Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kriz İçin Dersler: Kimi KOBİ'ler Neden Çok Başarılı?
2008’i KOBİ (Küçük ve Orta Ölçekli İşletme) yılı ilan eden Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) bu kez farklı yol izlemiş. Sorunların üzerine odaklanmak ve yapılanları tekrarlamak yerine “Başarılı Kobiler Neden Başarılı?” sorusunun yanıtını aramaya çalışmış ve ortaya ilginç bir rapor çıkmış. Prof. Dr. Erol Taymaz başkanlığında 5 kişilik bir akademisyen ekibinin hazırladığı “KOBİ’lerde Dönüşüm: Küçük Firmaların Büyük Başarıları” adlı çalışma 24 işletmenin başarı öyküsünü ele alıyor. Nasıl bir strateji izledikleri, finansman kaynaklarını nasıl sağladıklarını, insan kaynaklarını, kullandıkları ve geliştirdikleri teknolojileri anlatıyor.
Krizin dalga dalga yayıldığı, kapanan işyerlerinin hızla arttığı, var olan işsizlere her gün yenilerinin eklendiği bu dönemde bu başarı örneklerine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. KOBİ sözcüğü son yılların en popüler sözcüklerinden biri. Yalnız Türkiye açısından değil dünyada da KOBİ’lerin önemi giderek artıyor. Neden mi? Çünkü dünyadaki tüm ülkelerde istihdamın büyük bölümü onlar tarafından yaratılıyor; üretimin ve yeni teknolojilerin önemli bir bölümü de KOBİ’ler tarafından gerçekleştiriliyor. Prof. Taymaz konuşmasında yine dünyadan örnekler vererek büyük firmaların, küçük işletmelerden oluşan bir ağ kurarak Ar-Ge ve yenilikçilik çalışmalarını KOBİ’ler üzerinden yürüttüklerini vurguluyor.
Bugüne kadar yapılan araştırmalar KOBİ’ler arasında önemli farklılıklar olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye imalat sanayi verilerine göre, 1981-1991 döneminde çoğu KOBİ olarak tanımlanan 6 bin yeni işyeri kurulmuş. Yeni işyerlerinde kuruluş yılında çalışan sayısı 330.000’miş. Bu işyerlerinin ancak yarısı 10 yıl yaşayabilmiş. Ayakta kalan işyerlerinde çalışan sayısı yine 330 bin olarak kalmış. Çünkü bu dönemde büyüyen işyerleri kapanan işyerlerindeki istihdam kaybını büyük ölçüde telafi etmişler. Ayakta kalanların içinde en hızlı büyüyen yüzde 10’u üzerinde de bir araştırma yapılmış. Hızlı büyüyen 295 işyeri, 10 yılda 120 bin kişiye istihdam sağlamış.
Prof. Taymaz aynı araştırmanın şu ilginç bulgusunu da bizlerle paylaşıyor: “1980-2001 döneminde imalat sanayiinde yılda çalışan ortalamasının yaklaşık 1 milyon kişi ve yıllık istihdam artış oranının yüzde 1 olduğu göz önüne alındığında, hızlı büyüyen 295 işyerinin toplam istihdam artışının yarısını gerçekleştirdiği anlaşılıyor” ve ekliyor: “İşte bu yüzden başarılı firmaların neden ve nasıl başarılı oldukları önemli. Bu örnekleri ortaya koyarak hem oluşturulacak politikalara yol gösterici olmayı hem de diğer başarılı KOBİ’leri özendirmeyi amaçladık.”
Raporda, 24 şirketin başarılı bir büyüme için nasıl bir yol izledikleri de incelenmiş ve 4 ayrı strateji tespit edilmiş:
- Mevcut yerel piyasalarda rekabet üstünlüğü elde edilmesi.
- Büyük firmalara güvenilir tedarikçi olunması.
- Ülkeye ithal yoluyla giren ürünlerin yerli üretiminin yapılması.
- Yeni niş piyasalar yaratılması.
Başarılı girişimcilerin en önemli ortak noktaları ise “yenilikçi” olmaları olarak belirlenmiş. Yenilikçi girişimcilerin kimi kendi teknolojik birikimleri ile yeni ürünler geliştiriyor; kimileri ise özellikle geleneksel sektörlere farklı organizasyon ve pazarlama yöntemleri geliştirerek diğer firmalara karşı bir avantaj yakalıyorlar.
Diğer ortak noktalar arasında ise şu özellikler ön plana çıkıyor:
- Başarıları tesadüfi oluşmuyor, uzun süreli uğraş ve çabaların meyvesi.
- Faaliyet gösterdikleri piyasayı çok iyi biliyorlar, tüm dünyada piyasadaki diğer rakip firmaların ürün ve faaliyetlerini yakından izliyorlar.
- Teknik bilgiye sahip kişiler; hem kendi ürünlerini nasıl daha kaliteli üreteceklerini biliyorlar hem de üretim süreçlerinde gerekli değişiklikleri yapabiliyorlar.
- Krizlere karşı hazırlıklılar. Mutlaka bir B, hatta C planları bulunuyor. 24 KOBİ’nin çoğu 2001 krizini yaşayan ancak doğru stratejiler uyguladıkları için fazla etkilenmeyen işletmeler.
Ekonomik kriz malum. Belli ki “teğet geçer” ya da “hamdolsun korkulduğu gibi değil” edebiyatı artık prim bile yapmıyor.
Bu krizde de diğerlerinde olduğu gibi çok işletme batacak, çok canlar yanacak... Bu yüzden TÜRKONFED’in raporundan çıkarılacak çok ders var...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı