Yengem Niye Öpmedi?

19 Temmuz 2011 Salı
\n

Üç haftadır, uluslararası arenada Türkiye odaklı bir öpüşmedir gidiyor! Sıra ile göz atalım

\n

27 Haziran: Fener Ortodoks Patriği 1. Varthelemiyu, Atinada Yunanistan Başbakanı Yeorgis Papandreu ile öpüştü, ekonomik bunalım konusunda desteğini açıkladı.

\n

12 Temmuz: Eski ABD Merkezi İstihbarat Örgütü - CIA (MİÖ) Başkanı, yeni Savunma Bakanı Leon Panetta, Kuzey Irakta ziyaret ettiği Bölgesel Kürt Hükümeti Başkanı Mesud Barzaniyi şapur şupur öptü. Bilindiği gibi Panetta, Bill Clintonun Başkanlığı döneminde Beyaz Saray Müsteşarı idi. Dışişleri Bakanı olan eşi Hillary Rodham Clinton ile Panettanın dostlukları o günlere dayanır. Barack Husein Obamanın Başkan olmasından sonra bu görevlere getirilmesinde Bayan Clintonın etkisi bilinir.

\n

14 Temmuz: Diyarbakırın Silvan ilçesinde devriye gezen bir grup asker, Kuzey Irakta odaklanan PKK militanlarınca saldırıya uğradı. 13 asker şehit düştü. Dokuz er yaralandı.

\n

15-16 Temmuz: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bayan Clinton ile görüştüler. Konuğu Ankarada değil, ayağına gittikleri Dolmabahçe, Huber Köşkü, Sait Halim Paşa Yalısı gibi saraylarda kabul ettiler. Clinton, hiçbirinin yanağını öpmedi!

\n

16 Temmuz: Clinton, Fenerde 1.5 saatlik görüşmeden önce Patriğin sakallı yanağından öptü, Heybeliada Ruhban Okulu açılmalıdır dedi. Okul açıldıktan sonra, herhalde bir daha gelişinde Türkiye, patrikliğin ekümenikliğini (evrenselliğini) tanımalıdır diyecektir.

\n

17 Temmuz: İstanbuldan sonra Atinaya giden Clintonı Papandreu Başbakanlık binasında değil, Dışişleri Bakanlığında kabul ederken yanaklarından öptü.

\n

Doğrusu çok üzüldüm! Saraylarda karşılanan Yengemiz, yöneticilerimizin yanaklarını neden öpmedi? Hayrünnisa, Emine, Sare Hanımlar eşlerinin yanaklarından öpülmelerini herhalde kıskanmazlardı. Ama ben kıskandım. El âleme şapır şupur, bize gelince yarabbi şükür!

\n\n\n\n\n\n\n\n

\n\n\n

Tavşana Kaç Tazıya Tut!

\n

\n\n\n

20 Mart 2003te ABD Irakı işgal etti. Devlet Başkanı Saddam Hüseyin idam edildi. Irak o günden sonra dinsel mezhep ve etnik kavgalar ile birlik olmaktan çıktı.

\n

ABD, petrol bölgesi olan Kuzey Irakta Bölgesel Kürt Hükümetiadı altında özerkliğe yol alan yönetimin kurulmasını destekledi. Böylece ülkenin birliği bozuldu, Kuzey Irakta özerklik verilen bir siyasal oluşum yaratıldı. Kürt önderlerden Barzani, bu yönetimin Başkanlığına, Celal Talabani de Devlet Başkanlığına getirildi.

\n

Ardından, ülkenin öteki yörelerine kıyasla Kuzey Irakta olağanüstü bir imar ve yatırım uygulamasına geçildi. Türkmenler, Araplar dışlandı. Yöre Kürtlerine hoş görünmek için Kuzey Irakta Türk askerinin başına çuval bile geçirildi.

\n

O günlerde iktidara yeni gelmiş olan AKP Hükümetinin, TBMMden yetki almasına karşın, şimdiye değin PKKye karşı sınır ötesi harekât yapması önlendi.

\n

Ankaranın 2007de Gelin Irak ile birlikte terörle mücadele ve istihbarat amacıyla üçlü bir eşgüdüm kurulu oluşturalım önerisini Vaşington benimsedi. Kurul çalışmaya başladı. Bir yıl sonra K. Iraklı Kürtlerin de kurula alınması önerisi geldi. Kurul dağıldı. Türkiye Özel Temsilcisi Emekli Orgeneral Edip Başer istifa etti.

\n

AKP hükümeti, daha sonraki yıllarda 30 bin kişinin katili Abdullah Öcalan ile görüşmelere başladı. Hükümet üç yıldır demokratik çözüm için açılım diye bir söylem tutturdu. Öcalan, İmralıdan çıkmasını da öngören Barış Konseyinin kurulduğundan söz eder oldu.

\n

Bu arada Türkiyede yakalanan PKKli teröristlerde pek çok Amerikan silahı ele geçirildi. Iraktaki Amerikan birliklerinden Kuzey Irakta Kürt Bölgesel Yönetimine gönderilen silahların PKKlilere verildiği saptandı!

\n

Seçim öncesinde de açılım diye bas bas bağıran AKPli siyasacılara açılımın ne olduğunu sorduğunuzda yanıtını üç yıldır hiç kimse veremedi.

\n

Güneydoğudaki Kürt vatandaşlarımız, Irakta ABD desteği ile Kürtlerin ikinci sınıf vatandaşlıktan birinci sınıfa geçtiğini ve yörede olağanüstü imar uygulamasının başladığını da yakından izliyorlardı. AKPnin üç yıllık açılım sözleri karın doyurmuyordu.

\n

ABD Savunma Bakanı Panettanın Barzaniyi öpmesinden iki gün sonra PKK Silvan saldırısını gerçekleştirirken, aynı gün Diyarbakırda Demokratik Toplum Kongresi (DTK)toplanarak demokratik özerklik ilan etti. Türkçesi ile Barzaninin Kuzey Iraktaki özerkliği gibi bir hedef öngörüldü, kurallar açıklandı:

\n

1. Eskilerin nefs-i müdafaa dedikleri öz savunma hakkı kullanılacaktı,

\n

2. BM sözleşmesine dayanarak kendilerini yönetmek için halkların kendi kaderini tayin hakkından yararlanılacaktı,

\n

3. Uluslararası topluma bizi tanıyın denilecekti.

\n

Clinton İstanbulda şehitlerden dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi, terörü kınadı, PKKnin ABD’nin teröristler listesinde olduğunu yeniledi. CNNde gençlerle katıldığı bir söyleşide şöyle dedi:

\n

Türk hükümetinin Türkiyede yaşayan Kürt halkına yönelik politikalarını destekliyoruz. Bunun yanı sıra demokratik olarak seçilmiş Irak hükümetini de destekliyoruz. Oradaki Kürt siyasalarını da destekliyoruz.

\n

Türkiyedeki Kürtler, kendilerinin Türkiyenin tam bir parçası olduklarını hissedebilirler ve öte yandan da kendileri için önemli olan Kürt kimliğini de korumak isteyebilirler. Buradaki çizginin şiddet ve terorizm noktasında çizilmesi gerekir.

\n

Uzun lafın kısası Kürtler terörü bıraksın, Kuzey Irak gibi özerk yönetime yönelsinler. Zaten DTK de kendi kendini yönetim kararını açıklamadı mı?

\n

Anlaşılan ABD, Kuzey Irak ve Güneydoğu Anadoludaki Kürtlere tavşana kaç tazıya tut siyasası izliyor. Duruma, işgal sonrasında Irakta büyükelçilik yapmış olan Ankaradaki ABD Büyükelçisi Frank J. Ricciardonenin kullandığı Türk atasözü Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusuda denilebilirdi!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları