Baş Kışkırtıcı Kim?

11 Haziran 2013 Salı

Cuma günkü yazımın “Kuğular ve Peşkeş” başlıklı ikinci bölümünde şöyle yazmıştım:
“Adı üzerinde en önemli ‘park’, daha doğrusu ‘orman’ denilen ‘Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ)’ Tayyip Efendi’nin belediye başkanı sayesinde yolgeçen hanına dönüştürüldü. AOÇ’de başbakana saray yapılıyor. O da yetmemiş gibi ABD Büyükelçiliği’ne ‘peşkeş’ için çalışılıyor.”
Bu konuda bir okurumdan ekteki hava fotoğrafını aldım. AOÇ’nin katliamı apaçık ortada! Bir başka okurdan gelen iletide Başbakan’ın Kuzey Afrika gezisi dönüşü hakkında şöyle deniliyordu:
Tayyip Efendi ne kadar havalanırsan havalan, ineceğin yer ATATÜRK Havaalanı’dır!”
İndikten sonra kent kent dolaştı ve tehditler savurdu, kışkırtmalar yaptı. Bakın bakalım kim baş kışkırtıcı?
“Biz birkaç çapulcunun yaptıklarını yapmayız. Onlar bu ülkenin başbakanına küfredecek kadar alçaktırlar. Bize marjinaller değil millet hesap sorar. Artık sabrın da bir sonu var!”

\n

***

\n

“Faiz lobisi yıllarca benim milletimin alın terini sömürdü. Bundan sonra sömüremeyeceksiniz. Bu lobiyi ayakta tutan bankalar, kim varsa söylüyorum. Bunun bedelini ödeyeceksiniz. Utanmadan, sıkılmadan borsayı çökertme gayretine girenler. Borsada Tayyip Erdoğan’ın parası yok, çökersen sen çökeceksin. Faiz lobisine haddini bildirmek gerekir. Senin spekülatörlüğünü yakaladığımız anda da ümüğünü sıkarız...”
Sonra ne olacak, uluslararası derecelendirme kurumları da senin kredini sıfırlamayacaklar mı?

\n

***

\n

AKM çatısına çıkıp “yıktırmayız” diyenlere “Ona senin gücün yetmez!” tehdidinden sonra bu ülkenin en seçkin sanatçılarına ne dedi?
“Sanatçılara eğer siz şu ana kadar sanatınızı icra etmek için çalışıyordunuz da AKP iktidarı sizin sanatınızı icra etmenize mi mani oldu? Bundan sonra farklı olacak. Bu milletin iktidarına saygı duymayanlar bunun bedelini öder.”
“Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkacağız!” diyen kimdi? Devlet Tiyatroları’nı kapatma hazırlığında olan hükümetin başbakanı kim?

\n

***

\n

Başka ne dedi?
“Nev York’ta Vall Street’i işgal olayında polis biber gazıyla 17 kişiyi öldürdü!” Ankara’da ABD Büyükelçiliği’nin bu konudaki açıklaması nasıldı?
“O olaylarda kimse ölmedi!”
Düşünebiliyor musunuz ABD
“baş tacı yaptığı” Tayyip’i, şimdi yalan söylemekle suçluyor!
Çapulcuları, sanatçıları, ekonomi dünyasını dikkate almıyor, ama hiç olmazsa Cumhurbaşkanı’nın
“Baskı, çatışmaların kaynağı!” sözlerini benimsese ya da Başbakan Yardımcısı’nın “Olayları anlamak için birilerinin bizi uyarması, silkelemesi lazım!” sözlerinden sonra silkelenebilse!

\n

Bahar ve Özgürlük!

\n

Dünya siyasal sözcüklerine 1968’de Çekoslovakya’da Aleksander Dubçek yönetiminde “Prag Baharı” markası eklenmişti. Son yıllarda bu marka “Arap Baharı” olarak kullanılıyor. Şimdi de “Türk Baharı” söylemleri ortalıkta dolaşıyor.
Dubçek, Çekoslovakya Komünist Partisi Genel Yazmanı idi. Moskova diktasına boyun eğmemiş, 1968’de demokratik adımlar atmaya başlamıştı. SSCB’nin başındaki
Leonid Brejnev Varşova Paktı askerlerine Çekoslovakya’yı 20 Ağustos 1968’de işgal ettirdi. 21 Ağustos’ta Cumhuriyet adına o gün Prag’daydım.
Josef Stalin’in emriyle ordudan atılan Ludvik Svoboda o tarihte devlet başkanı idi. Ülke işgal edilirken Svoboda ve Dubçek görevlerinden uzaklaştırıldılar. Dubçek sonra Ankara’ya büyükelçi atandı. Cumhuriyet için bana verdiği mülakatta “Prag Baharı” dediği için apar topar Ankara’dan uzaklaştırıldı. “Prag Baharı’nın” ne olduğunu bilirim. Hatta Devlet Başkanı Svoboda’nın soyadının “özgürlük” anlamına geldiğini de!

\n

***

\n

Hani CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Avrupa Sosyalist Partiler toplantısında Erdoğan’ı Esad’a benzettiği için grubun başkanı Avusturyalı Hannes Svoboda (özgürlük) kendisine tepki göstermişti ya... Şimdi Bay Svoboda Hanya ile Konya’yı algılamış olmalı ki şöyle diyor:
“Erdoğan güvenlik güçlerinin İstanbul’daki vatandaşlara saldırılarını ve kışkırtıcı projesini durdurmalıdır. Türk hükümeti, siyasal projeler ve polis şiddetiyle çatışmalara katkıda bulunmak yerine toplumsal barışa katkıda bulunmalıdır. Devlet ve İslami otoriterliğin ötesinde bir Türkiye yaratılmalıdır.”
Almanya Başbakanı
Angela Merkel “Gösteri hakkının demokrasinin bir parçası olduğu unutulmamalıdır!” derken Almanya Dışişleri Bakanı Guido Vestervelle “Bu, Türk hükümetinin Avrupa ve dünyaya, hukukun egemenliği ve özgürlük haklarının onlar için bir anlam ifade ettiğini göstermek için bir denemedir” diye uyarıyor.
ABD Dışişleri Bakanı
John Kerry, “Büyükelçimiz, Türk hükümetine özgürlüklere saygı duyulması gerektiğini ve aşırı güç kullanımından duyduğumuz kaygıları bildirdi” diyor.
Rusya Büyükelçisi
Vladimir İvanovsky “Devlet Başkanımız Vladimir Putin’in dediği gibi Rusya olarak Türk hükümetinin gerek muhalefetle, gerekse sivil toplumla diyalog ilişkisi içinde herkese uygun bir çözüm bulunacağına inanıyoruz” açıklamasını yapıyor.
AB Genişlemeden Sorumlu Yetkilisi
Stefan Füle geldiği İstanbul’da “Olayları anlamamız güç, düş kırıklığına uğradık” diye tveet atıyor...

\n

***

\n

Cuma günü ne yazmıştık?
“Tayyip Efendi ‘başbakan’ olarak 10 yıldır hiç izin yapmadı. Yoruldu. Kafası iyiden iyiye yoruldu. Cumhurbaşkanı ve yardımcısı ile konuştuktan sonra mutlaka yıllık izne çıkmalıdır. (...) bu dinlence ile birlikte kafasındaki beyinsel yorgunluğu bir psikiyatrın divanında atmalıdır!”

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları