Putin - Erdoğan - Obama - Esad

08 Aralık 2012 Cumartesi

Günümüzde siyasi liderlerin isimleri, kimlikleri üzerinden yürütülen, ülke halklarının, bölgenin çıkarlarını çok belirleyici gelişmelerde havalar, cepheleşmeler, olağanüstü olumsuzlukları da içermek üzere çok fazla değişken, karabasan olacaklara ilişkin hava tahmin raporlarında sözde bilim merkezlerinden gelen bilgilendirmelerden akılcı ortak bir sonuca varabilmeyi unutun, akla karayı aşan zıtlıkta tutarsızlıklar söz konusu.

\n

Söylemlerinde ABDden esinlendiklerini söyleseler de hazırladıkları başkanlık sistemi anayasa değişikliğinin içeriği ile çakma Rusya modeline, Putinin iktidar gücü yönetimine özendiği söylenen Erdoğan iktidarının Suriye politikalarının da son gelişmelerle hangi tarafa daha yatkın olduğu iyice karıştı. Esad iktidarına yönelik politikalarında izlenen çizgiye ilişkin yandaş yorumları, öngörüleri bile birbiriyle fena halde çelişmekte. Putinin İstanbul ziyaretiyle Rusya ile enerji eksenli ticari ilişkilerimizdeki büyük artışla, bu en stratejik ürünlerle sadece ekonomik değil, siyasal bağımlılığımızdaki katlanma anlaşmaları arka planda. Yandaşlar ön planda Suriye, daha doğrusu Esadın gönderilmesi projesinde Erdoğanın Putini ikna etmek üzere olduğunu pompalıyor.

\n

Putinin İstanbulda Esadı savunmada ısrarcı olmaması önemli kanıt olarak gösteriliyor. Kimilerine göre Esadın artık korunamayacağı gerçeğinin görülmesine, kimileri Türkiye ile daha güçlü bir ittifakın oluşmasına yontsalar da asıl belirleyici olabilecek neden, Suriyeye ilişkin ABD-Rusya-AB ülkeleri arasındaki çözüm arayışları atlanıyor. Rusya, Suriye üzerinde kazanmış olduğu bölgedeki gücünü kaybetmemeye yönelik ABD ve AB ile Suriyenin geleceğine yönelik ortak çözüm arayışlarına ağırlık verdiğini dünyaya göstermekten kaçınmıyor. İlginç olanı ABD-ABnin de bu yeni formülle çözüm üretmeye gönüllü olmaları.

\n

***

\n

Sağır sultanın bildiği, duyduğu, daha önceleri ABD-AB cephesinin Türkiyeye, Erdoğana önemli rol biçerek, öne sürerek Esad operasyonunu başlattığı idi. Gelin görün ki evdeki hesaplar çarşıya uymadı. Arap Baharının sonuçları, hele de yeni boyutları; Libyada öldürülen ABD elçisi belki de ayrıntı, Mısır’daki son gelişmeler, Irakta yaşananlar şimdilik en ürkütücüleri. ABD-AB çıkarları açısından yeni iktidarların Arap-radikal İslami akımlar, şeriatçılığın ağır bastığı kimlikleriyle yakınlaşmalarının çok ötesinde, ideolojik karşıtlık ittifakları ürkütücü. Suriyede benzer oluşuma izin vermek dengeler açısından en kırıcı noktayı oluşturabilir. Ne yapılıp, edilip Türkiye öncülüğünde ortaya çıkmış muhalefet hareketinin, Türkiyenin etkin rolü, kendilerinin gerçek desteği olsa da olmasa da tehdit oluşturduğu için kırılmasına, yeniden çok daha esnek bir ittifak içinde oluşturulmasına karar verildi bile.

\n

Mısırda, Libyada, Irakta, hatta Tunusta ortaya çıkan iktidar dengeleri ileriye dönük fazlası ile ağır tehditler içeriyor. Yeni destek olabilecek yapılanmalara katlanılamayacak derin riskler içeren dalgaların şiddeti şimdiden ortalığı kasıp kavurmakta. Rusya ile dalgaları kırabilecek bir çıkar uzlaşması, Suriye için bütün tarafları yumuşatacak, hatta var olan iktidarı içinde barındıracak bir yeni muhalefet cephesi olmazsa olmaz çözüm reçetesi, aklın yolu gibi. Hani Balkanlar, Tito Yugoslavyası üzerinden oynanan onca oyun, senaryo, akıtılan kandan sonra, başlangıçta Rusya ile uzlaşma, sesiz kalmasını sağlama adına Bosna, Kosova Sırpların egemenliğine sus payı olarak verilmiş gibiydi ya. AB kendi iktidar alanına Slovenya, Hırvatistanı çekmiş, Makedonya, Karadağın kopmalarında, hatta Bosnanın tek devlet olarak bağımsız kalma çabasında ABD ağırlığını koymuş gibiydi ya... İkinci etap çatışmalar, kan dökülmesi çok daha ağır insanlık suçlarının işlenmesi olarak Bosna, Kosovada yaşamış, ABD askeri müdahaleleri ile noktalanmıştı ya...

\n

Görünmeyen bir ek uzlaşma ile Sırpların olmasa da Rusyanın gönlü alınmış, Bosna üç devletçiğe bölünürken Kosovada NATO askeri gücünün içine Rus askerinin de katılması ile özel bir ortak koruma formülü üretilmişti. İşte bizim kamuoyunun hemen hemen hiç farkına varmadığı bu önemli güçler dengesi uzlaşmasının bir benzeri çabanın kokusu Suriye için geliyor bile. İstanbulda çatısı kurulmuş Suriye muhalefet hareketi hepsi için Ortadoğu dengelerini çok ağır bozacak ek başa bela, Mısır benzeri bir yapılanmayı doğuracağına, Esad iktidarının alt kadrolarını, dağılımını kollayan, Rusyanın var olan çıkarlarını da sarsmayacak bir çözüme ABD-AB-Rusya neden evet demesinler ki...

\n

Ortadoğu, İslam dünyasında liderlik düşleri kurarken Arap Baharıyla açığa düşen Erdoğan iktidarı, Libyada hızlı bir çark edişle üstlendiği sonuçları, insancıllığı bile çok tartışmalı rolden sonra, Suriyede öne çıkmanın sadece ağır faturalarını ödüyor. BMnin Genel Sekreteri Ban Ki-munun dün ülkemizden, bize çok pahalıya patlayan tek insancıl rolümüz sığınma kamplarındaki yükümüzü hafifletme çağrısı bir işe yarayacak mı ki?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları