Sık tartıştığımız, liberal ama gerçek bir özgürlükçü ve demokrat, sapına kadar kafaca da dürüst dostum, sana uğrayacağım evde misin, diye aradı... Ender bir insandır. “Saf” mantığı katakulli kaldırmaz. Sınırlı ve katı ideolojik bir saplantı içinde değildir.

Değişik bir çay demledim; çay üzerine sohbet ettik; bir gün çeşitli karışımları demlemeyi ve tam istediğimiz bir tadı yakalamayı kararlaştırdık.

Gözlerini araştırdım... Üç gündür AKP yandaşı yazarların, dinci iktidarla uygun adım yürümeyen ve Ergenekon’u da pek çok açıdan sorgulayan gazete ve yazarlara karşı “operasyon yapılması” isteği karşısında, yoğun bir strese kapılmış. Sonuç: Başağrısı ve kusma!

Onların pek çoğu, “biraz aşırıya gitse de” kenarından köşesinden koruduğu kimselerdi.. “Demek baş ağrını geçirtmeye geldin!”

İnternetten çıkışlarını aldığı sayfaları masaya yaydı. Boşver, hepsini gördüm ve okudum dedim. “At çöpe veya çok kızdınsa önce hamur yap sonra tuvalet kâğıdı!”

Yüzüne baktım, sakinliğime şaşırdı. Dedim ki: Beyin, bir kez ahlaki bir düşüş yaşamaya başlarsa bir yerlere takılıp durması zordur! Bu nedenle düşünce namusu önemlidir, ki “entelektüelliğin” başlıca göstergesidir.. masadaki kupürlerde bize sırıtan beyinsel alçaklığın krizi, sende uyarıcı etki yaptı. Etkilemediği kafalarda ise toplumsal bir kriz salgınına dönüşebilir... Biraz bu salgını yaşamıyor değiliz. Çürüme, beyinleri teslim alıyor.

***

Birine bakıyorum, “Hukukun üstünlüğü imiş” diyor. “Eller ayaklar titremeye başlamış da ondan.” Ergenekon tablosunun dehşetini görmemelerinin nedenini medyadaki Ergenekon çözülünce anlayacakmış. “Öyle ki... Bakarsınız, bu da tahminlerden önce gerçekleşebilir..” diyor.

Bir diğeri, “Önümüzdeki günlerde siyasileri ve medyayı içine alan yeni bir operasyon daha bekleniyor. Medyadaki darbeci damarla ilgili büyük bir tasfiye olacak..” diye müjdeliyor!

Bir başkası, Ergenekoncuların “bir gazetenin yapılanmasında biriktiği”ni, medya örgütlenmesinin en önemli ayaklarından, dirençlerinden birinin Cumhuriyet olduğunu vurguluyor.

Bir diğeri, Hürriyet ve Özkök’ü açıkça Ergenekon savunuculuğu ile suçluyor.. Dinci ve iktidar yanlısı kalemler, neredeyse topu birden ve büyük bir “eşgüdüm”lenmiş (senkronizasyon- beyin ipleri ele geçirilmiş) olarak, sıranın medyaya karşı operasyona geldiğini veya gelmesi gerektiğini belirtiyorlar.

“Sosyalistliği” bile eline yüzüne bulaştırmış bir diğer “böyyük Türk entelektüeli” ise, köşesinde Kanadoğlu’nun Ergenekon’a dahil edilmesini çok doğru buluyor! Neden? 367 yorumu yaptı ya! Bilge bir dostum dedi ki: Onun babası da 1940-50’lerde Cumhuriyet düşmanıydı. Oğlu da tam o yola girdi!

***

İçeri alınması, “temizlenmesi gereken” medya, iktidar başının sık sık hedef gösterdiği ve boyun eğdirilmesi için her türlü ekonomik ve ticari şantajların da uygulandığı, “yola gelmemiş” kesim.

Büyük bir yandaş medya oluşturdular! Çok satan büyük medya grubunu, adamlarına satın aldırdılar! Onlarca televizyon kurdurdular, kamuoyu müthiş bir AKP-iktidar bombardımanı altında, beyin yıkama faaliyetleri içinde. Eski solcuların bir kısmı satın alınmış... Liberal kırmaları ile birlikte bülbül bülbül şakıtılıyor.

Bütün bunlar yetmiyor! Hepsi, bütün medya hizaya gelmeli! Kimse ayrık ses çıkarmamalı! İktidarı eleştirdin mi, hukuk mukuk sorguladın mı, “Ergenekoncu” yaftası hazır! İstenilen “hijyenik” bir medya ortamı. Hitler’e, diktatörlüklere uygun...

Demokrasi için değil, dinci faşizmin büyük sessizliği için, “yola gelmeyen” medyaya karşı 11. dalga isteniyor.. En azından bu aşamada aba altından sopa gösteriliyor.

Gazeteci yazar kılığındaki iktidarın medya gladyosu işbaşında!..

obursali@cumhuriyet.com.tr