Aydın Engin

CHP Hamamında Tellak Kavgası

14 Ağustos 2014 Perşembe

Başlıktaki benzetmeden alınganlık gösterecek samimi CHP’liler hoş görsünler ama daha iyi ve daha cuk oturan bir halk deyimi bulamadım. Belki yoktur da…
Bu yazı ise o halk deyiminin CHP için geçerli olup olamayacağını tartışmaya çalışıyor.
Soru yalın: CHP’de patlak veren ve patlak vermesi kesinlikle bir sağlık fırsatı yaratan çekişme, tellak değişikliği ile mi sınırlı kalacak yoksa tepeden tırnağa, programdan ülke sorunlarına somut çözüm önerilerine uzanan sahici bir yenilenmeye mi dönüşecek?
Yani eski hamam eski tas olacak da tellaklar mı değişecek, yoksa hamam mı?
Başlıktaki “hamam” benzetmesi kabul edin ki CHP’nin bugününe cuk oturuyor. Ağustos sıcağında partinin içi pek ısındı; kazanlar kaynıyor…
Bunun şaşılacak bir yanı yok.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden -neresinden bakarsak bakalım- CHP yenik çıktı. MHP ile el ele tutuşup bulunan cumhurbaşkanı adayı formülü tutmadı. Sandık başına gitmeyen 13 milyon seçmen içinde CHP seçmeninin oranı galiba en yüksek olanı.
Nitekim Ekmeleddin İhsanoğlu’na başlangıçta da karşı çıkan parti içindeki milliyetçi kanat kılıcını çekti ve en tepeden kelle istedi. Ankaralı meslektaşlar yanılmıyorsa, partinin ağır toplarından Muharrem İnce de o kervana katılıyor. Yarın yeni kelle avcıları da ortaya çıkarsa kimse çok şaşırmayacak.
Sanmıyorum ama diyelim milliyetçi kanat CHP’nin yönetimini ele geçirdi, CHP’de ne değişmiş olacak?
CHP aslında gümbür gümbür iktidara yürüyecek de, 1970’lerde Ecevit hareketinde olduğu gibi seçmenler akın akın CHP’ye yönelecek de buna Kılıçdaroğlu ve ekibi mi engel oluyor? Bunu ileri sürenler, söylediklerine sanırım kendileri bile inanmıyorlar.
Yaşı uygun olanlar hatırlasın, Ecevit hareketi “Toprak işleyenin, su kullananın… Tekellerin bizi kuşatmasına izin vermeyeceğiz” gibi o yılların Türkiyesi için anlamlı ve etkili sloganlarla silkinmiş; yüzünü emekçilere, köylülere çevirmiş; devletin partisi olmaktan halkın partisi olmaya yönelmiş; “ortanın solu”nda bir parti olmaya çabalamıştı. Bunu başarıp başaramadığı -ki başaramadıbu yazının konusu değil. Ama o hareket, Kemal Satır’giller gitsin, Ecevit ve ekibi gelsin” sığlığında bir tellak değişimi ile sınırlanmayan bir siyasal çıkıştı. Nitekim 12 Mart sonrasındaki ilk seçimde sandıktan hükümeti kuracak parti olarak CHP çıktı. Dört yıl sonra, 1978’de de yüzde 42’lik bir seçmen desteğine kavuştu…
Bugünkü CHP öylesine bir çıkış yakalayamazsa artık ana muhalefet partisi bile olamayacağı günleri görebilir. Daha iddialı söyleyeyim: Görür.

***

Birkaç gün önce Tırmık’ta yazıldı. Yineleyeceğim:
? Kürt sorununun barışçıl çözümü için CHP ne öneriyor?
?Kıbrıs kördüğümünün çözümü için CHP’nin önerisi ne?
?AB üyeliği konusunda CHP’nin tutumu ne ve üyelik için hangi adımları atmak için kolları sıvayacak?
?AKP elebaşılarının ekonominin motoru olarak seçtikleri inşaat sektörüne karşı ya da en azından onun yanı sıra yönelecekleri ekonomik alan ne?
? Doğalgaz ve petrole sımsıkı bağımlı kılınmış, üstüne nükleer santral ile tüy dikmeye hazırlanan AKP’nin enerji politikalarına karşı CHP ne öneriyor?
?“Komşularla sıfır sorun” deyip her şeyi yüzüne gözüne bulaştıran Davutoğlu’nun dış politika çizgisi yerine CHP komşularla ve komşu olmayanlarla sahiden sıfır sorun hedefine ulaşmak için önümüze nasıl bir dış politika projesi koyuyor?..

***

Saymaya, sıralamaya devam etmeyeyim değil mi?
Türkiye’de demokrasinin serpilip gelişmesi, zenginleşmesi, derinleşmesi için CHP’nin göz ardı edilemeyecek bir siyasal güç olduğu kanısındayım.
Ama sadece tellak değişimiyle yetinilirse engel ve ayakbağı olacağı kanısındayım da...
Ya siz?..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları