce 30 Ağustos’u küçümseyen Bursa’nın AKP’li belediye başkanına bir şeyler anımsatıyor mu?
31 Mart yerel seçimlerinde, 23 Haziran İstanbul seçiminde alanlarda, salonlarda binlerce genç “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağırdılar. Mustafa Kemal’in askeri olmak aydınlanmaya, çağdaş, demokratik ve laik Türkiye ye, tam bağımsızlığa, ulusal egemenliğe inanmaktır. Onun için bizler 16 Mayıs 1919 günü İstanbul’dan Samsun’a hareket eden Bandırma Vapuru’ndaydık. “Ulusun bağımsızlığını ve esenliğini yine ulusun inanç ve kararlılığı kurtaracaktır” diye kaleme alınan Amasya Genelgesine biz de imza attık. Erzurum, Sivas kongrelerinde oradaydık. 23 Nisan 1920 de Ankara Ulus’ta açılan TBMM’deydik.
Cumhuriyet’i
sokakta bulmadık
27 Mayıs 1919 günü Aydın işgal edildiğinde kurulan Kuvayı Milliye’nin içinde Yörük Ali Efe ile birlikteydik, düşmana karşı Malgaç baskınını birlikte yaptık. Kuşadası’nda Selçuk’ta Mahmut Esat Bozkurt’la birlikte silah kuşanıp savaşan bizlerdik. 30 Ağustos utkusunu birlikte kazandık. Ve 9 Eylül günü İzmir’e şanlı bayrağımızla birlikte girdik. 29 Ekim 1923’te Ankara’da Cumhuriyeti birlikte ilan ettik. Onun için Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinde gözyaşı, emek, kan ve ter vardır. Biz Cumhuriyeti sokakta bulmadık. Cumhuriyetimizin bir Ortadoğu ülkesi olmasına göz yummayız. Türkiye Cumhuriyeti’ni tarikatlara, cemaatlere ve tek adama teslim etmeyiz. Bizim bildiğimiz ve tanıdığımız bir tek adam vardır o da Mustafa Kemal Atatürk’tür.
EROL ERTUĞRUL
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!