“Terör örgütü” adıyla bir suçlamadır gidiyor.\n

Bugünkü ileri demokrasimizde ne çok terör örgütü ve üyesi var, say say bitmiyor!\n

AKP iktidarında kimler terör örgütü üyesi olmadı ki?\n

Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın mesai arkadaşı, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ...\n

Gerçek terör örgütü PKK’ye karşı mücadele eden, ancak darbecilikle suçlanıp ağır cezalara çarptırılan TSK’nin önemli sayıda üst rütbeli subayı...\n

Silivri’deki gazeteci, bilim insanı, yazar ve siyasetçi...\n

Protesto eden öğrenci...\n

Evinde “tehlikeli kitaplar(!)” bulunduran yurttaş...\n

Hak arayan memur, emekli, işçi...\n

Sonuç olarak eğer etkili muhalifsen!..\n

Biber gazı, basınçlı su, polis copu, tekme tokat, gözaltı, emniyet sorgusu, savcılık ve gerekirse mahkeme yolu...\n

Başbakan’ın canını sıkan ODTÜ’lü öğrenciler gibi bir sabah evden alınıp götürülürsün.\n

Terör örgütü üyeliğiyle suçlanırsın acil.\n

Sorarlar, Nihat Behram’ın “Darağacında Üç Fidan”ını ve Lenin’in “Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı”nı...\n

Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan’ın fotoğraflarını...\n

Evde bulunan haki renkli parka suçtur, daha önce 4+4+4 protestosuna katılmak da...\n

Önceki bir eylemde çevik kuvvet tarafından oluşturulan barikatın önünde “uzun eşek” oynamanın hesabı sorulur, niçin slogan attıkları, kimlerden talimat ve emir aldıkları da...\n

Çünkü iktidarın gençlik anlayışında biat vardır, itaat vardır, kuzu gibi olmak, “büyüklerin” her dediğini saymak.\n

Yok öyle, kişisel iradeyle eylem yapmak!\n

Başbakan televizyona çıkar, “Herkes bizim gibi düşünsün istemiyoruz” diye başlar söze, ama ardından öğrencileri terörist olarak suçlar.\n

ODTÜ’lü öğretim üyelerini fırçalar; ne biçim öğrenci yetiştirmektir bu?\n

Oysa ne biçim ülke yönetmektir ki bu? Memlekette neredeyse her hak arayışı ve protestonun yanıtıdır, “terör örgütlerinin amaçları doğrultusunda faaliyette bulunmak”. \n

Kamu malına zarar vermek... \n

Görevli memurlara darp ve etkin direnmek...\n

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet etmek.\n

***\n

Ötekileştirici, kendilerinden olmayanın tehdit, tehlikeli, suçlu, sanık, zanlı sayıldığı bir süreç.\n

Yeterliliğin, bilginin, birikimin, donanımın önemsiz sayılması... \n

Bir yerde, yandaş olmak bütün mesele.\n

Her alanda, her birimde kadrolaşma.\n

Şile’de fırtına nedeniyle kayalıklara çarparak batan ve 4 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan kurtarma botunun arızalı olarak görevlendirildiği ortaya çıktı dün.\n

Eşinin savlarına göre botun kaptanına, işten çıkarma tehdidiyle “görev alması” için baskı yapıldığı da.\n

Kimlerdir bunun sorumlusu? \n

İktidarın yılların birikimine ve deneyimine sahip Sivil Savunma Genel Müdürlüğü’nü kapatması ve yerine kendi kadrolarını yönetici olarak atadığı birimler oluşturmasının etkisi var mıdır?\n

AKP kadrolaşmasının sonucu mudur acılar?\n

\n