Özdemir İnce

Kuru deriden bal çıkarmaktır

17 Eylül 2021 Cuma

Edremit’in, belki 80 yıldır aynı biçim ve içerikle kutlanan düşman işgalinden “Kurtuluş Töreni” bu yıl mürtecilerin tepkisine yol açmış meğer... Kıdemli mürteci yazıcılardan Ahmet Hakan, mal bulmuş Mağribi gibi bu zırva tepkileri fırsat bilip bir yazı çiziktirmiş:

“‘Bırakın artık şu tatsız ve kibirli müsamereleri’ (Hürriyet, 11 Eylül 2021)

“Edremit’in düşman işgalinden kurtuluş törenlerinde, ‘Kara çarşaftan kurtulup özgürlüğüne kavuşmuş kadın’ müsameresi yapılmış. Çok saçma! Çok komik! Çok kibirli! Çok tatsız!

Bırakın artık şu tatsız ve kibirli müsamereleri. Çok anlamsız! Çok ilkel! Çok gereksiz! Çok bayat! Üstelik günün anlam ve önemine de fena halde aykırı! Düşman işgalinden kurtuluşun ve özgürlüğün yegâne anlamı nedir? Tabii ki özgürlüktür. Özgürlüğü de tek bir cümlede özetleyebiliriz: İsteyenin istediği kıyafeti giyebilmesi. Eğer kara çarşaf, eskiden bir dayatma konusu olmuşsa... Özgürlük gelir ve o dayatma son bulur. Kara çarşaf dayatması kalktıktan sonra ise... İsteyen kara çarşaf giymekte özgürdür. Ve hiç kimse böyle bir tercih yaptığı için aşağılanamaz. Yani demem o ki... Bir dayatmanın yerini, başka bir dayatma alamaz.

Kılık kıyafet konusunda ille de müsamere yapılmak isteniyorsa... Şehrin kurtuluşunu sembolize eden törenlerde... İsteyenin istediği kıyafeti giymekte özgür olduğuna dair bir müsamere yapılmalıdır. Gerçi bu da komik ve banal kaçacak görüntülere sebep olacaktır ama neyse... En iyisi bu tür tatsız ve kibirli müsamerelerden vazgeçmek galiba...”

***

Tam anlamıyla “Kuru deriden bal çıkarmak”, “Ben diyorum cerre (*) boğazı, o diyor yandı bilmem neremin ağzı” durumu!

Bir bohça, bir sofra bezi, bir battaniye, bir çul olabilecek o siyah bez parçası neden kara çarşaf olsun? 

Hastaya doktor elma göstererek “Bu ne” diye sormuş. Adam “Kadın memesi” diye cevap vermiş. O misal, müzmin mürteciler de her siyah bez parçasını kara çarşaf sanıyorlar. 

***

Kutlamayı düzenleyen Edremit Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği bir bildiri yayımlayarak aklını peynir ekmekle yememiş kamuoyunu aydınlattı:

“Edremit’in düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümünde Edremit Belediyesi ve derneğimizin Edremit Şubesi tarafından düzenlenen kutlama töreninde geleneksel olarak sergilenen bir mizansenin bazı basın organlarında amacından çok farklı şekilde işlenmesi nedeniyle bir açıklama yapmamız gerekmiştir. 

Edremit ve bölgesi 797 gün Yunan işgalinde kalmış ve bu işgal döneminde çok büyük acılar yaşanmıştır. İşgal günleri Edremit halkının belleğinde karanlık günler olarak kalmıştır. İşgalden sonraki yıllarda yapılan kutlama törenlerinde işgal altındaki karanlık günlerden işgalden kurtuluşa giden süreç gösterilerle anlatılmış ve içlerinden bazıları gelenekselleşmiştir.

Bu amaç doğrultusunda sergilenen gösteride yer alan kıyafet ve canlandırmalar, Edremit’in işgal altında karşı karşıya kaldığı zorlukları ve karşı güçleri temsil etmektedir. Siyah kıyafet kara günleri, zincirler işgal altında direnmeye çalışan bağımsızlık mücadelesini, beyaz kıyafet ise karşı güçlere karşı bağımsızlığa ulaşılan aydınlık günü temsil etmektedir. Burada, siyah kıyafetler içindeki kişinin Kuvayı Milliye birlikleri ve efeler tarafından kurtarılarak ellerinin çözüldüğü an da kesinlikle kadın kimliğine ya da kıyafet özgürlüğüne bir atıfta bulunmak söz konusu değildir. Her zaman din, ırk, dil ve cinsiyet özgürlüğüne saygı duyan derneğimiz, burada söz konusu olan mizansenin farklı mesajlarla sunulmasından ve gösterinin asıl amacı olan Edremit’in işgalden kurtuluşundan uzaklaştırmasından büyük üzüntü duymuştur. Kurtuluş Savaşı’nda her cephede kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç demeden herkesin mücadele ettiği unutulmamalıdır.

Konunun özünden koparılarak bu mizansende kullanılan sembolik anlatımın “halkın giyim tarzı üzerinden mesajlar içerdiği” iddiasının ve söyleminin, mevcut durumu iyice analiz etmeden ve iyi niyet gözetmeden oluşturulduğunu görmekteyiz. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olarak yurdumuzun düşman işgalinden kurtuluşunda yapılan ve bölge halkı tarafından gösteride kullanılan anlatım dilinin ve sembollerin oldukça iyi bilindiği etkinliklerin bazı basın organlarında toplumsal kutuplaşma aracı olarak gösterilmesini doğru bulmuyoruz. Bu tür ulusal günler ulus olarak bir arada olmamız gereken günlerdir.

Basına ve kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.”

***

Mutlaka hır çıkarmak isteyen serserinin “vay benim gölgeme bastın” edepsizliği...

(*) Testi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024
Yandaş hakem 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları