Aydın Engin

Hani bir Demirtaş var(dı)

09 Ağustos 2018 Perşembe

Evet, evet o Demirtaş’tan söz ediyorum, Selahattin Demirtaş’tan...
Başlıkta parantez içine tıkıştırdığım takısı bir şeyler anlatsa gerek.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP’nin adayıydı. Türkiye’nin en batısındaki bir cezaevinden salt Türkiye’nin en doğusuna değil, her yerine sesini iletmeye çabalayan ve o hukuk değil ahlak sınırlarını da zorlayan koşullara rağmen bunu başaran Selahattin Demirtaş’tan söz ediyorum.
Kürt siyasal hareketinin Türkiye siyasal yaşamına armağan ettiği, siyasetçi ağırbaşlılığı ile insan sıcaklığını buluşturan bu genç arkadaşımızın adını da, sesini de 24 Haziran’ın ardından duymaz olduk...
Bestelediği türküyü dinledik; yazdığı amatörlüğün çok ötesinde kalite taşıyan öykülerini okuduk, cumhurbaşkanı adayı olarak Edirne mahpus damından iletmeyi başardığı cümleler bizlere ulaştı.
Peki sonra?..

***

Dolar almış başını giderken, ekonominin geleceği üstüne ardı ardına felaket haberleri sağanak olup üstümüze yağarken... Kravatlı mollalar eğitim sistemini kendi sefil hesapları yönünde düzenleyelim derken on binlerce gencecik çocuğu geleceklerini karartan bir kargaşanın (=kaos) içine sürüklemişken... CHP’deki çalkantı partide ağır yaralar açmışken ve açmaya devam etmekteyken “Selahattin Demirtaş da nereden aklına geldi” diye soranınız oldu mu?
Bu soruya uzun, çok uzun cevaplar verebilirim.
Mesela HDP’den başlayıp “Hayrola, kitlelerle sıcak bağ kurabilen tutuklu eşbaşkanınızı unuttunuz mu yoksa” diye bir karşı soru üretebilirim...
Mesela, sebep Meclis’te etkili ve yankı yaratan çok sıkı bir muhalefet yapılıyor da Demirtaş’tan söz etmeye, ona sımsıkı sahip çıkmaya vakit kalmıyor filan mı acaba gibi bir cümle kurup dostça dalga geçebilirim.
Mesela AKP Reisi’nin iktidarına dönüp tutuklu ya da hükümlü muhaliflerinizi sadece hapsetmekle yetinmeyip bir de dört duvar arasına gömme kararı verdiniz de haberimiz mi olmadı, diye sorabilirim.
Acaba Reis ve takımı “Yav sen ne diyorsun gazeteci parçası. Biz milletvekili seçilip dokunulmazlık zırhına kavuşmuş Enis Berberoğlu’nu, Leyla Güven’i bile dört duvar ardında tutuyoruz” filan mı diyorlar?
Hayır, durup dururken Selahattin Demirtaş’tan söz etmemin yalın bir cevabı var:
Siyasetin yerlerde süründüğü bir iklimde yaşatılıyoruz ve kaliteli, ilkeli ve güven veren bir siyasetçiyi özledim de ondan...
Hepsi bu ve hepsi bundan ibaret.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları