Yılmaz Şipal

Köleliğin Yeni Adı: 'İnsan Ticareti'

18 Temmuz 2011 Pazartesi
\n

Bugün uygar gibi görünmeye özenen ülkelerde yaşayanların bir bölümü, ileri teknoloji ile gelen sanal bir dünyaiçinde yüzmektedir.

\n

Gazete ve televizyon haberlerinden, üzerinde yaşadığımız dünya adı verilen bu gezegenin karanlık bir geleceğe doğru ilerlediği gözlenmektedir.

\n

Uygarlık sözcüğünün genel anlamda, bir ülke ya da toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tümü olduğu açıklanmaktadır.

\n

Uygarlık, evrensel boyutlara ulaşmış insan sevgisinin başköşeye oturtulduğu bir kültürler bütünüdür. Uygarlık, düşünce ve hayal zenginliğinin ürünleri olan müziktir, edebiyattır, şiirdir, heykeldir, resimdir. Bir ülkede bunlar toplum tarafından benimsenip özümsenmedikçe, o ülkenin uygarlığından söz etmek çok zordur.

\n

Kardeşliği, eşitliği, özgürlüğü ve en önemlisi insanlığıiçinde barındırmayan toplumlar, dünyanın en ileri teknolojisine sahip olsa bile, uygarlıktan çok uzaktır.

\n

Bilimsel verilere göre, insanoğlunun maymunluktankurtulup iki ayağı üzerinde dik durmasını öğrenip,insangörünümü kazanması için milyonlarca yıl geçmesi gerekmiş.

\n

Oysa görsel ve yazılı basın insan olmak için iki ayak üzerinde durmanın yeterli olmadığını gözümüze sokmaktadır.

\n

Bunun en kesin kanıtlarından biriinsan ticaretidir. Bugün insan ticareti, yasaklanan köleliğin yerini almış görünmektedir.

\n

Günümüzde insan ticaretihızla yayılmaktadır.

\n

Birleşmiş Milletler bütün dünyada köleliği sözde yasaklamıştır.

\n

Kaldırılan köle pazarlarındandoğan boşluğu, günümüzde sosyal güvenlikten yoksun kaçak göçmenlerle kaçak işçipazarları doldurmaktadır.

\n

İnsan ticareti, geri kalmış ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru ölümünebir yolculuğa dönüşmüştür.

\n

Bugün dünyada, 400 yıl boyunca yapılan köle ticareti sırasında Afrikadan kaçırılmış olanlardan daha fazla köle olduğu varsayılmaktadır.

\n

Hızlı nüfus artışının baskısı altında ezilen ülkelerde, açlık sınırının çok altında ücretlerle çalışmaya hazır bekleyen insanlar her geçen gün hızla çoğalmaktadır.

\n

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 10 Haziran 1948de kabul ettiği, 30 maddeden oluşan İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 4. maddesi ile kölelik yasaklanmıştır.

\n

Madde 4 - Hiç kimse, kölelik ya da kulluk altında tutulamaz; her türden kölelik ve köle ticareti yasaktır denilmekte ise de 2010 yılının Haziran ayında insanın kanını donduranbir insan ticareti de ülkemizde yaşanmıştır.

\n

İnsan ticareti yapan 21. yüzyılın köle tacirleri”, geri kalmış ülkelerden getirdikleri aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kaçak göçmenleri, Meriç nehri üzerinden Yunanistana geçirmek için, 3 kişilik plastik havuz botlarına 9ar kişi bindirmişler. Yarı yolda göçmenlerden Meriç nehrinden yüzerek karşıya geçmelerini istemişler. Göçmenler, Su çok derin, akıntı hızlıdiye suya girmek istemeyip direnmiş. Bunun üzerine köle tacirleri kadın, çoluk-çocuk demeden sopalarla döve döve zorla hepsini tutup nehre atmış ve 16 göçmen de Meriçin azgın sularında boğularak can vermiş...

\n

Olayı, 5 Aralık 2010 tarihli Cumhuriyet, 3. sayfasında, Kadın ve çocukları ölüme atmışlarbaşlığı ile kamuoyuna duyurmuştur.

\n

Bu olay, köle ticaretiyasağını yok sayan insan tacirlerinin Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna verdiği bir yanıttır.

\n

Cumhuriyetin bu haberi ise 21. yüzyılda varlığını her geçen gün büyüyerek sürdüren insan ticaretinin,köleliğigeri getirdiğinin bir kanıtı gibidir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

'Bedava' Yaşamak 22 Ekim 2012

Günün Köşe Yazıları