Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Putin - Erdoğan - Obama - Esad
Günümüzde siyasi liderlerin isimleri, kimlikleri üzerinden yürütülen, ülke halklarının, bölgenin çıkarlarını çok belirleyici gelişmelerde havalar, cepheleşmeler, olağanüstü olumsuzlukları da içermek üzere çok fazla değişken, karabasan olacaklara ilişkin hava tahmin raporlarında sözde bilim merkezlerinden gelen bilgilendirmelerden akılcı ortak bir sonuca varabilmeyi unutun, akla karayı aşan zıtlıkta tutarsızlıklar söz konusu.
\nSöylemlerinde ABD’den esinlendiklerini söyleseler de hazırladıkları başkanlık sistemi anayasa değişikliğinin içeriği ile çakma Rusya modeline, Putin’in iktidar gücü yönetimine özendiği söylenen Erdoğan iktidarının Suriye politikalarının da son gelişmelerle hangi tarafa daha yatkın olduğu iyice karıştı. Esad iktidarına yönelik politikalarında izlenen çizgiye ilişkin yandaş yorumları, öngörüleri bile birbiriyle fena halde çelişmekte. Putin’in İstanbul ziyaretiyle Rusya ile enerji eksenli ticari ilişkilerimizdeki büyük artışla, bu en stratejik ürünlerle sadece ekonomik değil, siyasal bağımlılığımızdaki katlanma anlaşmaları arka planda. Yandaşlar ön planda Suriye, daha doğrusu Esad’ın gönderilmesi projesinde Erdoğan’ın Putin’i ikna etmek üzere olduğunu pompalıyor.
\nPutin’in İstanbul’da Esad’ı savunmada ısrarcı olmaması önemli kanıt olarak gösteriliyor. Kimilerine göre Esad’ın artık korunamayacağı gerçeğinin görülmesine, kimileri Türkiye ile daha güçlü bir ittifakın oluşmasına yontsalar da asıl belirleyici olabilecek neden, Suriye’ye ilişkin ABD-Rusya-AB ülkeleri arasındaki çözüm arayışları atlanıyor. Rusya, Suriye üzerinde kazanmış olduğu bölgedeki gücünü kaybetmemeye yönelik ABD ve AB ile Suriye’nin geleceğine yönelik ortak çözüm arayışlarına ağırlık verdiğini dünyaya göstermekten kaçınmıyor. İlginç olanı ABD-AB’nin de bu yeni formülle çözüm üretmeye gönüllü olmaları.
\n***
\nSağır sultanın bildiği, duyduğu, daha önceleri ABD-AB cephesinin Türkiye’ye, Erdoğan’a önemli rol biçerek, öne sürerek Esad operasyonunu başlattığı idi. Gelin görün ki evdeki hesaplar çarşıya uymadı. Arap Baharı’nın sonuçları, hele de yeni boyutları; Libya’da öldürülen ABD elçisi belki de ayrıntı, Mısır’daki son gelişmeler, Irak’ta yaşananlar şimdilik en ürkütücüleri. ABD-AB çıkarları açısından yeni iktidarların Arap-radikal İslami akımlar, şeriatçılığın ağır bastığı kimlikleriyle yakınlaşmalarının çok ötesinde, ideolojik karşıtlık ittifakları ürkütücü. Suriye’de benzer oluşuma izin vermek dengeler açısından en kırıcı noktayı oluşturabilir. Ne yapılıp, edilip Türkiye öncülüğünde ortaya çıkmış muhalefet hareketinin, Türkiye’nin etkin rolü, kendilerinin gerçek desteği olsa da olmasa da tehdit oluşturduğu için kırılmasına, yeniden çok daha esnek bir ittifak içinde oluşturulmasına karar verildi bile.
\nMısır’da, Libya’da, Irak’ta, hatta Tunus’ta ortaya çıkan iktidar dengeleri ileriye dönük fazlası ile ağır tehditler içeriyor. Yeni destek olabilecek yapılanmalara katlanılamayacak derin riskler içeren dalgaların şiddeti şimdiden ortalığı kasıp kavurmakta. Rusya ile dalgaları kırabilecek bir çıkar uzlaşması, Suriye için bütün tarafları yumuşatacak, hatta var olan iktidarı içinde barındıracak bir yeni muhalefet cephesi olmazsa olmaz çözüm reçetesi, aklın yolu gibi. Hani Balkanlar, Tito Yugoslavyası üzerinden oynanan onca oyun, senaryo, akıtılan kandan sonra, başlangıçta Rusya ile uzlaşma, sesiz kalmasını sağlama adına Bosna, Kosova Sırpların egemenliğine sus payı olarak verilmiş gibiydi ya. AB kendi iktidar alanına Slovenya, Hırvatistan’ı çekmiş, Makedonya, Karadağ’ın kopmalarında, hatta Bosna’nın tek devlet olarak bağımsız kalma çabasında ABD ağırlığını koymuş gibiydi ya... İkinci etap çatışmalar, kan dökülmesi çok daha ağır insanlık suçlarının işlenmesi olarak Bosna, Kosova’da yaşamış, ABD askeri müdahaleleri ile noktalanmıştı ya...
\nGörünmeyen bir ek uzlaşma ile Sırpların olmasa da Rusya’nın gönlü alınmış, Bosna üç devletçiğe bölünürken Kosova’da NATO askeri gücünün içine Rus askerinin de katılması ile özel bir ortak koruma formülü üretilmişti. İşte bizim kamuoyunun hemen hemen hiç farkına varmadığı bu önemli güçler dengesi uzlaşmasının bir benzeri çabanın kokusu Suriye için geliyor bile. İstanbul’da çatısı kurulmuş Suriye muhalefet hareketi hepsi için Ortadoğu dengelerini çok ağır bozacak ek başa bela, Mısır benzeri bir yapılanmayı doğuracağına, Esad iktidarının alt kadrolarını, dağılımını kollayan, Rusya’nın var olan çıkarlarını da sarsmayacak bir çözüme ABD-AB-Rusya neden “evet” demesinler ki...
\nOrtadoğu, İslam dünyasında liderlik düşleri kurarken Arap Baharı’yla açığa düşen Erdoğan iktidarı, Libya’da hızlı bir çark edişle üstlendiği sonuçları, insancıllığı bile çok tartışmalı rolden sonra, Suriye’de öne çıkmanın sadece ağır faturalarını ödüyor. BM’nin Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un dün ülkemizden, bize çok pahalıya patlayan tek insancıl rolümüz sığınma kamplarındaki yükümüzü hafifletme çağrısı bir işe yarayacak mı ki?
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama