Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Şehircilik! (7)
Ankara kent planlaması 1927’de yapılırken, istasyona yakın “bataklık arazisinin” yararlı kullanılması gündeme gelir. Alman uzman Otto Verner’e bir tasarım hazırlaması önerisi yapılırsa da uygulanamaz!
1936’da Fransız Theo Leveau’nun yeni tasarımına 3 yıl sonra başlanır. 2. Dünya Savaşı yıllarında inşaatın yanı sıra ağaçlandırmaya da girişilir. 60 bin fidan dikilen park, 19 Mayıs 1943’te törenle açılır. O günün anısına “Gençlik Parkı” adı verilir. O zaman başkentin nüfusu 125 binlerdeydi...
“İncesu Deresi”nin yarattığı “bataklığın!” büyük bir “havuza” dönüştürülmesinden sonra sandallarla gezilir, yüzülür, 1944’te Zafer Bayramı nedeniyle, havuzda “yüzme, kürek ve yelken yarışmaları” da yapılır. Günümüzde Ankaralılar kentlerinde hiç yelken yarışları gördüler mi?
1957’de iki minyatür tren de park çevresinde ziyaretçileri gezdirmeye başlar, “Nikâh Salonu” açılır. Günümüzde pek çok çocuğun ve torunun velileri, bu salonda “Evlenmek istiyor musun” sorusuna “evet” yanıtı vermişlerdi.
Eski Belediye Başkanı Melih Gökçek “Parkta değişikliklerin yapılması konusunda Kültür bakanlarından isteklerde bulunduk, ama olumlu yanıt alamadık!” demişti. Acaba bu açıklama,“Gençlik Parkı’nın” dışlanıp “Disneyland” taklidi “Ankapark’ın” önünü mü açtı?
1950’lerin sonları ile 1970’e kadar gittiğimiz Gençlik Parkı’nda, ağaçların temiz havasını solur, gerilimlerimizden kurtulurduk. Hele İzmir Kültür Parkı’nda ilk kez tanıştığım, havuzun yanındaki, semaverli, nargileli “Recep Özgen Çay Bahçesi” herkes gibi bizim de buluşma, dinleme yerimizdi... Lunaparkı ise ayrı bir eğlence merkeziydi...
Havuz çevresindeki aile gazinolarında başta Zeki Müren olmak üzere dönemin ünlü Türk Sanat Müziği solistlerini dinlerdik... Bugün Ankara’nın nüfusu 5.5 milyon... Acaba bugün parkı kaç kişi geziyor?
***
Yıllardır Gençlik Parkı’na gitmediğim ve son durumunu bilmediğimden, bugünkü durum hakkında Ankaralıların ne düşündüklerini öğrenmek amacıyla internet sitelerine göz attım! Alıntılar özettir...
“Çantanıza, telefonunuza sahip çıkın. Zira her yer yankesici kılıklı çocuk ve adamlarla dolu. (...) Ailenizle huzursuz gezeceğiniz keyif vermeyecek bir yer oldu maalesef gençlik parkı...”
***
“Yapılış amacının dışına çıkmış dandik bir yer daha! İnsanlar su kenarında gölgesi mükemmel ağaçlar altında oturur, nezih çay bahçelerinde ufak tefek şeyler yer, havuzda dolaşan küçük kayıkları izler keyif yapardı. Lunaparkı ayrı bir eğlence yeriydi. Şimdi yozlaşan Ankara’nın ipsiz sapsızlarının dolaştığı ne idüğü belirsiz kafemsi yerlerde, ne idüğü belirsiz şeylerin satıldığı bir park oldu!”
***
“Ankara’daki bütün çakalların toplanma yeridir. Yolda giderken laf atarlar, kavga edersin. Çantan, cüzdanın, telefonun çalınır. Gaspa uğrarsın, ayakkabı boyacısı gelir ‘Abi tozunu alayım’ der cüzdana göz diker, vermezsin aniden 5 - 6 kişi olurlar, dayak yersin. Lunaparka girersin dolandırılırsın. Doğru düzgün gezemez, bir yerde oturamaz, çay içemezsin.”
***
“Çocukluğumda gidip en mutlu olduğum yerdi lunapark. Şimdilerde en gereksiz gördüğüm yer... Aileyle gidilmez, bayan bayana gidilmez, tek başına asla gidilmez, en iyisi mi hiç gitmemek. Zaten oyuncaklar dökülüyor, güvenlik sıfır...”
***
“Şu M.G’nin olumsuz dayatmacı tutumu yok mu? Bütün bu işlerin bu kadar kötü algılanmasının asıl sebebi o kişi ve onun Ankara halkına karşı böyle sert, yakışıksız tavrı. Yoksa bir parkın daha iyi yapılmasını ve daha kullanışlı hale getirilmesini kim istemez. Ama o belediye başkanı, bütün herkesi karşısına almayı kent açısından siyasi tatmin aracı sanıyor. Arada bir içinden geçiyorum. Söylendiği gibi in cin top oynuyor. Ailelerin ayağı alışmadı...”
***
“Ben çocukken parkın içinde trenle dolaşırdık. Nasıl bir heyecandı ona binmek. Parkın içini turlardı, tünel vardı parkın içinde... Aile çay bahçeleri vardı, gazinolar vardı, kürek çekmek ayrı bir zevkti. Ayrıca oturan iki heykel vardı. Nerde o heykeller? O heykeller parkın simgesiydi. Çok çirkin, donuk, buz gibi bir park, Kuğulu parka giderim daha iyi tabi...”
***
“Gençlik Parkı’nın RUHU gitmiş. Nerede çocukluğumun Gençlik Parkı? YAŞAMAYAN yer. Gençlik Parkı cıvıl cıvıl olurdu, tüm Ankara oraya doluşurdu. Gazinolarda Emel Sayın, Zeki Müren en ünlü sanatçılar program yapardı. Lokantalar tıka basa doluydu havuzun kenarında, kayıklar, KÜÇÜK TREN... Nerede bunlar? Hatta hatırlıyorum açık hava tiyatrosu bile vardı. Komediler izler kahkahalar atardık. Yazıklar olsun.”
(Not: Devam edecek...)
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması