Kimin savunma sanayisi?

21 Nisan 2023 Cuma

Türkiye, açık/kapalı savunma ambargoları yaşıyor. Bu nedenle savunma gereksinimlerini kendisi karşılama yoluna gidiyor. Birçok proje gündemde. Bu projeler, seçim nedeniyle iktidar partisine mal edilmiş durumda ve yoğun şekilde propaganda aracı olarak kullanılıyor.

Son olarak Türkiye’deki F-16’ların modernizasyonu için ABD’den izin çıktı. Türkiye’ye savaş uçaklarının kara ve deniz unsurlarıyla iletişimi ve veri aktarımını sağlayacak Link 16 cihazlarının verilmesi gündemde. Öğrendiğimize göre bu sistem zaten Türk savaş uçaklarında var. Ancak menzil ve kapasite artırımı ve bütün uçaklara yaygınlaştırılması gündemde. Bu cihazlara Türkiye’nin ihtiyacı var. Ancak şunu da bilmek gerekiyor. Zaten 2015 yılına kadar Link 16 sistemini bütün NATO ülkelerinin kullanması kararı alınmış. Yani Türkiye için geç kaldığını söyleyebiliriz. Gecikmenin nedenleri bir yana, bu iletişim sisteminin Türk savaş uçaklarında bulunmaması, NATO’nun işleyişini aksatıyor. ABD yetkililerinin açıklamalarına bakılınca modernizasyona öncelikli olarak NATO çıkarları için izin verildiği çok somut olarak ortada duruyor.

F-16 Amerikan üretimi ve bu ülke, uçakların geliştirilmesi için parçaları zor ve geç de olsa sağlıyor. Bu noktada sorunun büyüğünün arkadan geldiğini de anımsatalım. Türkiye’de üretilen uçaklara ABD veya başka bir ülkenin bu sistemleri vermesi söz konusu değil. Bunları Türkiye’nin kendisinin geliştirmesi kaçınılmaz ve çalışmalar sürüyor.

Savunma ve silah sistemlerinin çok sayıda alt bileşeni bulunuyor. Bu alt bileşenleri, özellikle de kritik olanları üretmek kısa sürede olacak işler değil. Üreten ülkeler uzun yıllar bu alanlara emek ve bütçe ayırmış. Bu nedenle sistemlerini başka ülkelerle paylaşma konusunda sonuna kadar kıskanç davranıyorlar.

AKP’nin yapılan çalışmaları sahiplenmesine karşın savunma projelerinin düşünsel altyapısı 1990’lı yıllarda oluşturuldu. O dönem ihtiyacı tespit edip sistemlerin yerli üretilmesi fikrini oluşturan proje subayları çoktan emekli oldu. Fırtına topları, bu yaklaşımın ilk ürünüydü. Namlu Güney Kore’den getirilmişti. Bu kapsamda Atak helikopteri üretildi. Altay tankı henüz seri üretime geçemedi. Gecikme o kadar uzadı ki Altay, zorunlu olarak “Yeni Altay” olarak adlandırıldı. Tank değişti, tüm testler sil baştan yeniden yapılacak. Ama Türkiye’nin ihtiyacı hâlâ giderilemedi.

Savunma sistemlerinde şu an için aşılamayan nokta motor. Güç sistemi geliştirme noktasında her ülke zorlanıyor. Güney Kore, tanklarını dışarıdan aldığı güç grubuyla yapabildi. Kendi geliştirdiği güç grubunu yetiştiremedi. Seri üretime Altay’da geçecek. “Atak’ın ağabeyi” olarak sunulan Atak II bile Ukrayna’dan getirilen motorla ilk uçuşunu yapacak.

Savunma sanayisini geliştirmek bir partinin değil devletin çok önceden verdiği karardır. Siyasi propagandaya kurban edilmemeli. Bir de Türkiye’nin savunma ihtiyaçları ilgili kurumlarca belirlenmeli. “Ben ne üretirsem envantere anında girmeli” mantığıyla gölgelenmemeli.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşamı ıskalamak 22 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları