Tabutların siyasette önlenemez gücü...

06 Ağustos 2015 Perşembe

ABD’nin Irak-Afganistan işgalleri sürecinde medya güdülenmesi gücünün kullanılarak ABD’ye dönen asker cenazelerinin fotoğraflarının çekilmemesi, cenaze törenlerinin görüntülerinin verilmemesi için gösterilen çabanın birçok haberini okumuştum. Vietnam sendromunun bir benzeri ile yüz yüze kalma korkusu, iç kamuoyuna dönük gündemin hep odağındaydı. En etkili önlemin savaşa gönderilenlerin gönüllü, daha doğrusu paralı asker yapılmalarıydı... Irak-Afganistan işgallerinde ölen ABD’li asker sayısının düşük olabilmesine yönelik alınmış çok etkin savaş önlemlerinin ayrıntılarına girmeden, ölen asker sayılarının toplamı, hele görüntüleri asla verilmeden, medya sorumluluğu adına kamuoyu duyarlılığının köreltilmesi çok da işe yaramadı...
Bush’un “Destek vermeyen ülkelerle savaş ganimetlerinin paylaşılmayacağı” havalı günleri çok çabuk tüketildi... “Bush projesinden hızla vazgeçilip Obama projesi ile ABD askerlerinin işgal ettiği topraklardan çekilme kararlarının alınmasında; asker ölümlerinin yarattığı siyasal yıpranmanın yanı sıra, işgal edilen topraklarda yol açılan iç savaşların bataklığı kaosunun yarattığı ekonomi, petrol maliyetlerine de dönük olumsuzlukların belirleyici olduğu..” günlere geçildi...
Hafta sonu rastlantısal çok ilginç bir belgesel izledim... Irak savaşından sağ dönmüş, pek çok yakın arkadaşının ölümüne tanıklık etmiş bir asker, müziği ile bir savaş karşıtlığı projesine katılmış... Vietnam döneminden ünlü bir müzisyenle yolları buluşmuş, birlikte yürüttükleri ölen yakınları ile sürdürülen seçim kampanyası sürecinde görev almışlardı. Cumhuriyetçi partiden hem de, 13 milletvekillerinin kampanyasını üstlenmişler, müzikleriyle seçmenlere ulaşarak 9’unun seçilmesini sağlamışlardı. Tahmin edeceğiniz üzere müziklerinin sözleri, kampanya görüntüleri ölen askerleri yaşam öyküleri ile yansıtıyor, gönüllüler arasında savaşta ölen askerlerin en yakınları rol alıyorlardı... Sözler, sloganlar.. bütünlük içinde savaş karşıtlığı, ABD’nin söz konusu savaşlardaki kirli çıkarlarının reddi, oralarda ne aradıkları sorgulamaları üzerindendi...

***

ABD siyasi erkinin, vazgeçilemeyecek ekonomik-sosyal-siyasal çıkarların kollanmasında günümüzde kendi askeri gücünü kullanmama özenlerini, bölgeye göre başka ülkeler askeri güçleri, olmadı terör örgütlerinin silahlı güçlerini kullanma stratejilerinin dayandırıldığı gerçekleri ne de güzel açıklıyor?.. Yaşadığımız sorunların yumağında çıkarabileceğimiz dersler yok mudur? Kimileri hiç hoşlanmayacaklar biliyorum ama.. Mustafa Kemal Atatürk’ün, laik Cumhuriyetin kurulabilmesinin önünü açan Kurtuluş Savaşı destanının yazılmasındaki liderlik gücünü kullanarak, devrimleri ile yine belirleyici rol üstlendiği Cumhuriyetin Kuruluş sürecinde slogan yaptığı “Yurtta barış, dünyada barış..” ilkesinin anlamı, değeri üzerinde bir daha bir daha kafa patlatmak gerekmiyor mu?
İslam dünyası, olmadı Ortadoğu üzerinden, “ılmlı İslam, yeni Osmanlıcılık..” düşleriyle yola çıkan İktidarları, liderliği ile, başımıza ördükleri çoraplar, yol açtıkları ülkemiz vatandaşları arasındaki cepheleşmeler, düşmanlıkların, siyasal sorumluluğu ile ilişkili.. hesaplaşmak zorunda değil miyiz?
“İçerde, biz barış sürecinin, Kürt açılımının mimarıyız.. PKK silahsızlanmanın gereğini yerine getirmiş olsa, birbirinden hain yeni terör, pusu cinayet eylemleri ile süreci kırmasa zorunlu askeri operasyonlar olur muydu?” savunması, yıllarla siyasi çıkarlar adına göz yumulmuş olması gerçeği ortada iken, yeterli olabilir mi? Kuşkusuz, Kürt cephesinin, hele de yasal siyaset yapma iddiasında olan örgütlenmelerinin, terör örgütleri, dış odaklardan da beslendiği kuşku götürmez ayrımcılık siyasetleriyle ilişkilerini kesmeleri aynı ölçüde yaşamsal... Annelerin acıları, kan üzerinden siyasetin getirisi çok kısa süreli... Zaman içinde savaş cephesi sorumluları hep hesap verseler de... Ne yazık ki geç kalınmış pişmanlıklarda, açılmış yaraların sarılması, derinliği ile doğru orantılı, barış da kolay gelemiyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları