İki Değişik 17 Nisan!

17 Nisan 2012 Salı
\n\n\n

Türk halkı, 1914-18 arasında 1. Dünya Savaşında dört, 1919-22 Kurtuluş Savaşında da dört olmak üzere 8 yıl güç günler yaşadı. Bu arada her yaştan binlerce öğretmen de cephelerde şehit verildi, gazi oldu.

\n

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, vatandaşların bırakın ilkokulu bitirmeleri, ancak yüzde 3-4ü okuma yazma biliyordu. Bırakın o günleri, 1935e gelindiğinde Türkiye nüfusunun yüzde 80i 40 bin köyde, yaşıyordu. 35 bin köyde okul yoktu. Öğretmenlerin ancak yüzde 22si köylerde görev yapıyordu.

\n

1926’da okullara öğretmen yetiştirmek için Ankarada Gazi Eğitim Enstitüsü, 1928’de ise Halk Mektepleri kuruldu. 1 milyon kişiye eğitim verildi. Ama ilköğretim için rakamlar yetersiz kalınca, dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguçun önerisi ile Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan 1937’de Köy Öğretmen Okullarını kurdu.

\n

Ne var ki 2. Dünya Savaşı Türkiyenin sınırlarını zorlamaya başlamıştı. Sınırlı sayıdaki Köy Öğretmen Okulları uygulamasının başarısı üzerine yine Tonguçun önayak olması ile Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel bir yasa ile 17 Nisan 1940ta yaklaşık 20 Köy Enstitüsünü açtı. İşte bugün, o açılışın yıldönümüdür...

\n

O günlerde ekmek vesika ile dağıtılıyordu, hayvanlara sap saman, ölülere kefen bulunamıyordu. Ama devlet varını yoğunu ordusundan başka eğitim ordusuna harcıyordu. 1954te Demokrat Parti komünist yuvası damgası ile Enstitüleri kapatıncaya değin 18 bin öğretmen yetiştirildi. Sonrasında köylerde eğitim çökünce kentlere göç başladı.

\n

İzmirde Kızılçullu (Şirinyer) Köy Enstitüsünü öğrenciyken gezmiş ve kıskanmıştım. Enstitü mezunları, yalnızca öğrenciyi değil, köylüyü de tarımda, hayvancılıkta eğitmeyi öğrenerek diplomalarını alıyorlardı. Eğitim, tarım, sağlık derslerinin yanı sıra yetenekleri saptanan öğrencilere müzik araçlarını çalmaları da öğretiliyordu.

\n

Bu okullardan öğretmenlerin dışında 2 bin kadar sağlık memuru ve ebe ile 8 bin de eğitmen mezun oldu. Böylece köy okullarında öğretmenin yanı sıra sağlıklı doğum için ebeler de yetiştiriliyordu. Savaş yıllarında okulsuz, öğretmensiz köy kalmaması temel hedefti. Enstitülerdeki dersler hakkında bazı rakamlar aktaralım:

\n

***

\n

İsterseniz, o günleri yansıtan pek çok yayından birini örnek olarak anımsayalım:

\n

Adı: Bir Köy Öğretmeninin Anıları

\n

Yazarı: Kemal Güngör

\n

Yayıma Hazırlayan: İhsan Öğüş

\n

Sayfa: 233

\n

Köy Enstitüsü çıkışlı olarak Cumhuriyet eğitim tarihini yaşayan Güngörün ilk baskısından sonra yitip giden kitabını Öğüş, gözden geçirerek yeniden günümüze ulaştırıyor. Kitabı okuyunca Atatürkün, Yücelin aydınlanma içeren eğitim dünyasının nerede, günümüzün göbeği cemaat bağlantısına sürüklenen eğitimin nerede olduğunu algılıyorsunuz Güngörün öğretmenlik tutkusunu şu sözlerinden aktaralım:

\n

Bir öğretmen, okuttuğu çocukları kendi çocuğu kadar sevmez ise, yetişmeyen çocuk için içi yanarak çareler aramaz ise, bu duyguları tatmaz ise, yapmamalı o öğretmenliği Hele hele birinci sınıfı okuttuğu yıl, her derste sırtı terlemeden sınıftan çıkıyorsa, okumayı sökmeyen çocuklara içi yanmıyorsa; bir gün öğrencileri tarafından unutulan, o öğretmen olacaktır.

\n

***

\n

Gelelim günümüze

\n

2011 seçimlerinden önce dönemin AKPli Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu kürsülerde “2011’de 55 bin öğretmeni bir kerede alacağız sözleri ile insanları kandırdı. Kimleri? Öğretmen olmak için üniversiteleri bitirmiş, KPSSyi vermiş diplomalı işsiz öğretmenlere ve ailelerine söz vermişti.

\n

Seçim bitti. Çubukçu hükümet dışı bırakıldı. Gelen gideni aratır derlerİntihal (aşırma) ile tanınan Ömer Dinçer bakan yapıldı. Dinçer, 126 bini aşan öğretmen açığını şöyle açıkladı:

\n

1. Rehber 19.730,

\n

2. Okulöncesi eğitim 13.122,

\n

3. Beden eğitimi 10.966,

\n

4. Din kültürü ve ahlak bilgisi 8.882

\n

5. İngilizce 8.465

\n

Bakan açıklamasında matematik, Türkçe, fizik-biyoloji, tarih-coğrafya derslerinin öğretmenlerine ilişkin rakamlara yer vermedi!

\n

AKPli Çubukçunun söz vermesine karşılık AKPli Dinçer, ancak 30 bin kadar öğretmeni işe aldı. Eğitim ordusunun erleri olan yaklaşık 250 bin işsiz öğretmen, atamalar konusunda düş kırıklığı yaşamayı sürdürüyor.

\n

Dinçer “4+4+4” eğitim sistemi ile aydınlanmayı öngören eğitim yöntemini yok etmekle kalmadı, Kuranıkerimin ve Muhammedin yaşamının seçmeli ders olması nedeniyle imam sıkıntısı çekilmeyeceğini, 5 bin kadar ilahiyat fakültesi mezununun atanacağını açıkladı.

\n

Bu arada Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığına atamalara ilişkin, Diyanette personel açığı bulunduğunu söylemiştiniz. Bu konuda çalışmanız var mı?” sorusunu şöyle yanıtladı:

\n

9 bin imam hatip atamasıyla ilgili ilanı önümüzdeki günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı yapacak. Boş olan kadroları doldurmak için de bütçe imkânları çerçevesinde personel alımı devam edecek!

\n

Okullarda boş geçen dersler nedeniyle öğrenimleri doğru dürüst olmayan öğrenciler üniversitelere girerek diplomalı işsiz adayı olabilmek için dershanelerde a, b, c, d seçeneklerine nasıl yanıt vereceklerini öğrenmek amacıyla milyarlarca lira ödüyorlar.

\n

Dinçer Yükseköğrenime Geçiş Sınavı (YGS)için artık yılda bir kez değil, üç kez sınav yapılacağını, öğrenci hazır olduğunda randevu alarak bu sınavlara istediği zaman girebileceğini açıkladı. Böylece diplomalı işsiz adayları yılda bir kez değil, üç kez sırat köprüsünden geçme gerilimini yaşayacaklar.

\n

***

\n

Savaşın yoklukları içindeki Tonguç, Arıkan, Yücel gibi eğitimciler ve siyasacılar ile dünyada Çinden sonra en hızlı kalkındığı savlanan günümüz Türkiyesinin siyasacısı Dinçer hakkında yargıyı elbette tarih verecek!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları