Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Unutmayacağız! - Okan TOYGAR
Ankara’nın en güzel
mevsimi olan sonbaharın güneşli ve coşkulu bir sabahına, Türkiye’nin dört bir yanından binlerce ak
güvercin uçtu o gün.
Sınıfsız, sömürüsüz bir
ülkede kardeşçe yaşamak isteyen, farklı etnik köken ve inançtan
binlerce emekçi, öğrenci,
sendikalı…
Her şeyden habersizdiler...
Tarsus’un Diyarbakırlı Leyla’sı, hayatını emek mücadelesine adamış olan sendikacı Ali Kitapçı; Atatürk ve Fenerbahçe tutkunu, CHP üyesi gencecik Gözde Aslan, güçlü adalet duygusu ile hep ezilenden yana olan Antep’in güler yüzlü çocuğu Ali Deniz Uzatmaz; elinden bırakmadığı Kuran’ı, seccadesi ve birkaç parça kıyafeti dışında hiçbir şeyi olmayan, mitingin belki de en yaşlısı Silvanlı Hacı Şah Esin; Maçka Parkı’nda gece bekçiliği yapan HDP üyesi Abdülbari Şenci; son paylaşımında, “Gözyaşlarımızın rengi aynıdır, 10 Ekim’de Ankara’dayız” diyen İdil Güneyi ve daha nice barış ve demokrasi gönüllüsü.
“Her biri vazgeçilmez cihan parçası”. Hepsi insan, hepsi can binlerce yurttaş, Saray’ın savaşına karşı barış türküleri yakmak için demokrasi, özgürlük ve insanca bir yaşam için 10 Ekim 2015 sabahı Ankara Garı’nın önünde bir araya geldi.
Toplanma alanında rengârenk
flamalar, pankartlar vardı. Gülen yüzleriyle türkü söyleyip halaya duran gençler, zılgıt çeken kadınlar ve alandaki araçlardan duyulan “Çav Bella” ile tam
bir sevgi, kardeşlik ve şenlik havası hâkimdi ortama. Sanki demokrasi de barış
da gelmişti.
Kortej yeni yeni oluşuyordu. Kalabalıkla birlikte coşku da
artıyordu. Adana’dan gelen Günay, kendi elleriyle boyadığı pankartı ile sevinç
içerisindeydi. Sabırsızlıkla
yürüyüşün başlamasını beklerken arkadaşları Dilan ve Şebnem ile bir Ankara
simidini bölüşmüş yiyorlardı.
DİKKAT ÇEKEN POLİS DETAYI
Aslında her şey Ankara Garı’nın yıllardır alışık olduğu bir
sahneydi. Önceki yıllardan farklı olan tek şey, alanda resmi ya da sivil hiç
polisin olmamasıydı. Ankara’ya gelirken otobüsler hiç durdurulmamıştı. Halbuki daha üç hafta önce yapılan ve hükümetin desteklediği “Teröre Karşı
Kardeşlik Mitingi”nde, toplanma alanında olağanüstü güvenlik tedbirleri
alınmış, Ankara’nın beş giriş
noktasında kontrol yapılmıştı.
Ancak şimdi bu önlemlerin hiçbirinin
alınmadığı görülüyordu. Üstelik Emniyet Genel
Müdürlüğü’ndeki resmi bilgilerde, mitinge yönelik canlı bomba saldırısı olabileceği, hatta kim tarafından
yapılacağı dahi öngörülmüştü. (1)
9 Ekim gecesi Türkiye’nin hemen her yerinden Ankara’ya doğru yola
koyulanlar umut içerisindeydi.
“Emek, Barış, Demokrasi
Mitingi” vardı ertesi gün. Otobüslerde neşe ile türküler söyleniyor, molalarda halaylar çekiliyor, barış ve kardeşlik sloganları atılıyordu.
Yol boyunca
Neşet Ertaş ve Musa Eroğlu türküleri söyleyen eski Malatya BTS (2) Başkanı Kasım Otur da onlardan biriydi.
Arkadaşları ile birlikte sendikada kahvaltı yaptıktan sonra alana çıktı. Eşini
aradı, kendisini merak etmemesini söyledi.
“Sen beni arama, telefonu
duymam, ben seni ararım” dedi.
Saat 9.30 gibi garın sağ-ön tarafında farklı illerden gelen
arkadaşlarıyla toplanmış, özlem
gideriyorlardı. Sendikadan İbrahim Atılgan, dokuz yaşındaki oğlu Veysel ile
gelmişti mitinge. Onları seyrederken aklına oğlu Birkan ve Alzheimer hastası
babası geldi.
Dün ne iyi yapmıştı annesi ile babasının yanına uğrayarak.
Babasına banyo yaptırmış, tırnaklarını kesmiş, annesinin ihtiyaçlarını almıştı dışarıdan. Oğlunu gece
yoldan aramış, Birkan otobüsten gelen müzik seslerini duyunca “Baba, hadi iyisin” demiş, gülüşmüşlerdi.
ACI VE KANLI TESADÜF
Saat 10.00’a yaklaşıyordu. Aşağı yukarı tüm örgütler kortejde yerini almıştı. Sıhhiye’ye doğru yürüyüş başlamak üzereydi. BTS Genel Sekreteri İshak Kocabıyık, sendikanın bir toplantısı için gittiği Brüksel’den gece geç vakit dönmüş olan Ali Kitapçı’nın göbeğini okşayarak ona takılıyor, “Oğlum doldurmuşsun Brüksel’de güzel Belçika biralarını” diyerek gülüyordu.
Meydandaki havuzun önünde,
Ruhi Su’nun “Kanlı Pazar”
sonrası yazdığı, sözleri
mücadele ve umut dolu olan “Ellerinde
Pankartlar” türküsü eşliğinde halaya duranlar vardı. Tam “bu meydan kanlı meydan” dizesini söylüyorlardı ki bir anda kulakları sağır eden bir patlama sesi
duyuldu. Garın sol-ön tarafında, kalabalığın en coşkulu olduğu yerde
göğe bir alev topu yükseldi.
Saat tam 10.04 idi.
Üç saniye sonra bu kez garın
sağ-ön tarafında, süs
havuzunun bulunduğu bölgede
bir patlama daha oldu. 9 Ekim gecesi Gaziantep’ten arabayla yola çıkan ve yol
boyunca hiçbir engelle
karşılaşmadan başkentin gar meydanına kadar gelen iki IŞİD militanı, bedenlerine sardıkları bombanın
pimini çekerek masum
insanları vahşice katletmişti.
Ankara Garı katliamının üzerinden beş yıl geçmesine rağmen acısı hâlâ taze. Katliamda yüz üç insan hayatını kaybetti, beş yüzün üzerinde kişi yaralandı. Geride kalanlar hâlâ yaralarını sarmaya çalışıyor. Hiçbirisi için hayat artık eskisi gibi değil. Ömür boyu engelli kalan onlarca yaralı ve yüreğinde onulmaz yaralar taşıyan yüzlerce insan var.
VİCDAN UNUTTURMAZ…
Siyasi görüşü
ne olursa olsun, bu ülkenin vicdan sahibi insanları; hastanelerin hemen yanı
başında olan alana ilk ambulansın ancak kırk dakika sonra girebildiğini,
katliamın ertesi günü hayatını kaybedenler için Sıhhiye’de
yapılan uğurlama törenine
polisin müdahale etmesini ve ilerleyen aylarda yaşamını yitirenleri anmak için meydana karanfil bırakmak
isteyen ailelerin gaz bombaları ve portakal gazı ile engellenmeye çalışılmasını unutmayacak.
Sanki
acılara alışılabilirmiş gibi katliamın olduğu gün televizyona çıkıp “Unutmayalım, Ortadoğuluyuz” diyerek bize bu tip katliamlara
alışmamız gerektiğini öğütleyenleri ve katliam sonrasında anket yaptırıp AKP
oylarında bir yükselme eğilimi olduğunu müjdeleyenleri de unutmayacağı gibi.
Bu ülkenin emekçileri,
aydınlık insanları 10 Ekim Ankara Garı katliamını asla unutmayacaklar ama vazgeçmeyecekler de. Çünkü onlar,
biliyorlar ki “güzel günler
gelmez, güzel günlere yürümedikçe.” Bu ülkede onurlu ve kalıcı bir
barışın olması için canlarını
her gün kaybetseler de
yine sokaklarda, alanlarda, her yerde inadına barış, inadına
emek, inadına özgürlük demeye
devam edecekler.
OKAN TOYGAR
(1) Duymak
Zorundasınız, 10 Ekim Katliamı Davası, Kor Kitap, Ekim 2019, Ek-1 ve Ek-2,
sayfa 315-316.
(2) BTS: Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!