Gül, Kaçıncı İhanet? Siyasi Gerilim Filmi

21 Nisan 2014 Pazartesi

Gerçekten de RTE’nin Gül’e “ihaneti”nden bahsedebilir miyiz? RTE ile Gül arasında, şimdi ihanet ediyor veya sözünde durmadı veya şimdi tam tersini yapıyor anlamına gelebilecek bir ilişki oldu mu? Belki birileri biliyordur. Zamanı gelince öğreniriz.
Veya böyle bir durum olmadı. RTE, Gül’e “bölüşüm” konusunda hiç söz vermedi, her ikisi de kendi siyasi çizgileri doğrultusunda, kendileri için azami yarar neyse onu yaptılar...
29 Ekim 2013’te Marmaray’ın açılış töreninde ilk kez bir durum gözüme çarpmıştı. “Bayan Erdoğan ile Bayan Gül”, elleri birbirine sıkı sıkı kenetlenmiş poz verdiler. Bu fotoğraflar üzerinden yaptığım yorumda, iki lider veya Erdoğan’ın “Bizi kimse birbirine düşüremez, işte gelecek siyasi görevler için anlaştık” mesajını okuyordum.
Soruyorum: RTE o zaman Gül’e, “Tamam, kardeşlik ilişkileri içinde çözeriz, ilerideki Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık meselesini; ya Köşk’te kalırsın ya da Başbakanlığa geçersin” dedi mi, demedi mi?!

***

Şöyle bir yakın zaman anımsaması yapalım:
12 Mart 2011: “Biz koltuk mücadelesi içinde değiliz, böyle bir sıkıntımız yok.. biz makam, rütbe hırsı içinde değiliz. Biz, millete hizmet için bu yola çıktık. Biz, yol arkadaşlığı değil, kader arkadaşlığı yaptık. Biz, birbirimizin ayağına, omzuna basarak değil, ilkeli siyasetle, ahlaklı siyasetle, birbirimize omuz vererek, gönül birliği yaparak bugünlere ulaştık…”
6 Ağustos 2012. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili soruya: “Bizim aramızı açmaya kimsenin hakkı, haddi, cüreti olamaz! Biz Sayın Cumhurbaşkanı ile oturur konuşuruz. Daha önce de böyle olmuştur. Kimse bizden yeniden bir ispat beklemesin. Bizim aramızdaki hukuku bozmaya kimsenin yetkisi yoktur.. buradan kimseye de ekmek çıkmaz. Kimse boşuna uğraşmasın.” (atv ve A Haber’de soru üzerine)
29 Ekim 2012, Köşk’teki resepsiyonda, 2014’teki Cumhurbaşkanlığı senaryolarına ilişkin soruya da Erdoğan: “Gül ile aramıza nifak sokamazlar.”
Tarih 2 Kasım 2012. Berlin dönüşü RTE: “Gül ile aramızda en ufak ihtilaf yok.”

Bunların hepsi unutuldu
Derkeeen… “Köşk’e terleyen, koşan bir cumhurbaşkanı çıkacak” dedi.
Önceki gün de “Millet başkanını seçiyor” açıklamasıyla, 10 Ağustos seçiminin bir Cumhurbaşkanı değil, Başkanlık seçimi olduğunu açıkladı...
Önceki hafta, Gül için Bayburt ara seçimi ile milletvekili ve oradan da Başbakanlık koltuğu modeli konuşulurken… Bugün artık Gül için, 2015’te yapılacak genel seçimlerde milletvekilliği adaylığı.. ve parti kongresinde parti bakanlığı için yarış olanağı sunuluyor... AKP ve çanak medyasının RTE tarafından yönlendirildiğini bilirseniz, sonuncu modelin RTE’nin önerisi olduğunu anlarsınız.
Gül, RTE’nin siyasetini okudu, RTE’yi gördü ve “bugünkü koşullarda bir siyaset planının olmadığını” açıkladı.

Anayasaya aykırı fiili durum
RTE’nin yukarıdaki demeçlerindeki vurguda geçen, makam, koltuk mücadelesi içinde değiliz, dava kardeşliği, aramızdaki hukuk vb. gibi sözlerin aslı astarı olmadığını, bunların ancak geçici siyasi hikâyeler olduğunu görüyoruz.
Öyle anlaşılıyor ki, RTE’nin “Başkanlık yolculuğu”, Cumhurbaşkanı’nı halk seçecek yasasıyla başladı. O zaman çok eleştirilmişti, doğrudan halk seçerse sorun çıkar, denmişti. Ama bunlar dinlenmedi. Çünkü RTE, kendisine her koşulda bir başkanlık yolu açmaya kararlıydı...
Bunu tabii 2011’den sonra, anayasada başkanlık, yarı başkanlık, olmadı partili cumhurbaşkanı sistemleriyle aşmaya çalıştı... Aşamadı.
Şimdi ise anayasaya aykırı olarak bir fiili başkanlık modelini yürürlüğe sokacak.
Eğer Gül ile anlaşılan mayıs ortalarında yapılacak görüşmede, son anda farklı bir karar çıkmazsa, Başkanlığa adaylığını koyacak, parti başkanlığına ve başbakanlığa doğrudan kendine bağlı adamları getirecek, dar bölge seçim modelini dayatacak, 2015 seçimlerine bu modelle girecek, oy oranı düşmesine rağmen, Meclis’e 330 milletvekili ile girmeye çalışacak ve başkanlık anayasasını dayatacak... Böylece anayasa dışı durumunu yasallaştırmaya çalışacak.

Gül gerçekçi davranıyor
Gül ve RTE için de yaygın anlayış, onlar dava arkadaşıdır, birbirlerini yemezler, sonunda anlaşırlar, biçimindedir. Bizim mahalleye özgü genel kanı da şudur: “Aralarındaki anlaşmazlık iyi polis kötü polis oyunudur...”
Ama görüyoruz ki RTE, Gül’ü devre dışı bırakma eğilimindedir (kesindir de, bir olasılık payı bırakalım)...

Gül, bugünkü koşullarda bayrak açamaz. RTE aklına ne koyduysa onu yapacak, karşı koyamaz... Bugünkü koşullarda, bütün bunlardan bir sonuç alamayacağını ve bu tür girişimlerin yenilgiye uğrayacağını görüyor.
Gül 3 yıldır bu durumu gördüğü ve RTE’yi tanıdığı için durmadan kendine bir pozisyon inşa edip durdu.
Gül, RTE’den farklı bir siyasetçidir...
Bu nedenle RTE bir adım geri atmazsa görüşmede, kenara çekilecek ve siyasi durumun kendisi için olgunlaşmasını bekleyecektir.
Gül, çok gerçekçi davranıyor...
Seyrettiğimiz, birinci sınıf bir siyasi gerilim filmidir!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları